Vulkan selamıyla uğurla beni, parmaklarının ucundaki hüthütle Yıldızım ol, uzayımda kal, güneşin doğuşuna, sokağın batışına, elhamrasına Yazılıp gel, yokluğunu yiğitliği bilmiş birinin hesap soruşuyla kederinden Bir yasak korkuyu yürüdüm düzlüklerde dağların bilmediği Her kaçak gülüşün kendi dalının çarmıhına gerildiğini gördükçe ümitsizce Bildim yolun kiniymiş meğer yolculuklar boyu göçtüğüm serüven Kendine çıkıyorsun yine kendin olma künhüne...
Son Yazılar:
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
Yazar: Hüseyin Köse
Godard İçin Beş Replik (Şiir)
Beş cümlem var dedi, tekrar ederim tümünü her sabah Hâlâ bir şeyleri hatırlayabildiğimi görebilmek için Az paralı günlerimde kalpazan Çok kelimeli susmalarda bir ikilem ustası Gidip geldim hikâyeler, sinopsisler, plan sekanslar arasında Ömrüm Léman Gölü kıyısında bir hasat, vestiyere asılı Montaj hatlarında saydam şeritlerden öğrendim Kimi karanlık duyguların insana kazandırdıklarını Simsiyah bir gökkuşağı jenerikte...
SONUNA YETİŞTİĞİM ŞARKILAR (ŞİİR)
Kalbim, burda dağlar denize feyk uzanıyor Çöl kumunu arıyor şehirlerde Her evde ışıksız bir gövde, her evde Fiilsiz boğuşmalardan geriye kuzgun bir muhasebe Alıp karşıma fersude gözlerinin sabah karanlığını Çizdim yalnızlığıma kırmızı soluğumla geçenlerde Yemyeşil susmanın anlamını içe kapanmış sözcüklerle Gece suya inen bir babayı bana kimse anlatmamıştı İki uzatılmış kanatla çok kere...
ÇOCUKLUĞUN GÖLGELİ ZAMANLARI (ÖYKÜ)
Yaşlıca bir adam. Karısı ondan da yaşlıca. Herkesin bir şeyi olur kendisi, kocaman gözlü, kocaman dudaklı, kocaman elli, koyu turuncu bir puşi taşır başında hep yaz kış, hiç çıkarmaz, yatarken bile. “Sakallı” derler, mahallenin, cümle üveyliklerin zorbası. Kimine düpedüz karanlık biri gibi gelir, kimi için basbayağı esenlik bilgisi… Beni ve benden iki yaş büyük ablamı...
Gar, Düşler ve Başka Hurdalıklar (Öykü)
Birkaç beden eksik yaşamanın ruha sinmiş zindeliği miydi, yeniyetmelik yıllarının kendi halinin yorgunluğuna bırakılmışlığı mı ya da? Tam karar veremiyorum şimdi… Tek hatırladığım, ilk kara trenin telaşlı sesiyle bir Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında tanışmış olmam. Bu yüzden de ilk düşündüğüm şey şuydu belki: Neden bir hafta sonu ya da mesire gününde değil de resmȋ bir...