Sinema tarihinin önemli isimleri arasında yer alan Alfred Hitchcock, filmlerinde ağırlıklı olarak cinayet konusunu işler. Onun filmlerinde olaylardan ziyade karakterlerin içinde bulundukları psikolojik durumun yansıtılması öne çıkmaktadır. Öyle ki Hitchcock filmlerinde olaylar bütün açıklığı ile seyirciye verilir. Örneğin cinayetin kimin tarafından ve nasıl işlendiği henüz filmin başında seyirciye gösterilir. Hitchcock filmlerinde gerilimi oluşturan unsur, olayın...
Son Yazılar:
Bir Fethiye Sözlüğü: Dilce, Köyce, Anıca
NÂZIM HİKMET NEW YORK’TA (OYUN)
Ravel 150: Üç Usta Piyanistten Türkiye Turnesi
GIORGIONE – LA TEMPESTA (FIRTINA) ÜZERİNE BİR İNCELEME
Hasan Sarıtaş Gallery’de Yeni Sergi: Harun Acı-Bakmak & Görmek
AGORA (ŞİİR)
HALFETİ’DE BİR SERGİ: KOKUYU TAŞIMAK
VANESSA REDGRAVE: “ÇOK DAHA İYİ OLACAK!”
Zafer Malkoç Solo Sergisi Artweeks Istanbul’da
Sosyolojik Bir Okuma Bağlamında Kişi İsimleri
Sessizlik (Şiir)
Sivil İtaatsizlik Bilinci Üzerine
Temür Köran’dan Sezgiler ve İzler Sergisi
Edebiyat Tarihinin Bilinmeyen Sayfası: Baudelaire’in Hugo Nefreti
VEYAHUT YİNE DE (ŞİİR)
Sanatçı Olmanın Gündelik Yaşamdaki Hissiyatı Üzerine
Bağımsız bir sanatçı kolektifi olarak kurulan Istanbul Painters Club (IPC), ilk sergisiyle Paris’te
HAPİSE ATILAN İLK BELGESEL FİLMCİ: LEO SELTZER
ESTETİKTE HEGELCİ YAKLAŞIMLAR
Kategori: Vizör
SYBERBERG SİNEMASINDA HİTLER VE ALMAN KİMLİĞİ
1970’lerde adını duyuran Yeni Alman Sineması yönetmenleri arasında Hans-Jürgen Syberberg’in hep özel bir yeri oldu. O giriştiği polemiklerde, verdiği söyleşilerde, ama en ziyade filmlerinde Almanya’nın yirminci yüzyıl tarihi ve Alman kimliği hakkında oldukça tartışmalı tezler ileri sürmüş bir sinemacı, yazar ve kamu entelektüeli. Düşünceleri kışkırtıcı ve tartışma yaratıcı. Tartışmalarını Bavyera Kralı II. Ludwig, Hitler ve...
WHIPLASH; ya da kendin olabilmek
“Whiplash” nedir; sözlüğe bakan bilir; kırbaç darbesi veya ani sarsıcı darbe… Yazan ve yöneten Damien Chazelle, Miles Teller (Andrew) ve J.K. Simmons’un (Fletcher) başrolü oynadığı bir film… Buraya kadar her şey normal ama filmle ilgili normal olmayanlar daha fazla… 1- Chazelle… Henüz 30 yaşına yeni girmiş… Yaptığı film son derece sarsıcı ve son derece usta...
John Cazale’nin Eşsiz Sinema Mirası
42 yaşında hayatını kaybeden karakter oyuncusu sadece 5 filmde görünmüştü ama filmlerin her biri En İyi Film kategorisinde Akademi Ödülleri’ne aday gösterilmişti. John Cazale’yi ismen bilmeyebilirsiniz fakat büyük olasılıkla tanırsınız onu. Ayrıca onu muhtemelen şu isimle bilirsiniz: Fredo Corleone. Francis Ford Coppola’nın Baba (The Godfather) üçlemesinin ortanca oğlu; James Caan’ın oynadığı Sonny’nin kardeşi ve...
JAN SVANKMAJER VE NESNENİN HAZ İLKESİ
André Breton’un, sürrealizmin resmi olarak meşru hale gelmesinden on yıl gibi kısa bir süre sonra Nesnenin Sürrealist Durumu (Surrealist Situation of the Object) ve Güncel Sanatın Politik Görüş Açısı (Political Standpoint of Art Today) konulu konferansları için Prag’a yapmış olduğu yolculuk, Çekoslavak avant-garde hareketinin uluslararası boyutta tanınması adına önemli bir esin kaynağı olmuştur. Breton’un, ‘Avrupa’nın...
Köprü Üstü Âşıkları
Les Amants Du Pont-Neuf Film Çözümlemesine Analitik/Poetik Bir Yaklaşım Bilge’ye ve onun yakınlık duyduğu şeylere, sevinçle… Bir/inci Parça: “Sanat Kırılmış Bir Mutluluğun Taşıdığı Vaattir” Diyelim ki Butch’un saati gibi, dede yadigârı, babadan miras bir çakmağınız olsun ve günün birinde kırılsın, parçası da bulunamasın. Siz onu atmadan ya da gözden uzak bir köşeye kaldırmadan önce /sanki...
Cool Hand Luke: Anarşist Bir Hollywood Karakteri?
Yazının başlığındaki “?” işaretli ile başlamak gerekir. “Bu bir anarşist filmidir” bildirisi yapmaktan ziyade bu konuyu tartışmaya açmak niyetindeyim. Bu nedenle hem 60’lı yıllardaki siyasi olaylar hem de bu dönem Hollywood hakkında bazı bilgilere yer vererek filmin bu bilgiler eşliğinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. 60’lı yıllar siyasi açıdan çalkantılı yıllardır. Bu yıllarda sol ve özgürlükçü düşünce...
Kefernahum: Yakından Tanıdığımız Kimliksizlerin Cehennemi
Geçtiğimiz sene Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye Shoplifters‘e verilirken jüri özel ödülünü yine yoksulluk ve parçalanmış aile temalarına yaslanan Kefernahum kazandı. İki film iki ayrı coğrafya ve kültürel malzemeden beslense de yoksul kesimlerin sorunlarını gerçekçi bir yaklaşımla ele alıyor. Shoplifters (Hirokazu Koreeada) yer yer kara mizaha kayan yapısıyla bir noktadan sonra buruk ve neşeli biçiminde...
Ucuz Roman- Pulp Fiction: Poetik Bir Yaklaşım
Göksun’a… Yağmurdan Önce /Before The Rain/ müthiş kurgusuyla, hayata alegorik bakışıyla, metaforlarla olan anlatımıyla ve anlatımındaki zamansal–uzamsal kırılmalarla, üzerine yıldırım düşse dahi aydınlanmayacak olan iyimser yarı aydınları/mızı/ bile ürpertecek, en azından kuşkuya düşürecek olan, belki de hayatın tek gerçek olgusu ‘yazgı’yı, onun “sözcüklerle”, “yüzlerle”, “resimlerle” olan sarmal ilişkisini, belleklerimize bir daha hiç silinmemecesine kazıyan bir...
ŞİİR-SİNEMA ya da ADLANDIRMA-DEFORMASYON
Gizem’in adına ve söz ile zenginleşen her şeye… “Bizi çevreleyen şeylere, onlara isim verdiğimiz ve ötelerine geçtiğimiz ölçüde tahammül ederiz.” Cioran “Bir düş görüyorum ya da gözlerim açık, hayal kurduğum bir şeyin beni alıp götürmesine izin veriyorum ve daha sonra, bir sözleşme imzalayarak, biraz tahta, iki güzel kız ve bir çift projektör ile bu fantezimi...