Gömleğim yapış sırtıma kılıktan kılığa girmek istiyorum yığınla kaburgalarıma kadar yapış havadan sudan bahsederek eziyet etme denizden gökyüzünden bahset ne talimat ne de arz-talep paşa gönlümüz neyse o arkadaş şükür kavuşturana gömleğim senin dikişlerin dilimin şeritleri aynı düzeltilmemiş kırışıklıklara ilgimiz parasını denkleştiremediğimiz aynı adresler cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyduğumuz her koşul kollarımızı kıvırdığımızda edilen o göç...
Son Yazılar:
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
Kategori: Litera
SAVURGAN DİLİMDE AÇAN SON ÇİÇEK (ŞİİR)
Suskudan melek payını aldık Benler öleyazdı hep arka odalarda Çiğler sarka sarka yıkıldı, ince duvarlara Aralık açan izler eşkâl yakacak türden, Namı değer efkâr ile palazlandık Namüstesnadır gelen geçen, biz bulutlara değmeden Sevgisizliğin yıllar önce bulunmuş kodlarından herhangi biriyle Hiç konuşmamış kadar Yeni olağana doğru koşulsuzca ilerlerken Parşömene sarılı geçmiş zaman, Boş kulvarlardan birini yine...
OTUZ ÜÇÜNCÜ KABİLENİN KIZI (ŞİİR)
Saatlerce aynı gün çatlayan sabır taşlarının isyanı buruşan ellerinde yakaza haliyle dokundum sana yadaladım çırılçıplak tenini kızılcık gözlerinle canbar büyüsüyle baktığında kızıl saçlarını okşadım kızıl kıvırcık saçlarını süz tepeden tırnağa pürüzsüz tenimi aynanın karşısında o zaman görünürüz katları hiçe sayarak. Saatlerce aynı efsunlu zaman silsilesi Rusvon’un anahtarı bendedir İlm-i Ledün belleğimde gel de otur dört...
DİLİ DAĞLANMIŞ LÂLİSTAN
Çok az kişinin uğraş alanına girmek, orada emek ve kalem oynatmak, bir insan için çok cesur bir iştir. Dış dünyanın biçimsel görüntüsünün iç dünyasını açığa çıkarmak, çok önemli bir maharettir. Mesela; doğanın bütün orman, nehir ve dağlarına birer dil verip, onları okurla buluşturmak. Doğanın kendi derdini, sorunlarını insanlara anlatımda aracı olmak. Bu meyanda en mahir olansa...
Kahve Deneyimini İnceleyen Filozof
Kahve göründüğünden çok daha derin bir şey mi? David Robson kesinlikle böyle düşünen bir filozofla tanışıyor. İnsan zihnini araştırmak için içeceği kullanmaya çalışan bir filozofla. Sanki bir odun ateşinin sönmekte olan közlerini içiyor gibiyim. Dumanlı ve kreozotun keskin tadıyla karışık bir koku. Daha fazla konsantre olduğumda, daha keskin bir alt tonu maskeliyor gibi görünen...
Bob Dylan: Kırılganlık ve Bir Hakikat Aracı Olarak Müzik Üzerine
“Gerçekliğe karşı duyarlı olmak için savunmasız olmalısınız. Ve bana göre savunmasız olmak, kişinin kaybedecek daha fazla bir şeyi olmadığını söylemenin bir başka yoludur.” Kendini tanımak hayatın ödülleri arasında en zoru olabilir. Kazanması ve katlanması en zor olanı. Kendinizi tanımak, evrenin entropik fırtınası içinde sarsılmaz bir sabitlik değil, sürekli akış halinde bir dizi kırılganlık olduğunuzu bilmektir....
Doğazede
Yazının başlığını görünce, ülkece içinden geçmekte olduğumuz felaketlerin etkisiyle; deprem, sel gibi doğa olaylarını kastederek “doğazede” kelimesini kullandığımı düşünmüş olabilirsiniz. Dolaylı bir etkisi varsa da, bu kelimeyi üretmemin sebebi; Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış, geleceğe hazırlanan çocuklara “özel” eğitim veren Doğa Koleji yapısıdır. Yani bu kelimeyi son günlerde Doğa Koleji’nin içinde olmaktan zarar gören tüm...
SONUNA YETİŞTİĞİM ŞARKILAR (ŞİİR)
Kalbim, burda dağlar denize feyk uzanıyor Çöl kumunu arıyor şehirlerde Her evde ışıksız bir gövde, her evde Fiilsiz boğuşmalardan geriye kuzgun bir muhasebe Alıp karşıma fersude gözlerinin sabah karanlığını Çizdim yalnızlığıma kırmızı soluğumla geçenlerde Yemyeşil susmanın anlamını içe kapanmış sözcüklerle Gece suya inen bir babayı bana kimse anlatmamıştı İki uzatılmış kanatla çok kere...
DALİN (ÖYKÜ)
“Bir bebek özleminde seni aramak var ya…” Ali Çınar Benziyor. Güveçten burku ağız tadımla bir, taşları parmak uçlarımdan emerek dolaşırken tesadüfleşiyorum. Tanımamazlıktan gelmek çocukça. İnsanın bakışı değişmiyor. Göz rengi, rakı kırmayınca yaşlanmıyor sanırım. Önce ben gülümsüyorum. Ayna çarpıyor. Meşhur bir kahvesi varmış buranın, her yerde solunduğu hâliyle, kum közünde. Sigarası değişmiş. Sigaralar değişti....
AŞK… EV… (ŞİİR)
-Işıklı Balkon’a- Siz bu ev için oldukça önemlisiniz bayan aşk Ellerinde kolonya kokusu sözcüklerin, Kimsesiz bütün dudaklara dokunuyor Siz bu aşk için oldukça önemlisiniz bay ev Çıplaklığına tutkuyu...