90’lı yıllar. Kimi zaman okuldan akşamüzeri gelip, annemizin arkadaşlarıyla olan gününden kalan kısırı, böreği, patates salatasını ve daha nice gün ikramını aç karnımıza neşe içinde indirirken kimi zaman da pazar günleri sabah kahvaltısından sonra, bizden önceki kuşağın TRT’de izlediği “vahşi batı” filmlerinden farklı olarak izlerdik onun eserlerini. Elbette daha pek çok zamanda ve pozisyonda izlediğimiz...
Son Yazılar:
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Zihinden Sağ Çıkma Denemesi (Şiir)
Yaz Tarlaları (Şiir)
Kategori: Vizör
BİR DUAYENİN ARDINDAN: AGÂH ÖZGÜÇ’LE KIRIK DÖKÜK HATIRALAR
Üzerine ne söylense bir şeylerin eksik kalacağı gerçek bir kültür adamını kaybettik. Sinemayı hayatın içinde öğrenmiş, sayısız anıya tanıklık etmiş ve neredeyse tüm resmî / özel kurumların sessizliğe büründüğü anlarda yedinci sanatın belleği olmayı tek başına başarmış gerçek bir duayendi Agâh Özgüç. Çöpleri Karıştıran Adam! Adını her işittiğimde aklımdan çıkmayan bir anekdot gelir aklıma: Ülkenin...
Aki Kaurismäki: “Ve Bulutlar Uzağa Gittiler”
Aki Kaurismäki’nin Ve Bulutlar Uzağa Gittiler adlı filmi Cannes’daki yarışmada ve Locarno’daki Piazza Grande’de yaklaşık on sekiz bin seyircinin önünde görücüye çıktı. Kaurismäki’nin kahramanlarının «karanlık» dünyası, şüphesiz Finli olmayan izleyicileri derinden şaşırttı. Bu film, yapımcısının jest ve araç düzeneklerini, biricik ve ayrıksı sinematografik dilini ve dünyaya bakış açısını tanıma fırsatı sunuyor. Kaurismäki bu filminde, izleyiciyi,...
ŞİMDİ BİR FİLM ATIF YILMAZ’I ANLATMALI
Bir film jilet gibi olmalı. Ringi dar etmeli insana. Sersemleştirmeli. Ağlatmalı, duvarları yumruklatmalı. Bir film, kalbini söküp duvarlara fırlatıp parçalatmalı insanı. Bir film, insanı kiralık bir katile dönüştürmeli, soğukkanlı bir cerraha, sıcak bir çay yapan garsona… Bir film, uzun yürüyüşlere, yeni maceralara, soğuk bir kadeh rakıya alıştırmalı. Bir film, Gelinin Muradı olmalı. Bir film, Kibar Feyzo, Balatlı Arif,...
ŞARKILARIN BİTMEDİĞİ FİLMLER
Yeni bir yüzyılda yaşıyoruz ve bu yüzyıl -ölmeden önce- Edward Said’in son yazdıklarına bakılırsa, insanlık tarihinin ‘en değersiz yüzyıl’ı. Said’e göre, “İnsanlık kendi ezgisini yitirdiği için daha da trajik bir sona doğru koşuyor.” E. M. Cioran’da Ezeli Mağlup kitabında bir hamle daha yaparak dekadan, statükocu zihniyetin, “Zamanın ruhunu kemirdiği” kehanetinde bulunmuştu. Said’in ve Cioran’ın bu ifadeleri aslında düşünce...
ISTVÁN SZABÓ: TEREDDÜT, ARAYIŞ VE YÜZLEŞME
“Hatıralarını kaybedemezsin. Onlar canını hep acıtacak.” István Szabó’nun bir söyleşinden 1981 tarihli Mephisto filmini ilk izleyişimi dün gibi hatırlarım: 1988 yılında Adapazarı Atatürk Lisesi’nde son sınıfta okuyordum. Sakarya’da, film festivali düzenlenmişti. Sadece beş film gelmişti. Bunlardan biri, Mephisto diğerleri; Dünyayı Sarsan 10 Gün [Sergei Eisenstein–Grigori Alexandrov, 1928], Amarcord, [Federico Fellini, 1973] Sıradan Faşizm [Mikhail Romm, 1965], Gel ve Gör [Elem Klimov, 1985]. Her biri kendi...
ACI VE HÜZNÜN SİMGESİ OLARAK SİGARA
Beat Kuşağı, lanetlenmeyi bilmeden, lanetlenen insanların hikâyesini anlatır. Bu hikâyenin aktörleri; Jack Kerouac, William Burroughs ve Allen Ginsberg, 1960’lı yıllarda insanlara alkol ve uyuşturucunun etkisiyle ‘yapay bir cennet’ vaat ediyorlardı. Bu yapay cennet, yaşanan hayatı kendi mutsuzluğunun taşlarıyla örüyordu. Artık, hayattan nefret etmeyi bilen bir hayat; şiiriyle, sinemasıyla ve müziğiyle ortaya çıkıyordu. Janc’lar, getto’lar da uyuşturucunun etkisiyle mutsuzluklarından silkiniyordu. Dennis...
HOLLYWOOD: MUTSUZ İNSANLARIN HİKÂYESİ (1)
MANİFESO 1960’lı yıllar, kıyasıya bir mücadeleye sahne oluyordu. Vietnam Savaşı’na karşı verilen mücadelede Marcuse, Mills gibi radikallerin yazılarıyla harekete geçenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazlaydı. Mc Carty tarzı baskılara, öfkeyle karşılık veriliyordu. ABD’de ilk sinema salonu, 1902 yılında açıldı. 1908 yılındaysa bu sayı, 10.000 olmuştu. Talep arttıkça, şablonlar değişmeye başlıyordu. Artık yüksek bütçeli filmler çekilmeye çalışılıyor, film süreleriyse yavaş yavaş...
Doğu’da Cinayetin Cazibesi: Ustinov’lu Hercule Poirot Filmleri
Büyük polisiye yazarların imza dedektifleri vardır ve bu dedektifler yazarlarla özdeşleşmenin ötesinde sinema sektörünün her dönem ilgisini çekmiştir. Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes’ü, Patricia Highsmith’in Bay Ripley‘i yaratıcılarının en önemli karakterleridirler ki Bay Ripley kovalayan değil kaçan taraftadır, suçu işleyendir. Söz konusu yazar Agatha Christie ise iki ayrı dedektiften söz edebiliriz Belçikalı Hercule Poirot...
Yeniden Çevrim Zamanı: Scarface
Kısa bir süre önce Scarface’in yeniden çevriminin yapılacağı duyuruldu. Yönetmen koltuğunda Luca Guadagnino oturacağı filmin senaryosunu Joel ve Ethan Coen kardeşler yazacak. Filmin oyuncu kadrosunda ise henüz kimlerin yer alacağı belli değil. Yeniden çevrimin yapılacağı duyurulduğundan beri Scarface ismi çeşitli internet siteleri ve televizyonlarda yer aldı. Dr. Meliha Elif Demoğlu’nun değerli katkıları ile yazdığım yüksek...









