Aşk seninle içimser incir tanesi Hadde inceliği kalbur üstüsün Gündüze bir merhabasın efsunlu Bir kuğusun sen ürkek ve ebruli Yazın göğsünde bir dağ kekiği Kaval türküsü kırların kalbisin Gökte bir seyyahsın turna kanatlı Gelinciksin sen alevli ve nağmeli Bahar esintisi yaz meltemisin Güneşe gülümseyen ayçiçeği Dönsün dünya iki hece bir aruzla Gel biz...
Son Yazılar:
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
NEW YORK’TA DUVARDAKİ KAN
Kategori: Litera
çerez (şiir)
ben, ne biliyorum: bir parça et, dil kemiği bakış ışıltısında eriyor, sözcüklerin telaşı çocukluğum uzayan yaza doğru ne eksik kim bunlar davetsizlik misafirliği çok ağır sofrasına bağdaş kurulmuş en son eşkıya annem evde değil, avluya çıkıyor ölümle yaşam belirtisi gibi yeniden başlıyorum kuşlar ailesine ilk vize çıkış hasar raporu gökyüzünün nasıl bir şey öğreniyor, kumru...
Sıkıntılı Bir Zaman (Şiir)
Bugün de geçecek hiç anlamadan bari çiçeklere su vermeyi unutma akşam olacak, çekip gidecek güneş kuşlar uçacak bilmediğin bir yere sezdirmeden sokaklara inecek karanlık. Akarsular beklemez kimsenin gelmesini durmadan akar; anla, sen de dışarıya çık nasıl olsa her yerde gözaltındasın duy içindeki bağıran sesi bir şeyler yap işte, artık iyileştir kalbini. İnsan diye dolaşan yaralara...
YUSUF’TUR ANNEMİN ELLERİ (ŞİİR)
Ölümün bile gülümseten bir hali vardır Gülümseten, ince, yakıcı. Hiç kullanılmamış gümüş takımların Satılacağı antikacı kadar belirsizdir Bir kaplumbağanın sırtında yanan mumun ışığı Bir kaplumbağanın sırtında yanan mumun ışığı gibidir Akşam birden olur, birden yanar evlerde lambalar Anahtarlar çıt çıt çıt. Sessizlik duyulabilir bir şeydir yani Duyulabilir, bir arkadaşın ölüm haberi gibi sarsıcı. Ve kozasından...
ELEKTRİK KESİNTİSİ (ŞİİR)
“Evrende yalnızca kara kedi biçiminde delikler vardır.”* Bekliyordum Acının tepesinde toplanmış saçlarıma Bakım yapıyordu beklemenin serumu Kalemde öfkelenmiş sözcüklerden yapılmıştı Geçirimsiz bir düş tabakasının edindiği küften…...
EKMEK KAVGASINDA KILICINIZI TIRNAKLARIYLA BİLEYEN GÜZEL İNSANLAR (ŞİİR)
Dış sahneleri tamamlamıştık Başka bir şehirde. İç sahneler için Ankara’daki bir evi İşgal edecektik iki gün boyunca Şimdi. Ben kostümümü yeni giymiş, Çekidüzen veriyordum kendime banyoda. Açık kahve tonlarındaki gömleğimin Düğmelerini, Yakaya kadar iliklemeliydim. Öyle biriydi Uğur. Banyonun Hemen karşısındaki küçük odada, Yönetmen Kamerasının lenslerini temizliyor; Başrolünü paylaştığım Kadın oyuncu, Aynı zamanda yardımcımız da olan...
aranızda engelli var (şiir)
1 yere düşürdüm, ses çıkmadı gözlerime teşekkür ettim bunca yıl ilişmeyip sağa sola kalbimi de sürükleyip yanında gözlerime minnet… neyim mi var? parkların, bahçelerin, mavinin karanlığın ve aynanın bir tarihi varsa ve tuvaletin sayın hakim acının da bir tarihi var kısaca kalbimde mihnet yaştan olmalı ya da yaşamdan açık kalmış pantolonumun önü – efen’im? ha,...
bir serçenin gölgesindeydi başım (şiir)
nicedir büyür içimde koca bir sessizlik bir buz sarkıtıdır kalbimin ortasında fecir gibi ayırarak beni yalvartır beni acıtır yalnızlık çanlarıyla bir serçenin gölgesindeydi oysa başım dedim kendime, kör olası kuyular yüzünden burada kaybettim sesimi suya düştü soluğum yankısı karanlık Resim: Orhan Peker
insandan insana uzaklık (şiir)
oturduk dağın gölgesinde hafızamızın soğuk geçmişi üşüyoruz, konuştukça daha da üşüyorum, belli ki bir yarım bakış var, dönüp benden yana değil hiçbir şey, dedi -su tanır herkesi, dokunduğu taşı döküldüğü denizin hikâyesini ben bu sözleri, soğuk toprağı ve durgun geceyi sevdim yolun uzadığını gördük orada bulabiliriz eskiyi -yenilgiyi kuşun söylediği türkü insanın kaybettiği dildir, dedi...
THOMAS ELIOT İLE YAPITLARINA YANSIYAN KİŞİLİĞİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
“Thomas Stearns Eliot. 1888-1965 yılları arasında yaşadınız ve Amerika’nın Yeni İngiltere bölgesinde, Missouri eyaletinin St. Louis kasabasında doğdunuz. Hakkınızda yaptığım araştırmalardan tanıyorum sizi. Araştırmalarımdan öğreniyorum sizin 1906 yılında Harvard Üniversitesi’ne girdiğinizi ve üniversitede salt Irving Babbitt’in etkisi altında kalmadığınızı onunla birlikte Elizabeth devri / James devri edebiyatı ile İtalyan Rönesans’ı mistik Hint felsefesinin de etkisi...