20. yüzyıl başlarında Sovyetler’de ortaya çıkan, “sanat hayatın içine” sloganıyla her çeşit günlük nesnenin tasarlanabilmesine yol açan bir akım olan konstrüktivizm, kendini ilk olarak mimaride göstermiştir. Sanatı gündelik hayatla birleştirme gayesi taşıyan konstrüktivizmde zaman ve mekan kavramları ön plana çıkartılmış, yapılarda işlevselliğe önem verilmiş, strüktürel öğeler estetik açıdan bir ifade aracı olarak kullanılmıştır. Heykelde ise...
Son Yazılar:
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
Ana Sayfa
Nurdan Yıldırım