Türkçe edebiyatta polisiye ve casusluk romanı eksikliği bir hayli hissediliyor. 19.yüzyılın İngiliz kentleşme sürecinde ortaya çıkan dedektif romanlarına, sır küpüne girmiş cinayetleri çözen bizden akıllı roman kahramanlarına nedense bizim sosyolojimizde pek rast gelinemiyor. Türkçe yayınlanmış eserlerimiz arasında, hiç kuşkusuz pek çok örnek var … Piraye Şengel, Şebnem Şenyener, Pınar Kür polisiye türüne ilgi gösteren kadın...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Kategori: Röportaj
SEZER BANA GÖRE HÂLÂ ÇOK TEKİL BİR KİMLİK OLARAK DURUYOR
Tam yirmi yıl önce, 17 Mart 1998’de kaybettiğimiz Sezer Tansuğ, Cumhuriyet döneminde sanat dünyamıza damgasını vurmuş, Türkiye’de “sanat eleştirisi” kavramıyla adeta özdeşleşmiş en sıra dışı karakterlerden biri. Sanat tarihçisi ve eleştirmen kimliğiyle, yaşarken yazdığı her metin muhatabı için bir dönüm noktası ya da bir tartışmanın ilk kıvılcımı olmuştur. Yaşamının, birincil uğraşı olan sanat tarihi araştırmaları...
Yelda Karataş ile “Hüznün Kısa Tarihi”
Yazdığı şiirlerle kalbimize dokunan şarkı sözleriyle kendi güzel, kafası güzel , kelimeleri güzel ve yakın zamanda Karakarga Yayınlarından çıkan “Hüznün Kısa Tarihi” kitabıyla yeniden ben buradayım diyen şair Yelda Karataş’la söyleştik. Garip şey bu hayat; insan, ruhundaki körlükle başlıyor nefes almaya, yaşamaya. Onu aydınlatmak için çeşitli uğraşlar veriyor. Penceresini açıp dışarıyı gösteriyor ona. Ruhuna görmeyi...
Orhan Onuk’la (Oto)Portre Üzerine
The Circle, Pre işbirliğiyle, Ahmet Ergenç’in küratörlüğünde yapılan “Keşif” sergilerinin ilki olan “(Oto)Portre”de Orhan Onuk, pentürle portre ve otoportre geleneğine yaslanıyor, ustaları olarak gördüğü Schiele, Picasso ve Rembrandt gibi birçok ressamdan el alarak kendi yüzünü ve yeni yüzleri yaratmanın peşine düşüyor. Ermeni ressam Ashille Gorky’e saygı duruşuna bulunarak portrenin “siyasi” ve “coğrafi” yönüne vurgu yapıyor....
Cenk Çalışır: Polisiye sonuçta bir denklem işidir
“Beria” adlı romanınız bir mülteci sorunundan yola çıksa da hem karakterleri hem de olay örgüsü açısından oldukça zengin. Katmanları olan bir öykülemeyi paralel kurgu olarak sunmuşsunuz. Bu yazım şekli üzerine neler söylemek istersiniz? Beria’dan önce işleyeceğim temanın trajik olmasına karar vermiştim. Dramatik bir roman olacaktı. O dönemde polisiye öykülere rehberlik edecek notlar almaya başlamıştım. O...
Androjen Bir Model: Ferhat Şirin
‘Androjen model ve gazeteci’ biçiminde, toplumsal cinsiyet kimliğiniz vurgulanarak anılmak sizi nasıl hissettiriyor? Fena da olmuyor aslında, çünkü insanlar bugün, travesti ve transseksüel ayrımını dahi yapamıyor. Bir gün yolda bir hanım bana ‘Huysuz Virjin röportajınızı çok beğendim, o kadını çok seviyorum’ dedi. ‘Seyfi Bey’den mi bahsediyorsunuz? O kadın değil, erkek’ dedim ve ‘Ne iş yapıyorsunuz?’...
Kojin Karatani: “Mücadele için sermaye-ulus-devlet birlikte düşünülmeli”
Birgün, 7 Haziran 2009 Japon düşünür, edebiyat eleştirmeni ve felsefeci Kojin Karatini Metis Yayınları ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği ve 3 Haziran’da yapılan ‘Sermaye-ulus-devletin ötesinde: Bastırılanın Geri Dönüşü’ konferansı dolayısıyla Türkiye’deydi. Son yılların etkileyici sol düşünürlerinden olan Karatani, 1941’de Japonya, Amagasaki’de doğdu. Tokyo Üniversitesi’nde iktisat alanında lisans eğitimi aldıktan sonra, İngiliz edebiyatı alanında master...
İbrahim Balaban ve Balabanizm
İbrahim Balaban; kendi sanat manifestosunu oluşturmuş bir büyük ressam… Yaşamı boyunca içinde bulunduğu durumlara gerektiğinde onları reddederek karşı çıkmış, bu başkaldıran tavrıyla bilinen değerleri alaşağı etmeyi başarmış bir insan… Hiç yılmadan, inatla içinden gelen dürtüye kulak vermiş, yeri geldiğinde isyankâr, ama her zaman naif çizgilerle duygulanımlarını aktarmaktan asla vazgeçmemiş bir sanatçı… Bilindiği gibi, 20. yüzyılın...
BEKÇİ:14 HAZİRAN’DA SİNEMALARDA…
B Yönetmenliğini ve senaristliğini Durmuş Akbulut’un yaptığı, İde Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği Bekçi, 14 Haziran 2019 tarihinde gösterime giriyor… İlk gösterimi 37. İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirilen Bekçi, 29. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin de Ulusal Yarışma bölümünde festival seyircisiyle buluşmuştu. Kadrosunda, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz usta oyuncu Turan Özdemir’in yanı sıra Koray Ergun, Pelin Ermiş, Serhan Süsler ve...
LOUIE CORDERO-ALİ ELMACI: İki Sanatçı Tek anlatım
Filipinli sanatçı Louie Cordero çağdaş sanat izleyicisiyle St. Pulcherie Fransız Lisesi’nde buluşmaya devam ediyor. Cordero’nun dünyanın öbür ucunda açtığı bu -portre odaklı- ilk sergisine Ali Elmacı, grotesk ve ironik üslubuyla eşlik ediyor. Sergi, farklı kültürlerden iki sanatçının beklenmedik düzeyde benzerliklerini izleyebileceğiniz küresel bir ifade alanı görevi görüyor. Cordero ve Elmacı’nın işleri, birbirini tamamlayan tonlar, toplumsal argümanlar,...









