akşamlarda gidip gelen solgun inat ağzımızda şarabın lekesi söyleşir kimse bilmez vakitsiz öldüğümüzü dostlar ki bizden önce varmış boşluğa altmış yetmiş seksen nolu peronlarda bir yas trenidir yaşamak geçer içimizden alıp götürür gönülden sevincin kamçısını şiddet gülüdür kalan ağrılarında dostlar görmez olur sayısız öteleri gündüzlerde devlet diliyle bastırılan korkular geceler ansızın kundaklar inancı dost sesi...
Son Yazılar:
Yazma Oyunu
PEKİ SUNUCU KİM OLACAKTI? BEN GAZZARA
SIFIRDA YÜZMEK (ŞİİR)
ÇAVLAN (ŞİİR)
DÜŞÜNCENİN COĞRAFYASI
CENK MISIRLIOĞLU’DAN KUŞADASI’NDA SERGİ: ‘ADANMIŞ ZAMANLARA BİR DÖNÜŞ’
RUHUMDA HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI (ŞİİR)
Dejavu (Şiir)
VAROLUŞ REFLEKSİ: EDEBİYAT
SOYSUZ AT (ŞİİR)
Omeomeria (Şiir)
DENİZLERİN DOĞRULUĞU (ŞİİR)
Körlük Üzerine
Bir Entelektüel Harita: Baudrillard’ın Nietzsche’den Simülasyona Yolculuğu
G-art Galeri’den Genç Sanatçılara Alan: ‘Artist at the Corner’
28 YIL SONRA: ERKEKLİĞE DEĞİL OLGUNLUĞA GEÇİŞ YOLCULUĞU
Adana Altın Koza’ya başvurular başladı
İklim Grevinden Küresel Vicdana: Greta Thunberg
20. YÜZYIL MODERNİZMİNİN İFADE BİÇİMİ: SOYUT SANAT
Yazar: Neval Savak
çakallar kapıda (şiir)
adınız ihanet kurşunu ülkeme doğrultulan aralanan sayfalarda duyulur dünyanın soluduğu hastalıklı boşluk hatırlanmaz hangi anıların güldüğü geceyle gündüzün çelişkisi gibi bir suçluluk gelip oturur soframıza çünkü kendi kanını içmektir tarih arayış çabası bu yol hep isyana çıkar incinmiş okul çatılarında dedim bir ülkeyi sevmek uzun uzun düşünmeye benzer ölümü ve insan çok denklemli...
KARŞILAŞMALAR (ÖYKÜ)
“Hiç kimse doğuştan masum değildir.”, diyerek elindeki neşteri ameliyat malzemelerinin bulunduğu metal tepsiye sert bir şekilde kaydırarak bıraktıktı. Yürürken kanlı eldivenlerini ellerinden sıyırıp ameliyathanenin kapısından çıkıp gözden kayboldu. Onu biraz olsun tanımıyor olsam neden bu mesleği seçtiğini sormak isteğiyle bu kadar yanıp tutuşmazdım. Elimde göbek kordonu, kalakaldım. Metal masada solunum cihazına bağlı, kalp atışları giderek...