Cenk Mısırlıoğlu, sanatla olan yolculuğunda, resmetmeyi bir ifade biçiminden çok, belleği ve aidiyeti kazıyan bir kimlik alanı olarak görüyor. Arkeolog duyarlılığıyla geçmişin derinliklerine iniyor, ilkel ataların mağara duvarlarına bıraktığı hayvan figürlerini bugünün tuvallerine taşıyor. “Adanmış Zamanlara bir dönüş” sergisi; ritüel, mit ve kutsal ile örülü çok katmanlı bir anlatı sunarken, izleyiciyi figürlerin ötesinde, yüzeyin altındaki...
Son Yazılar:
7 ve anne (Şiir)
Jandarma (Şiir)
İçeriden Dışarıya: Bayburtlu Kadınlardan Hikâyeler
Yeni Kitap // Spinoza Marx’la Buluştuğunda // Tracie Matysik
GÜNEŞE UÇAN KANATLAR
İçteki Putların Çağı: Asaf Hâlet Çelebi’nin “İbrâhim” Şiiri Üzerine Bir Okuma
Ankara Film Festivali’nde ‘Taptaze’ filmler
YENİ KİTAP: OPERA VE BALEDE MİMARLIK
ÇÜRÜMELİSİN INGRID ÇÜNKÜ DÖNEM ÇÜRÜMÜŞ!
Yirmi Sekizinci Rüya: Bu, Çocukluktan Kalma (Şiir)
Pompei (Şiir)
Şairin Odası Nasıl Çalındı?
YAŞADIKLARIM ÜZERİNE BİR YAPBOZ DENEMESİ
Yahya Kemal Beyatlı ve Rindlerin Akşamı
Cinler Sınırımızdaydı Yapıştırılmış Kaşlarıyla (Şiir)
YANGI (ŞİİR)
Ankara Garı (Şiir)
Kafka’nın Dönüşüm Kitabının Çeviri Karşılaştırmaları
Dahi Kadınlar – Dikkate Alınmayan Kadınlardan Dünyayı Değiştiren Kadınlara
Kategori: Manşet
RUHUMDA HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI (ŞİİR)
Bizim gençliğin hiç bayramı olmadı Erteleye erteleye altmışı bulduk Yine de güzelmiş o yaralar Hiç değilse kendimiz kanatıyorduk Başımızda uçuşan akbabalar Leşimize değmeden kaçıyordu Ölümüzden bile korkuyordu tanrılar Azrail cesedimizi kanla parlatıyordu Artık rüzgârın bitti diyor annem Kendimi sürüklediğim patikalar kaplumbağa yatağı Aşka deli cesaretiyle yüklenmek ağrıma gidiyor fakat Karşımda çocuk yok, savcı inandırıcı bulmuyor...
Dejavu (Şiir)
Denizde sürükledim aynadaki saçımı Oturdum karşıma-Yedi kalbimi Tantalos Dejavu hep rüyalarım. Uyandığımda ametistten bir taştım Ve altımdaydı cam kırıkları. Devriliyordu gökyüzü bahçesine yılanların Son borazan öttü yüzeyimde. Bir meleğin gümüşten parlak teninde kararttım güneşi. Yürüdüm derimin gemisinde, kızıydı Athena’nın İstanbul Boğazı Saatler eş zamanlı geometri. Oyuncak bir ölü yanağımdaki etten ağrı ...
VAROLUŞ REFLEKSİ: EDEBİYAT
Yazma eylemi; bir aşığın dile getiremediği aşkı, acılı bir annenin feryadı, bir yetişkinin içindeki çocuğun duyulmayan çığlığı, bir işçinin çıkmayan sesidir. Okumak insan ruhunu okşayan soyut bir durumdur. Bir makale veya her hangi bir eser okurken okuduğunuz cümleler beyninizden geçip ruhunuza dokunur ve benliğinizin en derin dehlizlerine mesken olur. Çoğu zaman unuttuğunuzu düşünseniz bile kimliğiniz şekil...
SOYSUZ AT (ŞİİR)
buraya bir nokta koydum. nokta tesellidir. nane şekeri gibi ferahlık verir. çünkü her şey bitebilir. virgül olmaz. ölülerin üzerinden dünya yükselir. kalkamaz olur her sancıda başının üzerinde gezdirdiğin bulut. bulut virgül gibidir. yağdırır, oldurur. oldurmak ne demektir? bir erkek ya da bir kadın olmuş olabilir mi? bunu düşünmeli. düşünmek bulantıdır. keyifsiz bir ben iyi...
Omeomeria (Şiir)
uzaklaşıyor zaman akçaağaç çan çiçekleri ve birkaç defne yaprağı gündüzler ve geceler benim olmadığım yerdir sonsuzluk Omeomeria ve hakikat tüketilmiş bir soluk çağrılan bir kuş ağaçta, kabuğuna dönen ruh cisimleşmiş ses kül ya da toprak renginde bir yokluk ya da ölçüsüz, kararsız, sürekli bir rastlantı Omeomeria kendi sesinin buzul çağındasın her şeyi içine alarak genişleyen...
DENİZLERİN DOĞRULUĞU (ŞİİR)
Yerini dolduramaz, hiç bir aşk denizler olmadan yaşayamaz Oysa denizler vuslatı anlatır Bazen göz yaşlarıyla olsa da mutluluk doğruluk hep sevdaya ait. Ama denizin hakkını verelim, aldatmaz kimseyi, arkasından bıçaklamaz sevdiğini, yalan yok bunda kusursuz bir sevgiyi aşılar insana. Sonunda dönecektir elinde güllerle kavuşmanın coşkusu, doyurarak içinde büyüyen açlığı vazgeçemediğin kadar seveceksin onu....
Körlük Üzerine
Körlüğün nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışıyorum. Gözlerimi kapatıp körlük provası yapıyorum. İlk anda hissettiğim boşluk. Sanki zemin yok oluyor. Her yer kuyu. Öyle bir korku. Yönsüz kalmak. “Herkes” olması en yakındakilerin bile. Körlük ilk anda bir darlık, sıkışmışlık… Gözü kadar bir yere hapsolması insanın… Yüzersiniz, yüzersiniz, nerede derinleştiğini bilemezsiniz… Öyle bir ürkeklik ilk...
Bir Entelektüel Harita: Baudrillard’ın Nietzsche’den Simülasyona Yolculuğu
Anlattığınız bu düşünsel kırılmaların [kavramların parçalanması, teorinin çözülmesi ve düşüncenin kendi kendini tüketen yapısı] arka planında etkili olan belirli isimlerden söz edebilir miyiz? Nietzsche, Marx, Freud, Durkheim, Saussure, Mauss gibi düşünürlerin bugün sizin açınızdan taşıdığı önem nedir? En fazla yakınlık hissettiğiniz isim kim olurdu? Yıllar içinde işler elbette değişti. Mauss başlangıçta benim için oldukça önemliydi,...
28 YIL SONRA: ERKEKLİĞE DEĞİL OLGUNLUĞA GEÇİŞ YOLCULUĞU
İki hafta kadar önce vizyona giren 28 Yıl Sonra (28 Years Later), son çeyrek yüzyılın en dikkat çeken zombi filmlerinden biri olan 28 Gün Sonra’nın (28 Days Later, 2002) ikinci devam filmi ve ilk filmin yönetmeni Danny Boyle ile senaristi Alex Garland’ın yönetmen ve senarist olarak imzalarını taşıyan ilk devam filmi. 28 Gün Sonra, zombilerin...









