unut seni bunun için bir b planı yapalım ani manevraların masuraya sarılması olabilir aynı akşamların aynı meyhane masasına sıkışması seni almadıysa beni alabilir zamanla şimdiye dek kaç yol geçtin kaç ağaç saydın giderken anlatma saçma bir sebep olur sormam orada olurum neresiyse çılgınım çünkü seni unut unut seni çünkü seni büyük bir yere koyuyorum oradan...
Son Yazılar:
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
Kategori: Litera
ANASON (ŞİİR)
Gök gürültülü sağanak rakılı bir geceye hazırlanırken haziran akşamında kara delik açacak gibi kaçıp gidecek gibi ya da doğacak gibi Asfaltların sıyrıldığı şenlikli bir yağmur şöleni köpükledi, köpükledi ve içine aldı ağaçları sanki taşları sanki çıplak bedenleri sanki Bahçeler saklı arka sokaklarda yeraltı şehirlerinde, sözde ya da sanat müziğinde yaseminler...
SEVGİYE KURŞUN (ŞİİR)
rast gelmesin anneler yuvası yolunda boynu inci bir kuğu, rengini rüyalarından almış bakışları kasvet dolu ..çocuklar kalbine, rast gelmesin ilkel aynalardan artakalmış bu sürek avı yıllar yılı her yanı kurşun yarası yurdum. rastgelmesin yoksullar mahallesi çocukları yüzüne namlusundan fırlayıp hedefini arayan mermi, rast gelmesin anneler büyükşehir saat kulelerinden...
KIRMIZI GÖMLEK (ŞİİR)
her rüya gördüğünü gizliyor bir başkasının limon ve sirkelerini en beklenmedik kişiler kaybeder gölgesini ağını atıyorsa deri değiştirenler bir mum da sen yak, ince kâğıda basılmış ateşe dayanamaz, yanar böylesi kör gözüm parmağına alışmış kopar beni, dersi tekrar et dikenli teller atlayarak bulayım seni ben kapalı alemlerde büyümüş bir çocuğum tek kale maçına döndürme...
N A B I Z (ŞİİR)
Sıcak, kalın bulamacında batnın Bula bula kimi buldu yakamoz Kaskatı kalktıysa horoz Bir hücum tetiklenmiştir birden Sevgiyle, nefretle baygınken zevce Boşluğa doğru tek el, evet tek el sadece Bu nabzı bir saat daha uzatmak – İlk vuruşu damarın doksan sekiz yıl önce – Namustur, onurdur bizce Diyor uykusuz bir kamar Çırpınan gövdeye hızla inerken ...
Ayça Erdura: Ateşte Nadas
Şair kendine giden yolu bulduğunda kendi özünün tınısını sözcüklere dönüştürür. Bu eylem bir doğum anıdır. Eldeki kalem sözü, imi, imgeyi dile getirirken altın tozu gibi bembeyaz kağıda yağar. Gidilecek yollar karanlıksa simge ona ışık taşır, imge dönüşümü talep eder, istektir talepdir, olması gerekenin olmasını ister ; böylece şairin içindeki özgürlük başkalaşarak güneşsi bir güçle donanır....
2023 YIL SONU EDEBİYAT DEĞERLENDİRMESİ
2023’te yayıncılık faaliyetleri, yarışmalar, festivaller, dinletiler, söyleşiler, paneller, sosyal medya yayınları, zaman zaman olumsuz içerikte örneklerle varlık gösterdiler. Kişisel çatışmalar, intihaller, kutuplaşmalar, sözlü/yazılı linç girişimleri, eleştiriye tahammülsüzlük, ölçütsüz gelgeç yargıların artışı, ekonominin seyrinden kaynaklı alım gücünün düşüşü gibi unsurlar, yazın tarihine kalacak eserin/yazarın önüne geçti. Bu durum, önceki yıllardan çok farklı değil aslında. Bu türden...
YAZILAMAYAN ŞİİR
farklıdır yazılmayan veya birçok hiç bitirilmeyen şiirden —siste kaybolan, rüzgârsız enlemlerde başıboş sürüklenen teknelerden, işe yaramaz haritalardan, yitirilen sulardan— Yazılamayan şiirde yoktur hiçbir tehlike, hiçbir ağır anlam yükü, hiçbir anlam. Ki bu, onun ihtişamıdır, bu şekilde imkânsızın simgesine dönüşür, başarısızlığın ya da kaybın değil. Böylece rüzgâr yükselir. Gün...
BİR HAYSİYET MÜCADELESİ: 100. YILINDA CUMHURİYET
Doğum günün kutlu olsun Türkiye! Ahiretlik derler eskiler. Şimdilerin “kanka”sından çok daha ileri ve gerçek bir bağı olan dostluklara eskiden “ahiretlik“ derlerdi. Yani hem bu cihanda hem öbür cihanda en yakın sırdaşın, dostunum anlamında. Hala var mıdır bilmiyorum. 1998 yılıydı. Ben orta okul öğrencisiyim. Annem, annemin ahiretliği Dilek abla ve onun ben yaşlardaki oğluyla birlikte...
Bıçağı Boynuna Dayadığın Direnişin Senden Önce Davranabilir Bir Akşam Mutfakta (Şiir)
Oturduğum koltuğun Karşısındaki masalarda Biri en kıdemlimiz, Diğeri benden eski olan Arkadaşım çalışıyordu. O benden birkaç yıl önce Gelmişti buraya. Benim odam henüz belli değildi. Onlar çalışırken, Ben de Bukowski’nin ilk romanı Postane’ye başlamıştım. Sadece iyi bir yazar olmak isterken Girip çıkmadığı iş kalmayan Bukowski, Hayatının düzenli bir işte Çalıştığı on bir...