Ana Sayfa Manşet

Kategori: Manşet

Yazı
Sinemada Devrim Olan Kadının Adı: MÜJDE AR

Sinemada Devrim Olan Kadının Adı: MÜJDE AR

Fotoğrafları, afişleri duvarlarımızı süslemeye başladığında ilk gençlik düşlerimizin Bihter masumiyetindeki Müjde Ar’ı, sinemada devrimin adı olmaya da adımını atmıştı. 1980 sonrasının arayışları içinde bireyin sorunlarına yönelen filmlerin yanı sıra kadın filmleri önemli bir yer tutar. Kadın filmlerinin en önemli ismi ise, her döneme uygun filmler yapan ve kendisini sürekli yenileyerek üretimini sürdüren Atıf Yılmaz’dır. Erkek...

Yazı
NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNÜ KRALDAN KABUL EDİN!

NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNÜ KRALDAN KABUL EDİN!

Nobel Tolstoy’u ödüle aday gösterince yerleşik fikirler ve kurumlarla başı hoş olmayan Tolstoy paranın hayırdan ziyade kötülük getireceği inancıyla duruma müdahale eder ve sonuçta ödül (ölümünden bir yıl önce) İtalyan şair Giosue Carducci’ye verilir. 2016 yapımı “El Ciudadano Ilustre” (Saygın Vatandas) adlı filmin açılış sahnesinde kurgusal Arjantinli yazar Daniel Mantovani Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasını yapmak...

Yazı
“Boşa mı gidecek bu kadar çaba/ içim ürperiyor ya evde yoksan!”

“Boşa mı gidecek bu kadar çaba/ içim ürperiyor ya evde yoksan!”

Çünkü yaşadığımız şirinler köyünde bu tip manzaralar yok!. Yalnızca başkalarının görebileceği Gargamel kâbusları bunlar. Dünyanın herhangi bir yeri işte… Bienal kapsamında İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşen Contemporary sanat etkinliğine katıldım. Yukarıdaki cümle neden bu kadar uzun oldu ki? Üstelik geriye dönmeyi yolda düşürmüşken!? Sergideki çalışmaların fotoğraflarını telefonlarıyla çeken insanların...

Yazı
Hazzın günahı mı yoksa çalışmanın mı?

Hazzın günahı mı yoksa çalışmanın mı?

Tıpkı “Yengeç Dönencesi” kitabındaki gibi, “Clichy’de Sessiz Günler”de Henry Miller’ın Paris yıllarının izlerini taşır. Serseri bir hayatın hikayesi anlatılır bu kitaplarda. Nereye savrulacağı belli olmayan ama savrulacağı yerin nasıl olacağının bilindiği bir hayat… Max Horkheimer ve Theodor Adorno’nun 1956 yılında yeni bir Komünist Manifesto yazma niyetiyle gerçekleştirdikleri, üç hafta süren tartışmaları bir kitapta toplanmış ve...

Yazı
Osman Sınav: Bana Derin Olmayan Bir Devlet Söyleyin!

Osman Sınav: Bana Derin Olmayan Bir Devlet Söyleyin!

  Ekmek Teknesi dizisindeki kültür ve yaşamı biçimi aşındı. Yüksek binalar, rezidanslar mantar gibi yerden bitiyor ve insanlar bir kutunun içinde birbirilerini tanımadan yıllarını geçiriyorlar. Bir yaşama kültürü terkedildi nerdeyse ama bu böyle diye ortadan kaybolacak bir şey değil. Osman Sınav hep tartışılan bir yönetmen oldu. Daha çok eleştirenler tarafından muhafazakar ve geleneksel mahalle özleminden...

Yazı
BİR “MAĞDUR” OLARAK  SEMİH KAPLANOĞLU

BİR “MAĞDUR” OLARAK SEMİH KAPLANOĞLU

Hafızasıyla anılan bir toplum olsak da, görüldüğü gibi o kadar da “unutkan” değiliz. Üzülerek ifade edeyim ki, Semih Kaplanoğlu’ndan “mağdur” çıkmaz. 9 – 14 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleşen 47. Altın Portakal’ı Emir Kusturica’nın merkezinde olduğu bir festival olarak nitelendirmek sanırız yanlış olmaz. Uluslararası Yarışma’nın Jüri Üyesi olarak festivale davetli olan Boşnak asıllı Sırp yönetmenin...

Yazı
KARANLIKTAN FRIDA’YA: BİR CANAN SERGİSİ

KARANLIKTAN FRIDA’YA: BİR CANAN SERGİSİ

Eski çalışmaları olmasa sanatçının Canan olduğuna inanılmayacak derecede süslü ve janjanlı bir sergi olmuş.  Kitsch’in sunduğu şekliyle izleyiciyi yormadan, düşündürmeden vermek istediğini doğrudan vererek sanatı, sanat nesnesi olmaktan çıkarmış bir sergi gibi yer yer. Sanat sezonu bu yıl Bienal, fuar ve yeni sergiler ile yoğun bir şekilde başladı. Özellikle 15.İstanbul Bienali devam ederken tüm galeriler...

Yazı
Nâzım Hikmet Putları Yıkıyor!

Nâzım Hikmet Putları Yıkıyor!

Ahmet Haşim’in Nâzım Hikmet’e kini çok öncelere dayanıyordu. Bu kinin ilk ayağı  Nâzım Hikmet’in Mehmet Emin’in milli şair olamayacağına dair yazdığı makaledir.  Gerçekten de Nâzım Hikmet edebiyatta putları yıkıyordu. Bu kadar düşman kazanması da olağandı. Nâzım Hikmet deyince akla ilk gelen özelliklerden biri de onun gerek edebi gerek de siyasal alanda bulunduğu noktaya dövüşerek, bedel...

Yazı
‘Sırça Köşk’te Sabahattin Ali Öykücülüğü

‘Sırça Köşk’te Sabahattin Ali Öykücülüğü

‘Sırça Köşk’ (1947), Sabahattin Ali’nin (1907-1948) 5. ve son öykü kitabı. Kitabın son bölümünde masallara da yer verilmiş. Üçüncü tekilden anlatılan ‘Portakal’ (1944) adlı öykü, bir denizcilik öyküsü. Bu izleği, Sabahattin Ali’nin ilk öykü kitabı olan ‘Değirmen’deki ‘Bir Gemici Hikayesi’nde de görüyoruz. Portakal sandıklarını gemiye yüklemek isteyenler, kaptanı ve diğerlerini ikna etmekte zorlanır. Gemi tıka...