Ana Sayfa Litera

Kategori: Litera

Yazı
HİKÂYE (ŞİİR)

HİKÂYE (ŞİİR)

Dünün ekmeğini almakta adam Üstünde başkasının hikâyesinde eskimiş gömlek Kendince geçmişi istifliyor kuyrukta Şu zamanda şurada unuttuğu huzur Usulca okşayıp geçiyor yüzündeki kırışıklığı   Kim demişti ‘yaz gelir ve kederler biter’ Çekilir kendi sularında dinlenceye Yaprakların toprağa kavuştuğu günlere değin Oysa iklim değişti Başka sözcüklerle başka cümlelerin devrinde   Bir kadın saçlarını esmerliğine düşürüyor Kadın...

Yazı
Viraneler de Ağlar (Şiir)

Viraneler de Ağlar (Şiir)

Sallanır iki yana, dizlerini döver ve ağlar Ağıtlar yakar tek menteşeyle asılı kalmış ahşap bir kapı Sadece görenler anlar Nasıl direnmiş yok olmaya karşı Durmaksızın kanayan gönül yarasına rağmen hayatta kalmış O ağlamış dağlar dinlemiş Anlatmış dağlara soykırımı, tehciri Gitti de gelmedi öykülerini Umutlar bağlanmış gelecek günlere Asırlık ahşap kapı meydan okumuş zamana Budakları kurşun...

Yazı
Robinsonad (Şiir)

Robinsonad (Şiir)

                                  Robin Çoban’ın temas, aynı geminin yolcuları, zamana akan,                                   dönüşüm, sıkışanlar ve dünyamın yükü isimli heykellerinden referansla zamandan kurtulan bir şey yuvarlanır...

Yazı
Okul Şiiri

Okul Şiiri

Okul hüzünlü bir kelimedir insana kutuyu hatırlatır müzik kutusunu değil ama balerin dönmez üstünde vals de yapmaz kimse geride bırakarak eksik bir aşk kapanır paydos ziliyle Sessiz bir salonu anlat deseler hani çıt da çıkarmadan hiç kimse yokmuş gibi nefesler tutulmuş, ama gülüş nasıl tutulsun birazdan bırakılacak, kahkahalar kopacak komik bir yerdir okul ve komik...

Yazı
Saf Laylom (Şiir)

Saf Laylom (Şiir)

işkembe, kelle paça bol sirkeli istediğin kadar de yemem eti yan komşu Safiye teyze yanağında koca etli, kıllı beni kavurur sabah akşam sarı leblebi cart diye çekti işte tefeci atar damarını astı üstüne bir güzel yırtık, lekeli donlarını sen çırp dur daha balkondan dört nala çeyizlik İran halını kim bilir bulursun belki dönerken kuyruk başını...

Yazı
KORİKOS KALESİNDE KAÇ AKŞAM (ŞİİR)

KORİKOS KALESİNDE KAÇ AKŞAM (ŞİİR)

Kim sevdalanmışsa hayata ölünce bir yer açılacak göğün sofrasında Ben doyamadım yürüyen hiçbir ufka Korikos Kalesi’nin dibindeyim ağır, ağır ve kanlı katliamların ortasına kurdum şapelimi bu gece ihanetlerin şeceresini çıkarıyorum kanlı bir atlasın üzerinden yüzleşirken bile insanın yüzüne kan sıçradığı gerisin geri gelen ölülerden Sorulmayan hesapların defteri ufalanıyor avucunda zamanın unutuşla kesilmiş dili toprağın konuşmuyor...

Yazı
Uriel’in Izdırabı (Şiir)

Uriel’in Izdırabı (Şiir)

“Ölüler, ölüleri gömsün.” (Luka 9: 60) O gün gelir. Bin yıllık ruhları sarsan gizler saçılır yeryüzüne. Döktüğü kanları, ağuladığı nefesleri imgelerin, Mutlak ki ben bilirim. Ve işte kanlı tırnakların parçaladığı dantellerden Gehonnim Vadisi’ne dökülürken yalazlar, Elbette ki ben şahidim. Düşmüş meleklerin ızdırabını bir zamansızlıktan duyarız. Ölü bedenler inleyerek toplanırken Uriel’in başına, Mantığa dair tüm sözler...

Yazı
Yazma Oyunu

Yazma Oyunu

Birinin bir hikâyesi varsa bir müddet sonra o sizi çekmeye başlar. Bir müddet sonra sezgileriniz bu yollu çalışır. O sese doğru yönelirsiniz. İçsel bir sesle biri, bir sokak tamircisine seslenir gibi, “hey yazar bizim şu şeye bakıver…” demiş gibi yazar, kendini bir şeyden içsel olarak sorumlu tuttuğunda, “neye bakıver?” sorusuyla iç dünyasında baş başa kalandır…...

Yazı
SIFIRDA YÜZMEK (ŞİİR)

SIFIRDA YÜZMEK (ŞİİR)

Göğün yüzü asık sokakta hep bir cenaze yürüyüşü mayınlı ağızlarda patlayacak sözcükleri topluyor kar sonsuzluğun dili yoktur diyor zamangezer bir yolcu kendine kıvrılan aklım bir kirpi doğuruyor bir tavşan kayayken kuma dönüşendim durmayı unuttu yağmurum. Uykunun sisini delen mermiler bir kadın çığlığı ve patlayan cam fırtınanın devirdiği bir ağaç gibi kıvranıyor dallarım kabuğumda vampir dişli...

Yazı
RUHUMDA HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI (ŞİİR)

RUHUMDA HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI (ŞİİR)

Bizim gençliğin hiç bayramı olmadı Erteleye erteleye altmışı bulduk Yine de güzelmiş o yaralar Hiç değilse kendimiz kanatıyorduk Başımızda uçuşan akbabalar Leşimize değmeden kaçıyordu Ölümüzden bile korkuyordu tanrılar Azrail cesedimizi kanla parlatıyordu Artık rüzgârın bitti diyor annem Kendimi sürüklediğim patikalar kaplumbağa yatağı Aşka deli cesaretiyle yüklenmek ağrıma gidiyor fakat Karşımda çocuk yok, savcı inandırıcı bulmuyor...