Denizde sürükledim aynadaki saçımı Oturdum karşıma-Yedi kalbimi Tantalos Dejavu hep rüyalarım. Uyandığımda ametistten bir taştım Ve altımdaydı cam kırıkları. Devriliyordu gökyüzü bahçesine yılanların Son borazan öttü yüzeyimde. Bir meleğin gümüşten parlak teninde kararttım güneşi. Yürüdüm derimin gemisinde, kızıydı Athena’nın İstanbul Boğazı Saatler eş zamanlı geometri. Oyuncak bir ölü yanağımdaki etten ağrı ...
Son Yazılar:
İLK SESSİZLİK (ŞİİR)
Yavuz Çetin’in Melodileri, Yıldızlarla Buluştu
Ketebe Çocuk Ağustos ayını üç kitapla karşılıyor
TOLSTOY: SANAT NEDİR?
Gönül Bağı (Şiir)
Mavi (Şiir)
Kasım’a notlar (Şiir)
…aşk? (öykü)
g o d o t (şiir)
Oksitosin (Şiir)
miras (şiir)
Deniz Kızı (Şiir)
İşte Çekiç: Aki Kaurismäki
Nietzsche ve Torino Atı Filmi Üzerine
Çürü Yen (Şiir)
alogos (şiir)
Notalardan Boyaya: Nino Varon’un Sessiz Melodileri
Fotoğrafçılıkta Estetikten Tanıklığa-Görünürlükten Gözetlenmeye
Tuğçe Diri’nin Kişisel Sergisi “Sessiz Tanıklar” Anna Laudel Bodrum’da
Kategori: Litera
VAROLUŞ REFLEKSİ: EDEBİYAT
Yazma eylemi; bir aşığın dile getiremediği aşkı, acılı bir annenin feryadı, bir yetişkinin içindeki çocuğun duyulmayan çığlığı, bir işçinin çıkmayan sesidir. Okumak insan ruhunu okşayan soyut bir durumdur. Bir makale veya her hangi bir eser okurken okuduğunuz cümleler beyninizden geçip ruhunuza dokunur ve benliğinizin en derin dehlizlerine mesken olur. Çoğu zaman unuttuğunuzu düşünseniz bile kimliğiniz şekil...
SOYSUZ AT (ŞİİR)
buraya bir nokta koydum. nokta tesellidir. nane şekeri gibi ferahlık verir. çünkü her şey bitebilir. virgül olmaz. ölülerin üzerinden dünya yükselir. kalkamaz olur her sancıda başının üzerinde gezdirdiğin bulut. bulut virgül gibidir. yağdırır, oldurur. oldurmak ne demektir? bir erkek ya da bir kadın olmuş olabilir mi? bunu düşünmeli. düşünmek bulantıdır. keyifsiz bir ben iyi...
Omeomeria (Şiir)
uzaklaşıyor zaman akçaağaç çan çiçekleri ve birkaç defne yaprağı gündüzler ve geceler benim olmadığım yerdir sonsuzluk Omeomeria ve hakikat tüketilmiş bir soluk çağrılan bir kuş ağaçta, kabuğuna dönen ruh cisimleşmiş ses kül ya da toprak renginde bir yokluk ya da ölçüsüz, kararsız, sürekli bir rastlantı Omeomeria kendi sesinin buzul çağındasın her şeyi içine alarak genişleyen...
DENİZLERİN DOĞRULUĞU (ŞİİR)
Yerini dolduramaz, hiç bir aşk denizler olmadan yaşayamaz Oysa denizler vuslatı anlatır Bazen göz yaşlarıyla olsa da mutluluk doğruluk hep sevdaya ait. Ama denizin hakkını verelim, aldatmaz kimseyi, arkasından bıçaklamaz sevdiğini, yalan yok bunda kusursuz bir sevgiyi aşılar insana. Sonunda dönecektir elinde güllerle kavuşmanın coşkusu, doyurarak içinde büyüyen açlığı vazgeçemediğin kadar seveceksin onu....
Körlük Üzerine
Körlüğün nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışıyorum. Gözlerimi kapatıp körlük provası yapıyorum. İlk anda hissettiğim boşluk. Sanki zemin yok oluyor. Her yer kuyu. Öyle bir korku. Yönsüz kalmak. “Herkes” olması en yakındakilerin bile. Körlük ilk anda bir darlık, sıkışmışlık… Gözü kadar bir yere hapsolması insanın… Yüzersiniz, yüzersiniz, nerede derinleştiğini bilemezsiniz… Öyle bir ürkeklik ilk...
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
“Adımların dünya yapıyor.” Bir kadın elinde boombox tape ile gelir, tape’i bir yere koyar, düğmeye basar, çıtır diye bir ses gelir, müzik yükselir, kadın dans eder, dünya dans eder. Dans. – “Buralar yandı.” Şair Nihat Özdal bir gün bana bir kaset-kitap ile geldi. Kaseti kına taktım, kulaklıkları usulca yerleştirip hedefine, gözü kapadım. aktı dizeler, en...
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Sabah beş buçuk gibi indim otobüsten. Terminal çıkışında bekleyen Taksilerden sıradakine atladım, “Çukurambar.” Dedim. Beş dakikada gökdelenlerden birinin önündeydim. Güvenlik görevlisinden anahtarı aldım, Asansöre bindim Ve Orta katlardan birindeki kapının Kilidini açtım. Dairenin kendine has Yeni mobilya, tıbbi malzeme, Mutfak ve havalandırma sistemi kokusu İçinde; Biraz önce söndürülmüş sigaramın baskınlığındaki, Soğuk ellerim ve pardösümün Dışarı...
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
1990’ların ortasında New York’ ta Mevlana filmini ve Mesnevi’den tiyatro oyununu yaparken, ABD’de ki Mevlana konusunda araştırmalar yapıp, kitap yazan kişilerle temasa geçtim. O yıllarda Mevlana konusunda kitap yazmış veya eserlerini çevirmiş kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Bunlardan en bilgili sadece üç kişiyi buldum ve onlarla uzun görüşmeler yaptım. 2000’lerin ortasına doğru ise Mevlana Amerika’da...
boş vestiyer (şiir)
bu yapraklar hışırtısı karanlık bir gecenin iç geçiriyorum pencerelere doğru koşmaya kırmızı renkte olan her şeyi reddediyorum zorluyor kendini kafeste tutuklu mutluluk kuşları ağaçlar uyumuş toprak rahat ediyor biraz ne de olsa kök damarları suyu çekmiyor artık evin içinde dış kapının hemen yanında bir vestiyer kimse yok boş duruyor şimdilik saat on ikiye kadar radyo...