Ölüm yüzyıllardır gerek ilkel gerek modern insanın korkusu olagelmiştir. Bu korkunun temelindeyse ölümün ne olduğunun bilinemeyişi yatmaktadır. Ölüm kendi içinde çelişkiyi barındırır. Bir yanıyla var oluş sürecini tamamlarken diğer yanıyla var diye zannedileni yok etmektedir. İnsanın doğumundan itibaren oluş süreci başlar, var oluş ile kendini tamamlama sürecine girer. Fakat insanın tam olması yahut tamamlanması yaşadığı sürece mümkün...
Son Yazılar:
Fikirler ve Tarih: İdeolojilerin Devrimler Üzerindeki Etkisi
Zamanın Ruhunu Eleştiren bir Sergi: BURADAYIM, DERİNLERDE
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
Kategori: Litera
Karşılaştırmalı Edebiyatın Olanakları ve Sınırları(*)
Zoran Zivkoviç’in “Armağan Zamanlar”ında Ziyaretçi olarak adlandırılan doğaüstü bir karakter, çeşitli mesleklerden insanları ziyaret ederek onları geleceğe, gerektiğinde de geçmişe doğru yolculuklara çıkarır. Ziyaret ettiği kişilerden biri de antik dilbilim uzmanı bir akademisyen bilim insanıdır. Üniversitenin eskiden ardiye olarak kullanılan bir bodrum katına atılmıştır. Artık antik dilbilim ile kimsenin bir işi kalmamıştır. Ziyaretçi bu bilim...
ARETHA FRANKLIN’e Sevgiyle
Bir Değişim Geliyor Bir Değişim Irmak kıyısında doğdum, küçük bir çadırda, Ah o zamandan beri savrulup duruyorum bir ırmakçasına. Çok zaman oldu, çoook uzun zaman oldu Ama biliyorum bir değişim geliyor bir değişim, evet evet geliyor. Yaşamak çok yordu bizi, ama korkarım ölmekten yine de. Çünkü bilmiyorum ki, nasıldır öbür dünya, göğün ötesinde. Çok zaman...
Edebiyata Dair ¨Havadan Sudan¨ Sohbetler
Yaz gelince sanki Okur’un hâletiruhiyesi değişiyor zannedersiniz. Bütün yayınevleri ¨yaz okumaları¨ için kitap listeleri hazırlar ve siz sanırsınız ki, bütün kış okumak fırsatını bulamayan bu insanlar bir anda vitrinlere, raflara hücum edecek çantaları doldurmakla yetinmeyip koltuk altlarına sıkıştırdıkları kitapların sayfalarını daha kaldırıma adım atar atmaz yalayıp yutarak ne yazılmışsa hepsini hatmedecektir. Heyhat! Boşa yanılgı… Eski...
Yalnızlığın Örümcekleşmemiş Hali: Katip Bartleby!
Ne kadar kitap okursak okuyalım, hayatımıza yön veren eserler sorulduğunda ancak birkaç kitap ismi sayarız. Ve bazı kitaplar vardır ki döneminde rağbet görmese, değeri anlaşılmasa bile bir çok yazarın rehber olarak aldığı eserler arasına yerleşir. İşte bu eserlerden birisi de Katip Bartleby… Edebiyat severlerin bir başka önem atfedip kıymetli gördükleri yazarlar vardır. Bu isimleri bazen...
Masada ya da Yatakta: Yazmak Üzerine…
Yazmak Üzerine.—Klasik yazarların hepsi olmasa da birçoğu eserlerini yatakta oturarak yazarlardı. Keynes, ‘homoekonomikus’ olarak tabir edilen iktisadî insanın psikodinamik tüketim ve tasarruf temayülleri ile kâr peşinde koşan hayvanî içgüdülerini teorize ettiği iktisat metinlerini yatakta yazardı. Proust ‘Kayıp Zamanın İzinde’ derinlere dalan dolambaçlı cümlelerini astım krizleri arasında yatakta yazdı. Mark Twain de kendi hayal ürünü olan...
Coetzee’nin Bütün Romanlarına Genelgeçer Bir Prolegomena
Montesquieu, şöyle yazar: “Doğu halklarının dünyanın en güçlü izlenimlere kapılmasına neden olan organ zayıflığına, bedenin tembelliğiyle doğal olarak ilintili, ruhu herhangi bir eylemde bulunamayacak, herhangi bir çaba gösteremeyecek, herhangi bir münakaşaya giremeyecek hale getiren belli bir ruh tembelliğini de eklerseniz, bir kez birtakım izlenimlere kapılan ruhun bundan böyle asla değişmeyeceğini anlarsınız.” (Kanunların Ruhu Üstüne, Üçüncü...
RUTH KADAR YABANCI, HAMZA KADAR YALNIZ
Robert Wyatt art-rock dünyasında çok özel bir yer edinmiş bir müzisyen. Müziğe Canterbury topluluğu Wildflowers ile başlayan Wyatt, Soft Machine ile kariyerinde hayli başarılı bir dönem yaşamıştı. Ancak bu dönemi onu tekerlikli sandalyede yaşamak zorunda bırakan trajik kaza, hastanede geçen uzun aylar, kimi kez karamsarlığa sürükleyen günler izledi. 70’lerin ortalarında müziğe başarılı bir solo albümle...
Philip K. Dick: Mars’taki Dışlanmışlara Saygı
Bugün nerede bir bilimkurgu filmi ve dizisi varsa, mutlaka Philip K. Dick (PKD) dolaşıyordur damarlarında. Stephan King gibi özellikle sinema için vazgeçilmez bir deryadır; tükenmez. Bu yıl tekrar çekilen Blade Runner ve Netflix yapımı Electric Dreams dizisi ile tekrar hatırlamış olduk bilimkurgunun bu büyük ustasını. Harrison Ford’un oyunculuğu ile 1982 yılında izleyicisiyle buluşan Blade Runner,...
“VARLIK” – BİR UZUN KOŞU
Huyumdur, boş zamanlarımda Varlık dergisinin eski sayılarını karıştırırım sık sık… Hani şu, “Memlekette bir tane hakikî san’at mecmuası yok,” deyip, “İnkılâbın, her sahada, yokluktan varlıklar yaratma işine girmiş olduğu bir devirde acısı hissedilen bu boşluğu doldurmak” gayesiyle 15 Temmuz 1933’te çıkan ve hâlâ okura ulaşan Varlık’ı… Sanki onu okumak, toplumsal dinamikleri okumak gibi bir şey...