Recep İvedik ona biçilen “küçük adam” rolüne uygun davranmaz. Sorun, öncülü olan Kemal Sunal, İlyas Salman tiplemelerinde olduğu gibi boynu bükük, zavallı biri değil tam tersine aşırı tepki gösteren, hiç altta kalmayan bir karakter olmasındadır. Recep İvedik, bir komedi filmidir, bir sanatçının, Şahan Gökbakar’ın yarattığı karakterdir. Dolayısıyla, aktörün kişiliğiyle, filmdeki Recep İvedik karakteri özdeşleştirilemez. İtiraf...
Son Yazılar:
Yahya Kemal Beyatlı ve Rindlerin Akşamı
Cinler Sınırımızdaydı Yapıştırılmış Kaşlarıyla (Şiir)
YANGI (ŞİİR)
Ankara Garı (Şiir)
Kafka’nın Dönüşüm Kitabının Çeviri Karşılaştırmaları
Dahi Kadınlar – Dikkate Alınmayan Kadınlardan Dünyayı Değiştiren Kadınlara
şimdi bir ömür daha lazım (prolog)
Bir Adamızın İsmiyle Anılan Meşhur Bir Restoranın Uzun Masalarından Bizimki (Şiir)
Hatırlarsan Kırılmaz Sergisi ile Red Rouge Art Gallery Yeni Adresinde
NÜ (ŞİİR)
Gecenin Adları (Şiir)
FEHMİ GERÇEKER 24 EKİM’DE TRABZON’DA
AŞK ÖLDÜRÜR (ÖYKÜ)
40 (ŞİİR)
KÜS (ŞİİR)
Eloğlu’nun Güneşi (şiir)
DİONİZYAK TAŞKINLIK (ŞİİR)
Çünkü çok şeydir yollarda olmak (Şiir)
ISLAK YAPRAK (ŞİİR)
Kategori: Manşet
John Holloway: Her Birimiz Çatlaklarla Doluyuz!
Son yirmi ya da otuz yılda başka bir şey talep eden birçok harika hareketler bulduk: İnsan etkinliğini onun bir takım şeyleri farklı biçimlerde yerine getirmeye yetin olacağı, işe yarar, gerekli ve bizim için değerli bir şeyler yapabileceği bir takım çatlaklar yaratarak yabancılaşılmış emekten kurtulmak mümkün. Amador Fernández-Savater tarafından gerçekleştirilen ve Eylül 2014’de Roar Magazine’de yayımlanan...
Grinin Ruhu
Kiefer için Almanya’nın emperyalist hırsının yenilgiye uğraması ve çöküşü – emperyalizm, her yeri kapsayan gride ironik bir şekilde varlığını sürdürür – Batı uygarlığının hümanistleşme çabalarında başarısız olduğunu ilan eder. “Gri geçişsiz ve hareketsizdir. Ancak bu hareketsizlik, iki aktif rengin bileşimi olan ve ikisinin ortasında konumlanan yeşilin sükûnetinden kaynaklanır. Bundan ötürü grinin hareketsizliğinin telafisi yoktur. Bu...
Herta Müller Diye Bir Yazar Varmış
Genel bir özensizlik, bir vurdumduymazlık var. İngilizceyi yeryüzündeki tek dil zannetme hastalığı var. Felsefi kavramları bile İngilizceye yapılmış çevirileri üzerinden Türkçeye çevirme, bu çeviriler üzerinden algılama, anlama hastalığı var. İki aylık edebiyat dergisi kitap-lık’ın Kasım-Aralık 2016 tarihli 188. Sayısında Herta Müller ile yapılan bir söyleşiye yer verilmiş. Uzun zamandır takip etmediğim dergiyi bu vesileyle aldım....
Yaşasın “Tam Bağımsız” ve Gerçekten “Sanatsal” Sinemamız!
Taşradan başlamak üzere, devlet sanat galerilerinin ortadan kaldırılması; tiyatro, opera ve bale cephesinde yaşanan gelişmeler, ne söylediği anlaşılamayan “muhafazakâr sanat” kuramı (!) ve “tek sesli” iklimi hâkim kılma çabaları, yedinci sanattan da bağımsız değildir. Yeni Türkiye Sinemamızda devlet desteğiyle proje geliştirip, ortaya çıkan sonucu “bağımsız” olarak nitelendirme garabeti de vardır. Ülke insanına dair sosyolojik...




