Çok değil, bundan üç dört sene evvel Zezeah ve eşi Moklich ile Kızıltoprak’daki atölyelerinde tanıştığımızda bana yaptıkları baskı resim örneklerini göstermişlerdi, çoğu müzik grupları için üretilmiş, koleksiyon değeri taşıyan serigrafi afişlerdi bunlar; sonrasında Krüw etkinlikleri geldi, genç yeteneklerin özgün işlerinin sahnelendiği sergiler, çağdaş grafik/ illüstrasyon dünyamıza güçlü bir dinamizm kazandırmakta gecikmediler. El emeği göz nuru...
Son Yazılar:
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Yazar: Erman Akçay
LIZA KAKA: Evcil Yabanıl
Liza merhaba, söyleşiye geçmeden evvel seni tanımayan okuyucular için kendinden bahsetmek ister misin? Aslında kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum. Sanırım resimlerim, kendim hakkımda dile getireceklerimden beni daha iyi tanımlar (Bu yüzden annem yaptıklarımdan nefret ediyor). Çocukluğumdan beri doğaya ve mitolojiye, yaratmaya ve yıkmaya, yemeye ve yenmeye karşı büyük ilgim var. “Neden küçük tavşan derisini yüzdüğümüz zaman...
Dilara Özden ile Cyberpunk üzerine
Dilara merhaba, seni tanımayan okuyucular için kısaca kendinden bahseder misin? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım bölümü mezunuyum. Üniversite döneminde, yaklaşık beş sene boyunca farklı tasarım ajanslarında çalıştım fakat istediğim hep daha özgün şeyler üretebilmekti. Çocukluğumdan beri çiziyorum ve hiç bırakmadım, fakat bunun ofislerde harcadığım vakitle birlikte yitip gitmesinden korkuyordum. Sanırım bu yüzden okulu...
Yaşar Çabuklu ile söyleşi
Yaşar Çabuklu 1955’te İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi’nden siyaset bilimi yüksek lisans derecesi aldı (1983). Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi’nde metin yazarlığı yaptı. Yazıları Akıntıya Karşı, Beyaz, İskenderiye Yazıları, Virgül, Defter, Varlık, Birikim, Kara Mecmua, Siyahi, Sempatik Dans, Kaos GL dergilerinde yayımlandı. ‘Kovulanın İzi’nden bu yana düşüncelerinizin değiştiğini söylüyorsunuz. bu değişikliği okuyucular için kısaca özetleyebilir misiniz?...
Parçalanmış Bilinç Manzaraları – JEREMY PROFIT
“Jeremy Profit sonraki anı yakalıyor, yıkımın ve yok oluşun ardından, insanın hayata tutunduğu fırtına sonrası sessizlik anı bu an. Bir virtüözün elinden çıkma, aşırı özenli çizimler çürümekte olan bir dünyayı resmediyor. Ölüm ve afetlerle dolu bu dünyada intihar edenler, ev kadınları ve iş adamlarıyla birlikte duyarsız bir şekilde omuz omuza yürüyorlar. Öyle bir dünya ki...
Hüseyin Işık: Faşizme ve Hayata Cevaplar
“Drei tage vor Auschwitz” yani “Auschwitz`den üç gün önce” aslında bir yan ürün. İki sene önceki röportajımda bahsettigim Savaş Devam Ediyor ya da 369 hafta Viyana çalışmalarının yan ürünlerinden biri. Hüseyin Abi merhaba, son söyleşimizden bu yana iki sene geçti, bu süreç boyunca hayatında/ sanat hayatında neler olduğundan bizlere kısaca bahsedebilir misin? Vay be iki...
Somon X ile Grafiti Üzerine
Grafiti ortaya koyabileceği yeni bir fikir veya estetik olmadığı müddetçe anlamsız geliyor bana. İşin sokakta olması için az çok bilinçli bir sebebin olması gerektiğini düşünüyorum. Somon merhaba, bu söyleşiye zaman ayırdığın için öncelikle teşekkürler. Seni daha çok sokaklara yaptığın grafitilerle tanıyoruz. Bizlere biraz kendinden, sanatından bahseder misin? Merhabalar. Lowbrow, Pop Art, grafiti ve çizgi roman...
MIRON ZOWNIR: Gerçek Sanat Yeraltındadır!
Gerçek sanat her zaman yeraltındadır, rahatsız edicidir, tedirgindir, çelişkili ve eşsizdir ve asla bir kurumun arzusu doğrultusunda iş görmez. Miron Zownir, radikal bir fotoğrafçı, film yapımcısı, yazar ve bar fedaisi. Karlsruhe doğumlu, 1976 yılında Berlin’e taşınıyor, orada da yerleşik hayata geçemiyor. Göçebe hayatı onu Yeni Dünya’ya; New York’a , Los Angeles’a, Pittsburg’a kadar sürüklüyor. 1997’de,...