Siyahlara bürünmüş bir kadın, soğuk eylül gecelerine aldırmadan, karanlık çökmeye başlayınca her gün okulun yüz metre güneyinde kalan harabe evin bahçe duvarının dibine siniyordu. İçindeki derin acıyı dindirmek için duyduğu çığlıkları dinleyerek gözyaşı döküyordu. Yine o siyahlara bürünmüş kadın; bir akşamüzeri söylene söylene, beddua ede ede, içten içe ağlaya ağlaya, o duvara doğru yürürken kapı...
Son Yazılar:
Foto muhabiri Ali Öz’den bale ve dans fotoğrafları sergisi
Titanik Harriet Quimby’nin Rekorunu da Batırdı
YENİDEN BAŞLAYAN AVANGARD: KAVRAMSAL SANAT
HALKÇI PAMUK PRENSES
Institut français Goncourt ödüllü yazar Leïla Slimani’yi ağırlıyor
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
Ana Sayfa
Metin Aksoy
Yazar: Metin Aksoy
Kasaba (Öykü)
Lütfiye Kadın yüzlerce kilometre uzakta büyük bir şehirde öğretmen olan oğlunu görmeye giderken arkasından dualar edilmiş, soğuk sular dökülmüş, selametle git selametle gel dilekleriyle uğurlanmıştı. Bir ay sonra geri geldiğinde de sanki hacdan gelmiş gibi hoş geldin yarışına girmişlerdi kasabalılar. Aslında Lütfiye Kadın dönüşüyle yeni bir sorun da getirmişti. Kasaba dört tarafı dağlarla çevrili düzlük...