Vecdi Çıracıoğlu’nun Serseri Standartları Sempozyumu adlı kitabında işlediği Bilge Serseri kavramına dair, 2008 yılında Frankfurt Kitap Fuarı’nda Onur Konuğu Türkiye adına okuma metnidir. Yetmişli yılların başında üniversite eğitimi için geldiğim İstanbul Boğaziçi’nin Asya ile Avrupa’nın en dar yerindeki şirin köy Urumelihisarı’na yerleştiğimde, oranın yerlileri, “Artık bu Köy’ün acı çeşmesinden su içtin, buradan ayrılamazsın!” uyarısında bulunmuşlardı....
Son Yazılar:
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
NEW YORK’TA DUVARDAKİ KAN
Yazar: Vecdi Çıracıoğlu
Maviden (Öykü)
Küçük sandalın yarı çürümüş omur yumrularına tutturulmuş, birbirinden ayrık farş gövde tahtalarının üzerine kıvrılmadan önce, tersane çıkması çöpçü ceketimi katlayarak yastık yaptım. Uzandım. İki elimi başımın altına koyup yıldızları seyre daldım. Bir yıldız kaydı. Dilekte bulundum, çakmak çakmak oldu gözlerim. Ellerimi başımın altından kurtararak, uçan bir kelebeği yakalamak istercesine karanlığın içinde gezdirdim. Çizgiler oluştu karanlık...
Maviden (Öykü)
Küçük sandalın yarı çürümüş omur yumrularına tutturulmuş, birbirinden ayrık farş gövde tahtalarının üzerine kıvrılmadan önce, tersane çıkması çöpçü ceketimi katlayarak yastık yaptım. Uzandım. İki elimi başımın altına koyup yıldızları seyre daldım. Bir yıldız kaydı. Dilekte bulundum, çakmak çakmak oldu gözlerim. Ellerimi başımın altından kurtararak, uçan bir kelebeği yakalamak istercesine karanlığın içinde gezdirdim. Çizgiler oluştu karanlık...