İçinde uçsuz bucaksız Evren’in, gezegenler döner dervişler gibi daireler çizip, gitgide hızlanarak ve her bir dönüşte Sonsuz Aşk’a daha da yaklaşarak. Dansları öylesine ilahi, kalplerin ahenkli atışlarıyla- ve nabzıyla bütün Evren’in. Sessizdirler. Dans ederler. Sessizdirler. Dönerler uzayın ve zamanın ötesinde. Sonsuzluğa yelken açarlar bir aşk teknesinde. (Çeviri: Mustafa Seyfi)
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Kategori: Litera
EN ÇOK ZAMANIN (ŞİİR)
göz ne zaman kulak ne zaman ellerimiz bir zaman yollarımız bir zaman kumdan kaleleri yıkan dalgalar gibi kavuşurken yalnızlığına kıyıların susarken susulması gereken her yerde konuşurken konuşulması gereken bir yerde bir yüz bir yüze ne anlatır? uykusu bölünmüş çocukların ağrısı kuşun kurdun yaprağın çağrısı kuyuda susuzluk suda kuyusuzluk huysuzluk çağında huy edinen dervişin kişneyen...
ARKADAŞLIK ŞİİRDİR: HAYDAR ERGÜLEN
Türk edebiyatında şair/yazar arkadaşlıklarının pek çok örneği var. Bunların bir kısmı edebiyat içi dayanışmaya adanan uzun arkadaşlıklar, bir kısmıysa çeşitli nedenlerden kısa süren yakınlıklar olarak edebiyat tarihine kaydedilmiş durumda. Akla ilk gelenlerden bazıları şöyle sıralanabilir: Namık Kemal-Ziya Paşa, Recaizade-Fikret, Halit Ziya-Mehmet Rauf, Yakup Kadri-Halide Edip, Haşim-Yahya Kemal, Nâzım Hikmet-Vâ-Nû, Cahit Sıtkı-Ziya Osman, Yaşar Nabi-Ziya Osman,...
evvel zaman (şiir)
uzaktan gürültüyle geçiyor zaman bir adam bakıyor beni, bu boşluğa bir anı gibi kayboluyor şehir alsancak’a giden tramvay ıslanmış kırmızı parmak izi gibi kalıyor yağmur duvarda, aynada, pencerede belki başka bir zamanda bilmediğim bir şeyin ortasında işte sararmış sesinde şu begonvilin bir sokak, bir tramvay, bir anı sessiz, yalnızca bir kalp atışı gibi şu her...
AŞİYAN KEDİSİ (ÖYKÜ)
Sonra Aşiyan’da buluyorum kendimi. Kedi gibi. Kendi yolunda. Bir sarraf olmalıyım ben! Burada olduğuma göre! Masum kedi! Yol gösterdin bana. Tasarımın ve tasarrufun sana ait. Sana göçeceğim dedi Kedi. Sonra düşü onu terk etti. Aşiyan, Antik Çağ’da olsaydı Kedi. Kaydettin mi dedi. Aylak Kedi. Gezintiye çıktığın yerden, her gün aynı saatte evine geri döndüğün dikkatimden...
Dijital Bilgi Ekosisteminde Tek Sesliliğe Doğru
Sosyal medya platformlarının giderek merkezîleşen algoritmik yapısı, bilgi akışı, görünürlük ve uzmanlık temsili üzerinde ciddi etkiler yaratmakta. Özellikle “gatekeeper” tabir edilen etkili ve görünür kişiler, bu platformlarda sürekli ön planda tutularak bilgi akışını yönlendiren, adeta birer “ombudsman” gibi davranan figürlere dönüşüyor. Bu kişiler yalnızca geniş takipçi kitleleriyle değil, aynı zamanda maddi imkânları, kişisel bağlantıları ve...
NİLGÜN MARMARA: ARKA PENCERE LAL RENGİ BİR GEZEGENE AÇILIR
Jung’ın saptadığı gibi ve bana göre de “Anneler Tanrısal’ın uçurumudur.” Ve Nilgün kendini bu uçuruma bırakmamak için çok zorlanmıştır. Bouleuterion’da bulunan güneş saati Nilgün’ün ölümünü gösterdiğinde asırlarca sürecek olan yolculuğunu başlatıyordu. Ekim ışıkları altında arka bahçede onu bulduklarında ağzından hafifçe kan sızıyordu. Bir Kurban’a yaraşır vakarla donanmıştı bedeni. Onu yerinden kaldırdıklarında hiçbir zaman yeri doldurulamayacak...
BİSİKLET SEVİNCİ (ŞİİR)
Aşk seninle içimser incir tanesi Hadde inceliği kalbur üstüsün Gündüze bir merhabasın efsunlu Bir kuğusun sen ürkek ve ebruli Yazın göğsünde bir dağ kekiği Kaval türküsü kırların kalbisin Gökte bir seyyahsın turna kanatlı Gelinciksin sen alevli ve nağmeli Bahar esintisi yaz meltemisin Güneşe gülümseyen ayçiçeği Dönsün dünya iki hece bir aruzla Gel biz...
çerez (şiir)
ben, ne biliyorum: bir parça et, dil kemiği bakış ışıltısında eriyor, sözcüklerin telaşı çocukluğum uzayan yaza doğru ne eksik kim bunlar davetsizlik misafirliği çok ağır sofrasına bağdaş kurulmuş en son eşkıya annem evde değil, avluya çıkıyor ölümle yaşam belirtisi gibi yeniden başlıyorum kuşlar ailesine ilk vize çıkış hasar raporu gökyüzünün nasıl bir şey öğreniyor, kumru...
Sıkıntılı Bir Zaman (Şiir)
Bugün de geçecek hiç anlamadan bari çiçeklere su vermeyi unutma akşam olacak, çekip gidecek güneş kuşlar uçacak bilmediğin bir yere sezdirmeden sokaklara inecek karanlık. Akarsular beklemez kimsenin gelmesini durmadan akar; anla, sen de dışarıya çık nasıl olsa her yerde gözaltındasın duy içindeki bağıran sesi bir şeyler yap işte, artık iyileştir kalbini. İnsan diye dolaşan yaralara...









