ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ

Sabah beş buçuk gibi indim otobüsten.

Terminal çıkışında bekleyen

Taksilerden sıradakine atladım,

Çukurambar.”

Dedim.


Beş dakikada gökdelenlerden birinin önündeydim.

Güvenlik görevlisinden anahtarı aldım,

Asansöre bindim

Ve

Orta katlardan birindeki kapının

Kilidini açtım.


Dairenin kendine has

Yeni mobilya, tıbbi malzeme,

Mutfak ve havalandırma sistemi kokusu

İçinde;

Biraz önce söndürülmüş sigaramın baskınlığındaki,

Soğuk ellerim ve pardösümün

Dışarı kokusunu

Duydum.


Geniş salona girdim.

Işığı açtım,

Ayaklarımın dibine bıraktım çantamı.

Hastaları kabul ve bekleme salonuydu

Burası.

Işık düğmesinin

Yanındaki diğer düğmeyi de

Sonuna kadar çevirdim

Ve

Gürültülü bir sesle

Tavandaki ızgaralardan dolmaya başlayan

Ilık ve tozlu hava,

Büyük camlara doğru

Geri püskürtmeye başladı

Günün en soğuk

Saatlerini.


Mutfağa geçtim.

Tezgâha dizili

Saklama kaplarının kapaklarını kaldırdım,

Kuru pastalardan atıştırdım.

Meyve tabağından

Elmamı aldım,

Çıktım.


Salonun bitişiğindeki,

Dairenin diğer geniş odasına ve banyoya

Holden de bağlanan kapıyı açtım;

Odadan önce,

Hemen banyonun aralığındaki gardıroptan

Yastığımı ve battaniyemi aldım;

Salona

Döndüm.


İki kişilik beyaz deri koltuğa bıraktım

Elimdekileri.

Botlarımı çıkardım,

Sığmayan bacaklarımı geriye katladım

Ve

Battaniyeyi çektim

Üzerime.


İki saat sonra çaldı kapının zili.

Bütün neşesi ve enerjisiyle

Anında doldurdu içeriyi,

Bir sürü şey aldım.

Çayı koydun mu?

Ben koyarım dur.

Duş aldın mı?

Almadın mı?

Tamam,

Hemen al duşunu.

Bir şeyler yiyeceksin.”


Araya giremiyordum.

Gardıropta temiz havlun var.

Hadi git.

Git, git, hazırlan.

Geç kalacaksın.”

Günaydın.”

Diyebildim ancak banyoya giderken,

Sarılıp

Öpebildim.


Duşumu aldım,

Kıyafetlerimi değiştirdim;

Kahvaltımı yaptım asistanıyla beraber.

Benim için erken gelmiş,

Ona göre ayarlamıştı randevularını.

Arada hızlıca mutfağa gelip

Yiyip yemediğimi kontrol ediyor,

İşinin başına

Dönüyordu.

Tamam, güzel.

Şundan yememişsin ama.

Bak ondan da ye, çok güzel.

Çayını da iç,

Bir tane daha

İç.”


İhtiyacım olacak kitapları, not defterimi

Aldım çantamdan;

Ağzı açık hastasının üzerine eğilmiş

Hazırlıklarını yaparlarken

Seslendim,

Gidiyor musun?”

Dedi,

Akşam ne yapalım?

Yemek getirdim, bir şeyler de söyleriz.

Dışarı da çıkabiliriz istersen.

Neyse, tamam.

Sen işlerini hallet,

Hastalarım var benim de.

Konuşuruz.”

Kapıya kadar geçirdi

İyi işler

Dileyerek.

Yürüyerek gitmek istedim on beş yirmi dakikada,

Hava güzeldi;

Bir şeylere binmekten nefret ederim.

Eskişehir yoluna doğru

Vatan Bilgisayar’ın yanından

Aşağı inerken

Yaktım

Sigaramı.

Burada kal işte,

Ev tutmana gerek yok.”

Diyordu.

Yakında beraber yaşayacağımız bir eve çıkacaktık nasılsa.

Şimdilik gayet de

Hem muayenehane hem ev gibi kullanılabilirdi

Burası,

İş yerime de

Yakındı.


Emek’in muntazam ve ağaçlı

Sokaklarından birine döndüm,

Bahçeyi geçtim,

Dersliklerden birindeki

Masama oturdum.

Güneş doğrudan pencereme vuruyordu.

Jaluziyi kapatmak için kalktığımda;

Gözümü alan ışığın,

Gökdelenin uzayan yarısının cam duvarlarından

Yansıdığını

Gördüm.

Her şeye sahip olmak üzere

Olduğunuzda;

Hayatın,

Fırsatı kaçırmamış olacağınız

Karar yönünüzden

Tam zamanında belirerek

Sizin için hamlesini yaptığı bazı anlar olacaktır.

Tereddüdün hareketsizliğiyle

Ödülünüze uzanmakta gecikirseniz,

Başka bir kazanılmış zafer için

Baştan başlamak zorunda

Kalabilirsiniz.

Başarırsınız da sonunda,


Her şeyi

Sığdırabileceğiniz alanı açabilmek için

Bir şeylerden de vazgeçmeyi göze almanız

Gerektiğini anlamış olduğunuzda;

Korkmayın.

Ama zamanın,

Sizi

Her şeyinizle birlikte

Taşıyacak kolları da zayıflamış olacaktır.

İşaretleri

Arkadaşlar,

Hafife almayın

Derim.”

Oturdum yerime

Ve

Yüzümün yarısı kavrulurken,

Bir hayat dersiyle

Başladım

O gün

İşime.

Resim: Eric Fischl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.