Ana Sayfa Josef Kılçıksız

Yazar: Josef Kılçıksız

Yazı
Zihinden Sağ Çıkma Denemesi (Şiir)

Zihinden Sağ Çıkma Denemesi (Şiir)

Poseidon’un üç çatallı mızrağı saplansa bağrıma. Dalgaları, fırtınaları dizginlesem: kurtarsam denizle sınanan kayayı. Issız otogarlardan eve nasıl dönülür, göstersen bana. Sen konuştukça iyileşse susmaların etrafındaki yaralar. Kalbinden vurularak ölsem. Sağ çıkabilsem zihnimden.   Resim: Caspar David Friedrich  

Yazı
Nikaragua: Devrimin Ateş Nefesli Kalbi

Nikaragua: Devrimin Ateş Nefesli Kalbi

Nikaragua ateşten karanfillerin ülkesi. UNAN (Universidad Nacional Autónoma de Nicaragua) kampüsünde Che’nin duvar resmi: Ne zaman durulur çalkantısı deli gönlün? Bir devrim, insanları değiştirme, yeni bir dünyanın kavranması için eyleme geçme isteğinden doğar; aşk da öyle… Devrim ve aşk, her ikisi de sizi alışılmış sınırlar içinden sarsar; biri dünyayı, diğeri kalbinizi genişletir. Atatürk, Che, Mandela,...

Yazı
Kurdun Ayak İzleri: Romanya

Kurdun Ayak İzleri: Romanya

Romanya’ya H. Hesse’nin kurduna belki rastlarım umuduyla geldim. Romanya’daki Karpatlar, Avrupa’nın en büyük kurt sürülerinden birine ev sahipliği yapıyor. Karpatlar otel odasının penceresinden görünüyorlar: Kurt soyunun dağları. Bu dağların havası serttir ama ruhu diri tutar. Bir çekirdeğin içinde bir ormanın gizli olduğunu; her insanın içinde, çok uzun süre yalnız kaldığında, bir kurdun uluduğunu anlatırlar. Rüzgarla...

Yazı
Namibya: Çölün Metafiziği

Namibya: Çölün Metafiziği

Afrika sizi, doğanın hüküm sürdüğü, geleneklerin canlı olduğu bir dünyaya götüren bir rüya: kastettiğim, tabii ki Conrad’ın Afrika’sı değil. “Namib” ülkeye de adını veren bir çöl: yerel Nama dilinde “hiçbir şey olmayan yer” anlamına geliyor. Namibya’da çöl hiçbir haritada işaretli değil; çünkü kayboluş/ yitiklik mekânları, haritalarda işaretli olmazlar. Namibya’da çöl ile, dilsizliklerle, konuşan bir hikâye...

Yazı
Bir Anlam İnşa Etme Kılavuzu

Bir Anlam İnşa Etme Kılavuzu

Eninde sonunda düşecek olan taşı tekrar tekrar dağın zirvesine taşımanın ne anlamı var? Madem hepimiz 1,8 metrelik bir çukura gireceğiz, spor salonlarında acı çekmenin, katı diyetler yapmanın ne anlamı var? “Ne anlamı varcılık”, harekete geçmeye her kalkıştığınızda üzerinize yapışan bir kadercilik gibi. Camus, “varoluşta anlam aramayı bırakın” diyor. Ben bu önermeyi, “öyle yaşayınız ki varoluşunuz...

Yazı
Gotik Kalkışmanın İzinde

Gotik Kalkışmanın İzinde

Gotiklik, hâlâ onlara bağladığımız tozlu klişelerin çok ötesinde bir kavram. İddia edilen kimlik, sessiz talepler ve fethedilen özgürlükler arasında gotik tarz, dünyada var olmanın başka bir yolunu keşfetmek için, aslında verimli bir zemin. Ancak bu zeminde ortaya çıkan, “özgürlüğümüzü nasıl kullanmalıyız” sorusu, kimlik, isyan ve görünüm sorunsallarını baştan sona kateden kırmızı iplikle gotik kumaşı dokuyor....

Yazı
Amedeo Modigliani’de Olmayan Gözlerin Gördüğü

Amedeo Modigliani’de Olmayan Gözlerin Gördüğü

Modigliani ailesinin demirden perdesini araladığımızda orada tüm dramların örüldüğü zehirli bir karınca yuvasıyla karşılaşıyoruz. Modigliani ataerkil ve anaerkilin birbirine karıştığı figürleri resmetti. Babaya ait bir imajı yeniden inşa etmek, fallik bir temsili şekillendirmek Modigliani’nin kaderinin meydan okumalarının ve yaratıcılığının kaynaklarından birini oluşturdu. Babası Modigliani’ye sosyal konformizmine mutlak itaati empoze ededursun, o, anne soyundan gelen liberal...

Yazı
Troçkizm: Boğucu Kapitalist Dalgaya Ahlâkî Yanıt

Troçkizm: Boğucu Kapitalist Dalgaya Ahlâkî Yanıt

Troçkizmin bu dünyaya direnme arzusunda dokunaklı ve romantik bir şey bulunuyor, çünkü Troçkizmin boğucu kapitalist dalgaya yanıtı siyasi olmaktan ziyade ahlâkîdir.   “İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.” Platon. Yıllardan bugüne gelen sömürü sorunu veya mücadelesinin onlarca yıl geriye uzanan arka planında Troçkist hareketin uzun vadeli, sabırlı bir örgütlenme iradesi...

Yazı
Albert Camus ve Maria Casarès: Faşist Travmanın Kötürüm Ettiği Aşklar

Albert Camus ve Maria Casarès: Faşist Travmanın Kötürüm Ettiği Aşklar

İlişki kurmanın dinamikliği, sömürgeleştirilen, ezilen ve dümdüz edilen bir zemine yatırılarak hiyerarşinin tahakkümle ilgili düzenekleri yapı bozumuna uğratılıyor. Aşkın demokratikliğiyle herkesi eşitlemesinden herkesin bu durum karşısında aciz olmasından adeta bir memnuniyet duyulmaktadır. İspanya iç savaşından köksüzlüğe uzanan yürüyüş boyunca bireysel felaketlerin katmanları, kötürüm olmuş aşkları ele veriyor. Faşist travmalar sürgünü, sürgün köksüzleşmeyi, köksüzleşme mülksüzleşmeyi, mülksüzleşme...

Yazı
Nazım Hikmet: Kolektif Hafıza Bizi Unutana Kadar

Nazım Hikmet: Kolektif Hafıza Bizi Unutana Kadar

Nazım’ın şiirinde, her seferinde varlığını sararken, bilincini de bir katarsisle açan, en az üç tanesini tanıdığı, “ani fırtınaların” izleri sürülebiliyor: Birinci fırtına, en sevdiği amcası Mehmet Ali’nin Çanakkale Boğazı’nda diğer kırk bin genç subayla birlikte şehit edilmesi olayıydı. Bu kayıp, genç Nazım’ın uykudaki politik volkanını harekete geçiren bir kıvılcım olma özelliği taşıyordu.   Nâzım Hikmet...