Müstesna bir şahsiyet ve bedbaht bir romantik olan Rossetti aynı zamanda sanatta akademizme karşı çıkan ve şövalye tarzı bir hareket başlatan “Rafael Öncesi Kardeşlik” adlı estetik akımın kurucuları arasında yer almaktadır. Viktorya dönemine damgasını vuran İtalyan asıllı İngiliz şair, illüstratör, ressam ve çevirmen Dante Gabriel Rossetti 12 Mayıs 1828 yılında Londra’da doğdu ve 9 Nisan...
Son Yazılar:
20. YÜZYIL MODERNİZMİNİN İFADE BİÇİMİ: SOYUT SANAT
Yapay Zekanın Sanatı ve Sanatçının Geleceği
Kadından Piskopos Atayan Uşak’taki Şehir: Pepuza
Tozan Alkan’dan yeni bir albüm: ALHEAVY
Beşiktaş’ta Street Art: Genco Gülan’ın İki Boyutlu Yerleştirmesi “Sol Klik”
KAHKANIN TARİHİ
Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası
Manzaramıza Bakmak
007 JAMES BOND YAKALANDI!
Ankara Film Festivali’nde ulusal yarışmalara başvurular başladı
Geleneğin Trajedisi, Kapitalizmin Kısa Öyküsü: Karanfilsiz
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Çok mu karışık, Metamodernizm nasıl anlatılır?
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
boş vestiyer (şiir)
İRONİK YAPI ÜZERİNE
John Ruskin’in Eseri: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – I
BİR YOLCULUĞUN GÖLGESİNDE: UZAKTA BÜYÜYEN ÇOCUK (ÖYKÜ)
Kategori: Manşet
Kimin Küratörü?
Küratörlük son zamanların en modern ve entelektüel mesleği olarak görülüyor. Özellikle ülkemizde gençler hızla Sanat Yönetimi bölümlerine kayıt olup, oradan mezun olarak küratör olacakları günü iple çekiyor. Küratör kelimesi etimolojik olarak tanımlanırken curare kelimesinden geldiği ve bu kelimenin anlamının ise bakmak, görmek, özen göstermek ve korumak anlamına geldiği açıklanır. Ancak genellikle mesleğin tarihsel gelişimine...
Popüler Sinemanın “Yabancılar”la İmtihanı
Harry Bates’in “Farewell to the Master” adlı öyküsünden uyarlanan “The Day Earth Stood Steele / Uçan Dairenin Esrarı”, 50’lerde çokça konuşulan uzaylı kavramını ele almakla beraber, bu varlıkları ‘canavar’ ve ‘yok edici’ olarak tasvir eden örneklerden ayrılmasıyla önem kazanmaktaydı. Çoğu zaman nedensizce gelir, yakar-yıkar, yok etmeye çalışırlar… Hemen her seferinde ABD gibi bir kurtarıcı tarafından...
‘Yol’ Nasıl İsviçre Filmi Oldu?
İsviçre’nin en ünlü gazetesi Neue Zürcher Zeitung’un 11 Mayıs tarihli nüshasında sinema yazarı Christian Jungen yazmasaydı, haberimiz bile olmayacaktı! “İsviçre’nin tek Altın Palmiye kazanan filmi ‘Yol’ 70. Cannes Festivali’nde Klasikler bölümünde gösterilecek!” Nasıl yani? Kafanız benim gibi karıştı mı? O halde, işin aslını da merak ettiniz. Benim gibi! Yıllarca Türk sinemasının gururu olarak sahiplendiğimiz, bu...
“O Ki, YARATTIĞI HER ŞEYİ GÜZEL YAPTI.”
Güzellikle, zevkle, insan sağlığına en ufak saygıyla ilgisi olmayan bu ucube binaların hepsi, gariptir, bir “konsept” ihtiva ediyor. Hepsi hayatlarımızı değiştiriyor, hayallerimizi gerçekleştiriyor, elit semtlerde, aradığımız “premium” yaşamları, yatırım uzmanlarının güvencesinde altın tepside önümüze koyuyor. Güzel nedir? Dillendirdiğim, insanoğluyla yaşıt sorulardan biri. Tarih boyunca filozofların, sanatçıların, zanaatkârların, kralların, peygamberlerin, bilim adam ve kadınlarının; ilk çağların...
Yine Tutunamayanlar, Yine Ulysses
Tutunamayanlar’ı çeyrek yüzyıl önce, henüz bir üniversite öğrencisiyken ilk okuduğumda, Selim Işık’ın kişiliğinde, yaşamımın önceden bütünüyle yaşanmış olduğu duygusuna kapılmıştım. Tutunamayanlar son olarak geride bıraktığımız bahar aylarında, ilk İngilizce baskısıyla gündeme geldi(1). Baskı adedi şimdilik 200 kopya ile sınırlı kalmışsa da, 40 yıl önce aramızdan ayrılan Oğuz Atay’ın en büyük hayallerinden biri böylece gerçekleşmiş oldu....
RODIN’DEN BİR DERS
O zaman kendi çalışmamda şimdiye dek eksik olan şeyi fark ettim—bir insana mükemmellik arzusu dışında her şeyi unutturan o tutku. İşini yaparken insan kendini tamamen kaybedebilmeli. Paris’te çalıştığım ve yazarlık yaptığım zamanlar yirmi beşimdeydim. Pek çok insan daha o zamanlar yayımlanmış yazınsal yapıtlarımı övgüyle karşılamıştı; bunların bazılarını ben kendim de beğenmiştim. Ama içimde derinlerde bir...
Vahşetin Groteski: ROLAND TOPOR
Tesadüfe bakın ki Topor isminin ikinci hecesi, İngilizcede korku anlamına gelen “Horror” ve sersemlik anlamı taşıyan “Stupor” kelimelerinin son hecesiyle aynıdır. Roland Topor’un cizimlerinin Hieronymus Bosch’un canavarlarıyla en azından bir ortak noktası olduğunu söyleyebiliriz: İzleyici, çizimlerde bir anlam bulmaya çalışır, zaman zaman karşısındaki gizemin anahtarına erişmeye yaklaştığını hissedebilir fakat son raddede tüm teorileri kaçınılmaz olarak...
Kapanan Penguen Değil Direniş Mizahıdır!
Ot, Kafa, Fil, şu-bu derken bir stant dolusu edebiyat dergimiz var ama bu dergilerin kafası eşe dosta hava atmak isteyen, okuduğu her kitabı yarım bırakmış bir Facebook kullanıcısından farksız. Aforizmadan beslenen, görkemli kaybeden edebiyatını yağlı arabesk tavasında gezdirerek tabağa döken ve bu bulamacı afiyetle okuruna yediren şeyler bunlar. Penguen kapandı, son birkaç sayıyı alıp hiç...
LE DERNIER CRI: İskelet Hayattır!
Bizler farklıyız, gazete bayiinden kolayca edinilen grafik romanlardan ve kitap kültüründen geliyoruz ve makul fiyatlara işlerini sergileme niyeti taşıyan sanatçılarız. Gördüğünüz gibi, ‘biriciklik’ nosyonunu paylaşmıyoruz. İşi gücü iç organlar, cinsel temalar ve ölümcül görseller olan çizerler ve illüstratörlerden bir Fransız sanat kolektifi Le Dernier CRI. Uygun fiyatlarda serigrafi ve özel baskı kitaplar üretmenin yanısıra çizgi...