Çadırların önünde bağdaş kurmuş düşünürken sisle kaplı dağları izliyorlardı. Kuru çam dallarının yanarken çıkardığı sesler, etraftaki kuşların cıvıltısı, kaynayan suyun sesi ikisine de huzur veriyordu. Yanan çam dallarının kokusu etrafa yayılırken, ikisi de kim bilir kimi ya da neyi düşünüyordu. Çaydanlıktaki su taşıp ateşi söndürünce Hüseyin yerinden kalkıp çayı demlemeye koyuldu. Kangal hala uyumaktaydı. Sağlam...
Son Yazılar:
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Ana Sayfa
Aykut Kutucu
Yazar: Aykut Kutucu
Tanrı’nın Eli (Öykü)
Tanrı’nın ya da üstün bir gücün varlığını hissettiğim günlerden biriydi. Siz, adına ne dersiniz bilmiyorum. Belki de Tanrı’nın kendisi değil de bir melekti. Fakat konumuz bu değil. Size anlatmak üzere olduğum olay gerçekleştiğinde, bir şeyin ya da bir kişinin beni gözettiğini hissettim. Bir şey, beni korumak için oradaydı. Seni neyden koruyacak, diye sorabilirsiniz. Cevabı çok...