Modern insan amaçsızca yer değiştiren tek canlı türüdür herhalde. Göçebe topluluklar, tıpkı göçmen kuşlar gibi bir doğal sebeple yer değiştirirler. Suyun ya da avın peşindedirler. Fakat modern insan, yalanların peşinde yer değiştiriyor. İsmiyle çağrışımların hükmünü peşine takan, peşin hükümlere kapı aralayan ancak kendisi ön yargılarla hesaplar kapatan ”Athatanos” bir ilk kitap olarak Mahir Ergun imzası...
Son Yazılar:
“REWIND / SLOVENYA” SERGİSİ 6 KASIM’DA CERMODERN’DE
ARTWEEKS: SANAT FARKLI BİR VAROLUŞ TARZIDIR
Bir Anlam İnşa Etme Kılavuzu
Gotik Kalkışmanın İzinde
Offspace: Sanatı Sıradışı Mekanlara Taşıyan Yeni Nesil Pop-Up Galeri
ÖZGÜR BALLI İLE YAPAY ZEKA VE DİJİTAL SANAT ÜZERİNE
DEVRİMDEN KARŞI DEVRİME, KARŞI DEVRİMDEN YENİDEN KURULUŞA
Nihat Özdal’ın Umami’si Üzerine
Eksanat Sanat Seçkisi 2 Çıktı
Zeki Demirkubuz’un Objektifinden: 1 Kasım’da CerModern’de Açılıyor
“Elit” ve Türevi Sözcüklerin Çeviride Yarattığı Zorluklar
Hafızanın Kartografyası: Nilhan Sesalan’ın Maddenin Poetikası Üzerine
7 ve anne (Şiir)
Jandarma (Şiir)
İçeriden Dışarıya: Bayburtlu Kadınlardan Hikâyeler
Yeni Kitap // Spinoza Marx’la Buluştuğunda // Tracie Matysik
GÜNEŞE UÇAN KANATLAR
İçteki Putların Çağı: Asaf Hâlet Çelebi’nin “İbrâhim” Şiiri Üzerine Bir Okuma
Ankara Film Festivali’nde ‘Taptaze’ filmler
Kategori: Litera
Ezilenler olarak “yabancı”
“Kölelerin çoğunun akıllı, cesur ve hatta filozof olduklarına ilişkin yeterli kanıt vardır” Macrobius Ezilenler, toplumsaldır/apaçıktır. Bir insan ezilen olabilirken bir diğer insan ezen olabilir. Ezilen sadece insan mıdır? Nerede bir trajik unsur varsa orada ezilme olduğu anlamına mı geliyor? Gizemli veya antik bir bilge, mesela Diyojen’in lambası karanlıkta kalmış köleleri gösterirken, köpek de “kinik”leri ifade eder....
Şiir Erkini Yıkmanın Anatomisi
Bir şiir ile bir başka şiiri niteliksel olarak kıyaslamak, temelde bir atı diğeri ile hız üzerinden kıyaslamak ile aynı düzlemde, kapitalist ekonominin rekabetçi algısına koşuttur. Ödüllendirmek, üst konumundaki biri ya da birilerinin, ast konumundaki biri ya da birilerine övgü lütuf etmesidir. Yani her şeyden önce iki birey arasında hiyerarşi kurar ki hiyerarşi insani değildir, dolayısıyla...
Burjuva Kamusu Salonlarda Başlar
Ortaçağın ve Barok dönemin şölenleri, kamusallıktan ciddi anlamda uzaktır. Halk-avam tabakası dışarıda tutulur, onlar kendi aralarında eşek şakaları yapar, asiller enfiye çekip onları uzaktan seyreder. J.Habermas‘dan okursak, zamanla, ¨Turnuvalar, dans ve tiyatro kamusal alanlardan parklara, caddelerden sarayların salonlarına çekilir.¨ Henüz monarkla ve asilzadeyle yüzleşmemiş burjuva ise eğlencesini, sosyal davetlerle kendi evinde yapar. Halk ve monark...
Phaselis Adağı: Yıkık Kentler Arasında Bir Düş Yolculuğu
“Aslında denizin her anı birbirinden farklıdır. Aynı şeyleri her gün yapıyor gibi gözükse de o, bize görünen hâlidir.(…) Bizim ayırdına varamadığımız sonsuz bir devinim içindedir. “ (Phaselis Adağı, s.377) “Navigare necesse est” “Cesaret vermek için denizde yol almak kaçınılmazdır.” (s.526) Benim için Phaselis Adağı, tüylerimi ürperten soğuk bir denize girmek gibiydi. Kendimi aniden bıraktığımda daha...
Beşir Fuad: Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum…
Nihilist kavramı, edebi külliyata ilk kez bu romanla girmiştir. Aşkı, şiiri, gelenekleri reddeder Bazarov; Puşkin’i alaya alır. Bilimsel soğukluktan kastedilen de budur. Tüm duygulanımlardan arınmış, coşkunluğun yerini ölçüye bıraktığı, mesafeli bakış… Mum ışığının cılız aydınlığında, çehresiz siyah canavarlar gibi gölgeler vuruyordu duvara. Nesnelerin gölgeleriydi bunlar; boşlukta sallanır gibi gözüken divit, mürekkep hokkası, kitaplar, karalanmış ve...
Şimdi Nereden Başlamalı Hayata?
Melike Uzun tıpkı Kürar’da yaptığı gibi Soğuk ve Temiz’de de hikâyeyi bölümleme yaparak anlatmayı tercih etmiş. Bütün bunlar romanın içindeki yan hikâyelerin tematik bağlamda ayrıntısı olarak karışımıza çıkıyor. Kimsenin kendi hayatını yaşayamayışının, Defne dışında herkesin birilerinin hayatını meşgul etmeyi sevişinin romanı bu. Nar ağacını izleyerek umut bulmanın, yeni bir hayatın kahkahasının, parçalanmış bir aynada parçalanmış...
İmgeci Sosyalist Şiir ve Artistik Realite
İmgeci sosyalist şiire göre, şiir, poetik imgelerin, bir ya da daha çok izlek etrafında, metinsel bütünlük oluşturacak şekilde örgütlenmesidir. Bu tanımdan da çıkarsanabileceği gibi, imgeci sosyalist şiire göre, Şiir’in temel birimi poetik imge’dir. Çünkü Şiir, doğal dil (gidimli dil) içinde şair özne tarafından geliştirilen özerk bir üst dildir (metalanguage). Bu da poetik imgeler aracılığıyla, doğal...
GÜNÜMÜZ ÖYKÜSÜNDE YAZINSAL YOLCULUĞUN ROTASI
Öykü yazarı tam da “buldum” dediği anda yitirdiği kahraman için bambaşka bir öyküde ağıtlar yakabilir, ancak kayboluşun; anlatılanla paralel olarak ortaya çıkan o “yok oluşun” hazzını yalnızca kendisiyle paylaşacaktır. Öncelikle bir okur gözüyle belirtmem gerekenlerden yola çıkmalıyım. Öykücü, bir olay aktaran, kısa da olsa bir serüvene çağıran kimliğin ötesine geçmiştir bugün. Bir kimliği, bir iç...
Beklenilemeyen ve Tarif Edilemeyenin Korkusu
Oldukça garip su altı canlıları olan siphonophorelar görünüş olarak denizanalarını anımsatır. Tek bir canlı organizma değil, kendilerini klonlayarak çoğaltan, birçok farklı klondan oluşan ve tek başına hareket eden bir bütündür. Çocukluk zamanlarımda, geceleri yatağıma yattığımda kurguladığım bir fantezim, aklıma geldikçe beni hala ürpertir. Fantezi diyorum çünkü kurguladığım korku, çevresel etkenlerden ya da popüler korku kültüründen...









