-Cenk Gündoğdu’nun “2000’ler Şiiri Antolojisi” Üzerine Tespitler- Geçmişin geleceğe doğru taşınması adına yapılanların kayıt altına alınması, nitelikli görülenlerin diğerlerinden ayrılarak bir köşeye yazılması önemli bir iştir. Edebiyatta ve daha özelde şiir namına bu işi dergilerden ziyade yıllıkların ve antolojilerin yük edindiği bir gerçek… Dergiler; daha sıcak ve yaşayan mevkilermiş gibi görünse de hem düzensiz bir...
Son Yazılar:
İLK SESSİZLİK (ŞİİR)
Yavuz Çetin’in Melodileri, Yıldızlarla Buluştu
Ketebe Çocuk Ağustos ayını üç kitapla karşılıyor
TOLSTOY: SANAT NEDİR?
Gönül Bağı (Şiir)
Mavi (Şiir)
Kasım’a notlar (Şiir)
…aşk? (öykü)
g o d o t (şiir)
Oksitosin (Şiir)
miras (şiir)
Deniz Kızı (Şiir)
İşte Çekiç: Aki Kaurismäki
Nietzsche ve Torino Atı Filmi Üzerine
Çürü Yen (Şiir)
alogos (şiir)
Notalardan Boyaya: Nino Varon’un Sessiz Melodileri
Fotoğrafçılıkta Estetikten Tanıklığa-Görünürlükten Gözetlenmeye
Tuğçe Diri’nin Kişisel Sergisi “Sessiz Tanıklar” Anna Laudel Bodrum’da
Kategori: Litera
Yaşamın Sanatlaştırılması
Özellikle 80’li yıllarda başlayıp bugüne kadar romanımızda süren etkilerden birinin de 60’lı ve 70’li yıllarda devrimci mücadelenin içinde bulunmuş insanların yazar, özellikle de romancı olarak bu dönemde yaşadıklarını romanlarında, öykülerinde aktarma çabalarıyla ilgili olduğunu gördük. Çoğu da bildiğimiz gibi bu yaşadıklarını; solu, solcuyu, sol mücadeleyi aşağılamak, karalamak için kullandı. (Bunda, ne kadar karalar, aşağılarlarsa, edebiyat...
Tottenham’ın “Tutunamayan” Çocukları
Gençlik yıllarında başladığı yazın hayatını kadın, göçmenlik ve ırkçılık temalarının ağır bastığı öyküler ile sürdüren, “Londra’dan Bir Kadın Döndü”, “Fakir Cennet”, “Zabit Londra’da” gibi öykü kitaplarıyla tanınan Dursaliye Şahan ile ilk romanı “Tottenham Çocukları” üzerine bir sohbet yaptık. Bize daha doğrusu bu röportajı okuyan okurlara biraz kendinizden söz eder misin? Yazın hayatına öykü ile başlamış,...
Athanatos: Değişmeyen tek şey direncin kendisi
Modern insan amaçsızca yer değiştiren tek canlı türüdür herhalde. Göçebe topluluklar, tıpkı göçmen kuşlar gibi bir doğal sebeple yer değiştirirler. Suyun ya da avın peşindedirler. Fakat modern insan, yalanların peşinde yer değiştiriyor. İsmiyle çağrışımların hükmünü peşine takan, peşin hükümlere kapı aralayan ancak kendisi ön yargılarla hesaplar kapatan ”Athatanos” bir ilk kitap olarak Mahir Ergun imzası...
Ezilenler olarak “yabancı”
“Kölelerin çoğunun akıllı, cesur ve hatta filozof olduklarına ilişkin yeterli kanıt vardır” Macrobius Ezilenler, toplumsaldır/apaçıktır. Bir insan ezilen olabilirken bir diğer insan ezen olabilir. Ezilen sadece insan mıdır? Nerede bir trajik unsur varsa orada ezilme olduğu anlamına mı geliyor? Gizemli veya antik bir bilge, mesela Diyojen’in lambası karanlıkta kalmış köleleri gösterirken, köpek de “kinik”leri ifade eder....
Şiir Erkini Yıkmanın Anatomisi
Bir şiir ile bir başka şiiri niteliksel olarak kıyaslamak, temelde bir atı diğeri ile hız üzerinden kıyaslamak ile aynı düzlemde, kapitalist ekonominin rekabetçi algısına koşuttur. Ödüllendirmek, üst konumundaki biri ya da birilerinin, ast konumundaki biri ya da birilerine övgü lütuf etmesidir. Yani her şeyden önce iki birey arasında hiyerarşi kurar ki hiyerarşi insani değildir, dolayısıyla...
Burjuva Kamusu Salonlarda Başlar
Ortaçağın ve Barok dönemin şölenleri, kamusallıktan ciddi anlamda uzaktır. Halk-avam tabakası dışarıda tutulur, onlar kendi aralarında eşek şakaları yapar, asiller enfiye çekip onları uzaktan seyreder. J.Habermas‘dan okursak, zamanla, ¨Turnuvalar, dans ve tiyatro kamusal alanlardan parklara, caddelerden sarayların salonlarına çekilir.¨ Henüz monarkla ve asilzadeyle yüzleşmemiş burjuva ise eğlencesini, sosyal davetlerle kendi evinde yapar. Halk ve monark...
Phaselis Adağı: Yıkık Kentler Arasında Bir Düş Yolculuğu
“Aslında denizin her anı birbirinden farklıdır. Aynı şeyleri her gün yapıyor gibi gözükse de o, bize görünen hâlidir.(…) Bizim ayırdına varamadığımız sonsuz bir devinim içindedir. “ (Phaselis Adağı, s.377) “Navigare necesse est” “Cesaret vermek için denizde yol almak kaçınılmazdır.” (s.526) Benim için Phaselis Adağı, tüylerimi ürperten soğuk bir denize girmek gibiydi. Kendimi aniden bıraktığımda daha...
Beşir Fuad: Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum…
Nihilist kavramı, edebi külliyata ilk kez bu romanla girmiştir. Aşkı, şiiri, gelenekleri reddeder Bazarov; Puşkin’i alaya alır. Bilimsel soğukluktan kastedilen de budur. Tüm duygulanımlardan arınmış, coşkunluğun yerini ölçüye bıraktığı, mesafeli bakış… Mum ışığının cılız aydınlığında, çehresiz siyah canavarlar gibi gölgeler vuruyordu duvara. Nesnelerin gölgeleriydi bunlar; boşlukta sallanır gibi gözüken divit, mürekkep hokkası, kitaplar, karalanmış ve...
Şimdi Nereden Başlamalı Hayata?
Melike Uzun tıpkı Kürar’da yaptığı gibi Soğuk ve Temiz’de de hikâyeyi bölümleme yaparak anlatmayı tercih etmiş. Bütün bunlar romanın içindeki yan hikâyelerin tematik bağlamda ayrıntısı olarak karışımıza çıkıyor. Kimsenin kendi hayatını yaşayamayışının, Defne dışında herkesin birilerinin hayatını meşgul etmeyi sevişinin romanı bu. Nar ağacını izleyerek umut bulmanın, yeni bir hayatın kahkahasının, parçalanmış bir aynada parçalanmış...