Anlattığınız bu düşünsel kırılmaların [kavramların parçalanması, teorinin çözülmesi ve düşüncenin kendi kendini tüketen yapısı] arka planında etkili olan belirli isimlerden söz edebilir miyiz? Nietzsche, Marx, Freud, Durkheim, Saussure, Mauss gibi düşünürlerin bugün sizin açınızdan taşıdığı önem nedir? En fazla yakınlık hissettiğiniz isim kim olurdu? Yıllar içinde işler elbette değişti. Mauss başlangıçta benim için oldukça önemliydi, ama hiçbir zaman baskın bir etki oluşturmadı. Freud ve Marx herkes için olduğu gibi benim için de önemliydi. Nietzsche ise şahsen benim açımdan, en önemli olmaya devam eden figür; fakat bu, onu açıkça bir referans noktası olarak aldığım ya da sık sık alıntıladığım anlamına gelmiyor....
İRAN’DAN BİR FOTOĞRAF SANATÇISI: ALİ DAGHİGH
Abbas Kiyarüstemi , Asghar Ferhadi veya Cafer Penahi isimlerini duyarsak hemen İran sineması aklımıza gelir. Dünyaya önemli kültürel değerler katan İran’da fotoğraf sanatı ne durumdadır? Acaba o ülkenin hiç bir fotoğraf sanatçısını bilir miyiz? İşte bu soru aklıma takıldığından beri araştırdım ve bugünün en bilinen İranlı fotoğrafçılarından birini buldum. 1974 Tahran doğumlu Ali Daghigh. Küçük yaşlarda evinde karanlık oda kurarak başlayan fotoğraf merakı yaşamı boyu devam etmektedir. Üniversiteden mimar olarak mezun olsa da o İran, Macaristan ve Fransa’da sinema ve fotoğrafcılık eğitimleri aldı. Avrupa, Afrika ve Asya’yı gezerek oradaki insanların davranışlarını, umutlarını, günlük yaşamlarını kamerasının karelerine taşıdı. Fotoğraflarında görülen karakteristik...
ŞAİR, RESSAM ŞİLAN DOĞAN ATLI: “MELEZLİKLERİ ÖNEMSİYORUM.”
Hazırlayan: Metin Aydın biblohayat@hotmail.com Öğretmenlikten emekli olan Şair, Ressam Şilan Doğan Atlı’nın ilk şiir kitabı “sudan sebep” okurla buluştu… Sanatçı ve Akademisyen Mehmet Atlı, kitabın arka kapağında, hayat arkadaşı Şilan Doğan Atlı’nın şiirleri için, “Şilan Doğan Atlı, kendi deyimiyle “sudan sebep” bir gerekçe ile suyun bir tür poetik ve resimsel fenomenolojisine girişiyor. Bunu yaparken, aynı anda hem tüm evrene hem kendi içinin derinliklerindeki en ücra zerreye yönelen çocuksu bir merak ve bilgece bir tavır, su gibi akan, coşan, çağlayan, çiseleyen, durulan, yapan ve yıkan, ürküten ya da şifa veren dizelere ve desenlere dönüşüyor. Böylece, çok aşina olduğumuz bir şeye...