Dünyadaki birçok devletten daha zengin olan bir adam, ezilenlerin sesi olarak, ‘bürokrasi mağduru halk çocuğu’ imajıyla bir ülkeye başkan olabiliyor. Yürütmekte olduğu kavganın, garibanlar adına yapıldığı tezini algı operasyonları ile kitlelere sunup kabul ettirebiliyor. Görüldüğü gibi, kavramlar tam anlamıyla tepetaklak! Kavram olarak ortaya çıkması yeni olmasa da, isim olarak gündeme gelmesi oldukça taze bir konu:...
Son Yazılar:
20. YÜZYIL MODERNİZMİNİN İFADE BİÇİMİ: SOYUT SANAT
Yapay Zekanın Sanatı ve Sanatçının Geleceği
Kadından Piskopos Atayan Uşak’taki Şehir: Pepuza
Tozan Alkan’dan yeni bir albüm: ALHEAVY
Beşiktaş’ta Street Art: Genco Gülan’ın İki Boyutlu Yerleştirmesi “Sol Klik”
KAHKANIN TARİHİ
Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası
Manzaramıza Bakmak
007 JAMES BOND YAKALANDI!
Ankara Film Festivali’nde ulusal yarışmalara başvurular başladı
Geleneğin Trajedisi, Kapitalizmin Kısa Öyküsü: Karanfilsiz
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Çok mu karışık, Metamodernizm nasıl anlatılır?
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
boş vestiyer (şiir)
İRONİK YAPI ÜZERİNE
John Ruskin’in Eseri: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – I
BİR YOLCULUĞUN GÖLGESİNDE: UZAKTA BÜYÜYEN ÇOCUK (ÖYKÜ)
Kategori: Manşet
Ayla Kutlu: Çağının Tanığı Bir Yazar
Empati, alıp kafaya takacağınız, suyla yutacağınız bir şey değil. Empati, sürekli var edilir, sürekli ve herkes için söz konusudur. Ayla Kutlu edebiyatımızın önemli kalemlerinden.Yazarlığa 35 yaşında iken başladı. İlk öykü ve yazıları Özgür İnsan dergisinde Aygen Berel adıyla yayımlandı. İlk romanı Kaçış’ı 1977’de tamamladı.1985 yılında Bir Göçmen Kuştu O adlı romanıyla Madaralı Roman Ödülü’nü kazanan...
Sanatın Paralel Evreni: Dijital
1950 ve 60’lardan itibaren optik, fizik ve elektronik alanındaki gelişmelerle etkileşimini artıran sanat, sanatçıya yeni multimedya araçları sağlayarak yazılım temelli internet sanatının önünü açmıştır. Tarihsel Arka Plan 20.yüzyıl sanatta olağanüstü bir özgürleşmenin kapısının aralandığı bir çağ olarak algılanabilir. Elbette klasik okumalar içerisinden bakıldığında; önce adım adım sanatın kendi “ne” liğine dair içsel bir düşünüşün yoluna...
Sanat, Eylemsizlik ve Siyaset
Teologlar tarafından bu sorulara verilen cevap, bugün sizinle tartışmak istediğim sorunun çıkış noktasını oluşturuyor. Tamamen başıboş bir tanrı, dünyayı yönetmeyi bırakan, iktidarsız bir tanrıdır. Teologların kabul etmeleri mümkün olmayan bir tanrıdır bu. Son üç yıldır dikkatimi, neyin ekonominin ve hükümetin teolojik bir şecere sistemi olarak tanımlanabileceğine yönlendirdim. Planım, iktisat ve hükümetin mevcut egemenlik alanının toplumsal...
Gorki’yi Hatırlamak: Çoğul Üniversiteler Zamanı
Ne ilginçtir ve acıdır ki, Gorki’nin anlattığı o ‘baskı zamanlarında üniversitede olmak’ halinin, bugün, KHK’larla yönetilen günümüz Türkiye’sine çok benzer olduğunu gördüm. İnsanın kitaplarla kurduğu ilişki döngüler halinde ilerleyebiliyor bazen. Yıllar önce meşgul olunan bir kitap, yıllar sonra gelip insanı tekrar bulabiliyor. Bu döngüye bazen yeni okunan bir kitapta geçen bir cümle, bazen de dış...
MIRON ZOWNIR: Gerçek Sanat Yeraltındadır!
Gerçek sanat her zaman yeraltındadır, rahatsız edicidir, tedirgindir, çelişkili ve eşsizdir ve asla bir kurumun arzusu doğrultusunda iş görmez. Miron Zownir, radikal bir fotoğrafçı, film yapımcısı, yazar ve bar fedaisi. Karlsruhe doğumlu, 1976 yılında Berlin’e taşınıyor, orada da yerleşik hayata geçemiyor. Göçebe hayatı onu Yeni Dünya’ya; New York’a , Los Angeles’a, Pittsburg’a kadar sürüklüyor. 1997’de,...
Resim Sahnesinde Kadın
Resmi olarak hiçbir yasak ya da kota konmasa da, hiyerarşik olarak resim yapmak “erkek işiydi.” Ama yine de, on yedinci yüzyılda, barok resmin altın yıllarında, bu hiyerarşiyi bir kadın delmeyi başarmıştı: İtalyan ressam Artemisia Gentileschi. “Kadın sanatçı” sözü her ne kadar, bazı sanatçılar için, tepkiyle karşılanan bir ifade olsa da yaygın olarak kullanılmaya devam ediyor,...
YAZAR MI ÇEVİRMEN Mİ? SIMENON ÇEVİRİLERİ
Her halükârda, yazar Sait Faik’in çevirdiği bir kitaba da onun bir eseri gözüyle bakılmış olması, anlatım bütünlüğünün korumaya çalışılmış olması sevindirici. Bu durumda bir soru kalıyor aklımda. Sait Faik eserlerinin telif gelirlerini Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakmıştı. Kitapta buna dair bir açıklama göremedim. Gözlerime inanamıyorum. Kitabın kapağında, yazarın adının hemen altında çevirmenin adı. Handiyse aynı puntolarla. Romanın...
Hepimiz Yumurtayız!
Yumurta’nın alt metninde taşrayı ve ücra köşeleri çağrıştırma sorunu vardır. Ucuz olması tüketilebilir olması güçlü bir etkendir. Kuşkusuz habitus açısından tüketilebilir olmasının sebebi Bourdieu’nun söylediği gibi beğeni kavramına ait olmasıdır. Yumurta, yaşamın fırladığı kabuklu dünyanın “temsili evidir”. Freud’un “Uygarlığın Huzursuzluğu”’nda dediği antropolojik söylemi akla getirirsek “İnsanlık ne zaman iki ayak üzerinde yürüyebildiği zamanı fark ettiğinde”...
İlyas Salman: Beyaz Perdede Mazlum, Gerçek hayatta Anti-Kahraman
Salman bizim hafızamızdır! O, gurbete gidip ‘Sarı Mersedes’le dönen, köyden kente göçen ve kandırılan, köyde işbirlikçi maraba tutulan, bir rüyayı andıran ‘büyükşehir’de ekmek kavgasına tutuşmuş ‘Anadolu portresidir’ İnsanımız, belki her toprağın ve her suyun insanı da hayatın, sinemada sınanacağını; ‘gerçeklik’ sınavına pek yalın bir biçimde tabi tutulacağını düşünebilir. Bir bakıma sinema, ‘kurgulanmış bütünsellik’ olarak yaşanmış...