İnsan uzun bir süre boyunca hayal ettiği durumlara gerçekten sahip olunca bazen bu his yeterli gelmiyor sanırım. Sorun değer bilmeyen bir varlık olmamız mı? Yoksa hayallerimizden mi emin değiliz? Hayal olarak adlandırdığımız şeyler ne? Hedef demek daha mı sahici geliyor sahi? Hayal değil hedef diyebilmek ve bu doğrultuda düşünebilmek, kişiyi özgürleştirir mi? İnsan soru sormadan...
Son Yazılar:
John Ruskin’in Eseri Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – III
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
“Sonsuzluk Kapanı” – Gerçeğin Sınırında Bir Polisiye
“Ah İstanbul!”: Halis Karakurt’un Neşeyle Boyanmış Şehri
Tozla, Tortuyla, Zarafetle: Murat Batmankaya’nın Kırılganlık Atölyesi
ATTİLÂ İLHAN’IN VEFATININ 20. YIL DÖNÜMÜNDE “YAŞ KIRKTAN YUKARI” ŞİİRİ KENDİ SESİNDEN İLK KEZ YAYINLANDI
Güz Çiçekleri Kurudu Ankara’da (Şiir)
TOKYO MONOGATARİ VE BANSHUN
GÜNDÜZ APOLLON GECE ATHENA
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
HB Art Gallery, Yeni Mekânında Sanatın Vitesini Yükseltiyor
Galeri Kev Açılış Sergisi
EVİN’den Hakan Gürsoytrak Sergisi: Velhasıl
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Rosselini Kabusu: Stromboli
EKLİTERA Tozan Alkan seçiciliğindeki Eylül şiirleri
2024 Nobel Edebiyat Ödüllü Han Kang’dan Yeni Roman: Yunanca Dersleri!
Beşinci Rüya: Hayatın Normal Yasaları (Şiir)
BİR ŞEYİN TAVI GEÇİNCE (ŞİİR)
Kategori: Litera
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
yaşamımızın şiiri: kirletilmiş aşk duygusu / SELİM İLERİ Beni mi sordunuz? Dünyanın en yalnız erkeğiyim . Ama fiziki ve ruhsal açıdan değil. Düşlerim/düşüncelerim/fikirlerim yalnız. Bunları acı. Yani demiryolu rayları üzerinde yürürken her an bir tünel/bir tren… Kiminle konuşsam…. “vazgeçilemeyen bir aşk”tan söz ediyor. Ünlü yazarlar da öyle. İyi de herkes için bunu düşünmek doğru değil....
KÖYÜN KALBİNDEN YÜKSELEN BİR UYGARLIK HAYALİ
Köy Enstitüleri’nin en büyük başarılarından biri, birey olmanın yanında yurttaşlık bilincini de inşa etmesiydi. Bir ülkenin en kadim sorusudur: Nasıl kurtulur bu toplum? Çaresizlikle bezenmiş bu soru, ya içe kapanarak ya da dışa açılarak yanıt bulur. Bazıları Batı’dan devşirilecek reçetelerle ilerleme umar, bazılarıysa geçmişin tozlu sayfalarında altın çağlar arar. Oysa bazen bir halk kendi cevabını...
TARİHİN İLK PSİKOLOGU: MEVLANA
Türkiye’nin “Mevlana’nın Dünyanın İlk Psikoloğu” gerçeğini kullanmamasına hayret ediyorum. 29 Ocak 1998 Cumartesi gecesi, New York’ta Amerikan Doğal Tarih müzesinin ana salonunda seyirciler perdenin açılmasını bekliyorlardı. 1871 yılında kurulmuş olan bu müze, bugün dünyanın en büyük alana kurulu olan müzesidir. Bu tarihi müzede o akşam tarihi bir gerçek ilk defa ortaya çıkmaktaydı. Perde açıldığında oynanan...
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
New York ta bir kilisede tiyatro festivali yapılmaktaydı. Seyirciler kilisedeki sıralarda oturmaktaydı. Kilise tamamen seyircilerle dolmuştu. Oyun başladı. Bütün ışıklar kapandı. Karanlıkta kilisenin çanı üç kere çaldı. Sonra tekrar kilisenin içindeki bütün ışıklar yandı. Ortaya anlatıcı aktör çıktı. Konuşmaya başladı: Kilisede erkeklerin hepsi ihtiyardı kadınların değil, içlerinde büyük memeli kızlar, ve sarı saçlarına ak düşmemiş...
AGORA (ŞİİR)
I uyandırıyor ölü çimenleri çığlığı bakire annelerin tükenişe yelken açan tapınak şövalyesi aşkı seçiyor ölümsüzlük seferinde ellerimde etezyenle geliyorum açılıyor gövdenin bütün körfezleri tek hatırlayan benim atların sezdiği şifreleri her yol gözlerine çıkıyor cevabı geleceğe bırakan papatyalar gövdenden emiyor aydınlığı hiçbir ölümlü meyvede olmayan renkleri mahzende çürüyor erteleme sarılmaktan korktukça yayılıyor...
Sessizlik (Şiir)
dalgalar ve alevler kopuk uzam, imgenin felaketi ve tutsağı olduğun sonsuzluk imkansız var oluşun oluşu de ki; biz bir başkasının ölüleriyiz çoktan hareketsiz, yaralayıcı, soğuk bağıran, inanmayan gözlerle baktığımız dünyada. Ey zamanın ve ölçüsüz dönüşün kaynağı o her şeye sızan dehşeti yaşamın. Ben miyim bu, bu ben miyim yaşayan? sürüklenen ve kalan değişmeden, biçimi...
VEYAHUT YİNE DE (ŞİİR)
Yaza doğru ilerleyen yapışkan sıcak Ruhun gözelerinde sühalar, kan pıhtıları Kemiriyor efkarımı; git gide kararıyor Sahipsiz rüyalar asılı pencere Gölgede güneşlikler Her gördüğümde teninden bir parça koparıyor Tanrım bana bir avcı gönder Önce öldürsün… Sessiz bir orman, sakin bir nehir Ya kıyısındayım, ya dağ başında Zarif bir kadının ayak sesleri parke taşlarında Işıklı vitrinler karbonmonoksit...
YÜZÜME ÇİZDİM TANRIYI (ŞİİR)
Yüzüme çizdim Tanrıyı, boydan boya yara bandı gözümde kıldan kanı Ellerim dikiş içinde ve de kırbaç! Duvarda sırtım, dönük kalbim mihraba. Buzdan bir kılıç kalbimin karı. Bir gece ay altında, ıslak kum tanesiydi zaman. Geçtiler zihnimden, ayaklarında yanıklar… Alevler, köpek uluması kadar korkunç! Çözdüler zincirlerimi krallığımın. DaNs eden bir ÖlÜmüN etrafındaydı ruhum. Kirli elbiseleri dudağımda...
Hepimizin Hikâyesi: Üç Kadın Bir İstanbul
Iraz Gökçe Zeytinli’nin Potkal Kitap Yayınları’ndan Kasım 2024’de yayınlanan romanı “Üç Kadın Bir İstanbul”, sadece tek düze kurgulanmış bir roman değil, aynı zamanda İstanbul’u, insanın derinlikli iç dünyasını ve toplumsal travmaları sorgulayan, üçü de farklı ama birbiri ile ilişkili hikâye ve karakterlerden oluşan bir roman olarak dikkat çekiyor. Sinemasal bir üslup ve akıcı bir dil...