Ana Sayfa Litera

Kategori: Litera

Yazı
Güvercinler de Gitti, Hrant’ın Ardından

Güvercinler de Gitti, Hrant’ın Ardından

İlk ne zaman okumuştunuz o romanı? Kitapçıda gördüğünüz anda, daha okumadan sizi etkilemişti. O ne biçim roman adıydı öyle! “Kuşlar da Gitti”! Aceleyle eve gitmiştiniz. Hemen okumuştunuz. Zaten incecik bir kitaptı. Yaşar Kemal’in alışılmış boyuttaki romanlarından değildi. Çocuklar vardı romanda. Kuşları yakalıyorlar, kafeslere dolduruyorlardı. İnsanlar vardı, merhametli. Kafeslerin içine tıkılmış kuşları görünce üzülüyorlardı. İnsanlar vardı. Kafesteki...

Yazı
Küfür, Şiir ve İşçi Sınıfı

Küfür, Şiir ve İşçi Sınıfı

“İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değildir” diyen Kartacalı Terentius’u şiar edinen Marksizmin izinden gidenlerin, sahtekar aristokrat tavrıyla, küfrü ve küfürlü şiirleri küçümsemesi, Marksizmin insana dair tüm durumları algılayıp çözümleme paradigmasına aykırıdır, çünkü “ruhun yellenmesi” olan küfür, insani bir “hâl”in dışavurumudur. Ereğine ulaşamayan yaşam pratiğinin sözlü isyanıdır küfür. Evet, ne yazık ki küfürlerin çoğu, sözel...

Yazı
KÜÇÜK KIZIN ZİHNİNDEKİ EV

KÜÇÜK KIZIN ZİHNİNDEKİ EV

Şiir, hislerin ve fikirlerin dünyasından ayrılır mı olgunluk çağında? Hayır. Başkalarının tesirinden kurtulup şahsiyetini bulur. Yağmur, ürkek adımlarla yağıyor. Camlarda kesif buğu… Pencereye yanaşıyor küçük kız. İşaret parmağıyla, dumanı andıran cama ev resmi çiziyor. Altı yaşında; plazalarla, gökdelenlerle, hiç olmadı toplu konutlarla büyümüş kız, “Bak anne” diyor; “Ev çizdim!” Dikkatinizi çekmiş midir bilmiyorum; bugünün çocukları...

Yazı
Jack London: Ömür Boyu Mücadele

Jack London: Ömür Boyu Mücadele

Jack London, 1876 yılında dünyaya geldi ve 40 yıl yaşadı. Hayatı serüven doluydu. Gemilerde işçilik, altın arayıcılığı, boksörlük, elektrik teknisyenliği, maden işçiliği, gazetecilik, istiridye korsanlığı gibi birçok alanda çalıştı. Günde 12 saat, hatta bazen 18 saat çalıştığı oluyordu. Fırsat buldukça da yazıyordu. Onun da bir günü sadece 24 saatti. Ama yaratıcı bir kişilikti o; zaman...

Yazı
MICHEL LEIRIS’İN ÇOK ESKİ DÜŞÜ

MICHEL LEIRIS’İN ÇOK ESKİ DÜŞÜ

“Her zaman ölüden yana olmak gerek.” Gabriel García Márquez Ölmek istemeyen adamdı; Ellerini koparamadılar Güneşte kızarmış elma dalından Yoldan çeviremediler Gölgeli asfaltta uçan ayaklarını” Cahit Sıtkı Tarancı Michel Leiris’in kırk iki sözcükten oluşan Çok Eski Düş adlı küçürek öyküsü (1), tiz ve etkili bir çığlık anının insanın yüzüne çarpmış biçimidir. Bireyselliğin yanında toplumsal nitelikleri de...

Yazı
Acının İlmihali: Takeshi Kitano

Acının İlmihali: Takeshi Kitano

Kinji Fukasaku filmlerinden birinde başrol oynamasını ister. Takashi bu! Uymaz çekim saatlerine. Ortaklık bozulur. O da kendi filmini çeker: Sono otoko, kyobo ni tsuki – Yani Dikkat, Bu Adam Tehlikeli (bu film, Amerika’da Violent Cop adıyla vizyona girer). Bir insana acı bu kadar yakışabilir mi? Bir insan kendini acıyla bu kadar iyi tanımlayabilir mi? Acı,...

Yazı
SABAHATTİN TUNCER’E DAİR

SABAHATTİN TUNCER’E DAİR

Yapıtlarında giriştiği deneylerin her döneminde olağanüstü çeşitlilik göstermesi ve referans olarak önüne modernizmin izleyicinin empati ve sempati taleplerine karşılık vermeyen başyapıtlarını koymuş olması nedeniyle, Sabahattin Tuncer’in resmini değerlendirmek kolay olmayacaktır. Sabahattin Tuncer’le dost olmamız, askerlik sonrası, elimde yazı ve şiir yüklü bir çantayla Kuzguncuk’ta sürttüğüm 2004 sonbaharına rastlar. Serkan Işın ve Barış Özgür’le Bakırköy’de Zinhar/Poetik...

Yazı
DADAİZM VE ERCÜMEND BEHZAD LAV

DADAİZM VE ERCÜMEND BEHZAD LAV

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Marcel Duchamp ve Francis Picabia gibi isimler yaptıkları girişimlerle o zamana kadar var olan sanat akımlarına ve bu akımlarda oluşturulan eserlere karşı çıkarak dünyada kuralsızlığı ilke edinen bir sanat akımının doğumuna önayak olmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte tarafsız ülke olan İsviçre’ye sığınan Tristan Tzara, Jean Arp, Richard Hülsenbeck, Marcel Janco,...

Yazı
Çünkü İnsan Mesuliyettir!

Çünkü İnsan Mesuliyettir!

Üniversite yıllarımda bir sohbetimizde Attilâ İlhan’a, “şair halktan beslenmelidir değil mi hocam” diye sormuştum. Cevabı kısa, net ve muhteşemdi: “Şiir halktan gelir halka döner. Ancak gelenle giden aynı şey değildir.” Geçtiğimiz günlerde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin açılışı yapıldı. Türk edebiyatı için faydalı çalışmaların yapılacağı bir merkez...

Yazı
BİR FİKİR SERÜVENCİSİ: JULES VERNE VE MEDENİYET

BİR FİKİR SERÜVENCİSİ: JULES VERNE VE MEDENİYET

Robinson Crusoe’yu yeniden yazma meselesini mübalağalı bir yakıştırma olarak görenlerin yüreğine su serpip, Verne’i kendi eserleri içinde dolaştırmak, belki bizi daha güvenilir limanlara çıkarabilir. Mesela Kaptan Nemo… Bilimkurgu üzerine irili ufaklı çok tanım yapıldı bugüne değin, lakin en şaşırtıcı içeriğe sahip olanı hiç kuşkusuz Baurdrilard’ınki… Diyor ki kışkırtmaya pek meraklı düşünür: “gerçeğe bir büyüteçle yaklaşan...