acıyla yokluk arasında acıyı seçiyorum ben *** Faulkner kuru bahçen her sabah çayırkuşunun sesini taşlara dokunurken işitiyorum göğsü kırmızı kuşları kaygan pürüzsüz taşları kalbime dizerken işitiyorum farkındayım üstümden geçen bulutların...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Litera
ŞİİRCİ NOTLARI-7
Şiirden Bahsetmek Şiirciyi şiir hakkında konuşturduğunuz zaman, liyakatsiz, münasebetsiz bir şiir tarihçisinin anlamsız sayıp dökmeleriyle karşılaşırsınız . Coğrafyamız bu sapıncın tedavisine geçit vermemektedir. 7 fenerciler, Hecenin Has Erleri, Aruz’ dan Arus’ a Zifafsız Zihaf, İmale’ de İmla Aranmazcılar, 42 dolap 23 dümen, Üçüncü Turfanda Hareketi… Anlaşılan, şiirlerin doğuruluşu, birtakım grupların neşeyle, el ele, hep ...
KLASİK ŞİİRİN GÜNÜMÜZE IŞIK TUTAN BEYİTLERİ
Tanzimat dönemiyle yoğunlaşan Batılılaşma hareketleri edebiyat alanında etkisini gösterirken “aydınlanma, modernite, ilerlemecilik” gibi eğilimler Türk şiirinin merkezine yerleşir. Bu süreçte “eski” bir gelenek olarak kabul görüp çağın gerisinde kalan şiir anlayışı diye değerlendirilen Divan şiiri/klasik şiir bir tür bastırılma aşamasına geçer. Bu bastırma sürecinin özneleri kendini “ilerici” bir konumda görürken karşısına aldığı klasik şiir taraftarlarını...
Toplum “İçinde” Beyaz Mantolu Bir Adam
Beyaz mantolu adamın yargılanmasına neden olan toplumsal kodların her biri kumaşçı dükkanının camekânında açığa çıkarır. Beyaz Mantolu Adam, Oğuz Atay’ın Korkuyu Beklerken adlı kitabının ilk öyküsüdür. Öykünün özeti genel hatlarıyla şu şekildedir: Bu öykü “Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi.” (s.11) cümleleriyle başlar. Öykünün ilerleyen bölümünde dilenmeyi de “beceremeyen” bu karaktere...
ÖLÜMSÜZLÜĞE ÇAĞRI
Füsün Aydoğan tuvalinde deneylediğimiz olgu ise; dişi varlığın yaşamsal gücünü vurgulamaktır. Sanat yaratısı; insanı kaynağa taşıyan, hayat özünün köprülerinden geçiren büyük bir güçtür. İnsanı kendi kendine çağıran sestir, aynı anda onu kendisiyle yüzleştiren şeydir de. İnsanın kendine yolculuğu bitmek bilmeyen bir serüvendir. Bu uğurda çocukluğundan bu yana elinde fırça ve boyalarla haşır neşir olan Füsün...
PERLA (ÖYKÜ)
Yer: Doktor H’nin ofisi.. –Sonra ne oldu Perla? Bu soru kafamda birkaç kez yankılanıyor… kapısız penceresiz boş bir odada hapistim. Ve beni oraya geçmişteki sevgilim zorla sokmuştu. Son kez minik bir pencere gördüm kaneviçeli perdesi rüzgârla savrulan: umut! –Peki sonra ne oldu Perla.. Kim konuşuyor peki. Oysa yapayalnızım burada. Hatta üst tarafım yarı çıplak…...
TÜMÜLÜSTEN GELENLER (ÖYKÜ)
Navigasyon uygulamalarına ne kadar güveniyorsunuz? Sorumu şöyle daraltayım: Acil bir geri dönüş yolunda, gecenin kör karanlığında, kuş uçmaz kervan geçmez bir köy yoluna balıklama dalacak kadar güvenir misiniz? Özellikle de araçta 4 Romalı lejyoner, 2 palyaço ve Drakula’ya benzeyen bir sihirbazla yolculuk ediyorsanız. Evet, bahsetmiş olduğum bu arkadaş grubu alışmış olduğunuz insan profillerinden epey farklı,...
Pusula (Öykü)
Ökkeş Ağa’ya ulaştırmak üzere yazdıkları pusulayı vermek istedikleri ulaklar köylüleri değildi. Ağalarının kapısını bekleyen, tetikçi köylülerinin arasından bilerek seçmediler ulaklarını. Gözleri bir saattir Ökkeş Ağa’nın kapısında fısır fısır konuşan iki şehir piçindeydi. Kurnaz köylülerdi. Yirmi yirmi beş yaşlarındaydılar. Kıyafetleri de fukaraydı kaçak bakışları kadar. Handa Ökkeş Ağa’nın kapısında iki dinozor gezinse daha az ilgi çekerdi....
NEREDENSE NEREDEN, KOVALAMAYIN, HİT OLMASIN (ŞİİR)
insan gölgeleri, yenilgi seviyor başka yenilgiler o gölgeleri büyüten başkalarının yenilgileri… rüzgâra karşılık vermeyeceksem ne diye büyük konuşup sustum? soracaklar ağlanacak şeyler halen çok içimde susmaya dahli var onların gülmenin tek umut kaynağı olduğu yerde herkes kangren oldu herkes kesti parmağı onun da vardır gayesi, böyle denilecek; hızıra da yetiştik bi gayret… anlık duygunun bu...