Yarin yüzü ışıldıyor açık yaralarımın göğünde iyileştiriyor bütün mor acılarımı usulca yağarak ruhumun içine – Bir olasılık var sonsuzluğu öpmek için yarim her gün yeniden doğuruyor beni ezelden ebediyete Yarin elleri çiçek açıyor unutulmuş çayırlarında tenimin anımsatıyor bana arzunun kızıl alfabesini gövdemin tarihçesine yazılı – Bir olasılık var sükuneti okşamak için yarim her gün yeniden...
Son Yazılar:
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Zihinden Sağ Çıkma Denemesi (Şiir)
Yaz Tarlaları (Şiir)
Kategori: Litera
Çığlık (Şiir)
İçimde çalan şarkıyı tahmin edersin Daha kimseler uyanmamışken aşka Tomurcuklar kanar göğe yalan söylediysen Mevsimler sahipsiz kalır, mevsimler Bavullarını toplamış huzursuz bir gece atlar balkondan Mandolinin tellerinden düşen Gözleri sürmeli bir yalandır zaman İçimde çalan şarkıyı unut Yolun karşısında kalmış bir ceylanım Ruhunda kanatlanmış kuş ölüleri kadar uzun bir gece sorarsa beni Kıskıvrak yakalanacak kalbin...
ALO PAPA ÇARLİ TANGO (ŞİİR)
Zorunlu bir gidiş bu Neler olur ve ne halde olur? Zorunlu bir kaçış bu Niçin ve hangi güçle olur? Zorunlu bir iniş bu Nerede ve ne zaman olur? Zorunlu bir gülüş bu Niye ve kime olur? Neden ve nasıl olur? Sanırım Nedensiz olur Bunların hepsi sevmeden olur. Tıpkı kaybolması gibi Bermuda şeytan üçgenindeki O uçağın…...
Kandırmaca (Şiir)
tutunacak bir dalım yok diyorsun inanmadıklarına sarılarak üstelik eşin yok kendini kandırmakta uzakta gördüğün ışığı uydurdum diyorsun az şey mi bu keşke hepimiz uydurabilsek çarşı pazarda dilini bilmediğim eşlik edemediğim şarkılar dinliyorum diyorsun ülkenden bir şarkı söyleyip eşlik et kendi şarkına hayatı yanlış anladım diyorsun doğru anlasan olmazdı tadı tuzu önümüzdeki günlerde de yanlışı doğru...
GİDELİM BURALARDAN (ŞİİR)
Gitmek istedim gidemezdim demiştin Kim istemez ki gitmeyi Demek ki Kopamadık birbirimizden Neydi o bağ aramızdaki Sanki görünmez bir pranga Hayatta nelerden vazgeçtik oysa Vazgeçemedik birbirimizden İyi mi ettik acaba? Boşver Fromm’u, Freud’u vesaireyi Kim bilebilir seni benden iyi Unut çözümlemeyi Neyse ne geçti mi elli küsur yıl Sen git şimdi istediğine bayıl Gitmek iste...
GİZ (ŞİİR)
Işığın gizlediği ne varsa onu taşıyorum, diyorsun diyelim kendi kendine konuşan bir eski gölge senin gölgen, kimsesiz bir çocuk gibi tutmuş elinden. Seninle yaz güllerinin güne uyanışı, kıvılcımların çığlığı seninle bir çağlayan düşüp dursa kendine, hırçın durgunluğunda ovanın o sular senin suların, duruyum, aşkın ne öğrettiyse yarın, bizimdir tayların sonsuzlukla yıkandığı bir beyazlık vardı hani,...
2025-08 YILDIZ CİNAYETİ ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI (ÖYKÜ)
“Yaz: 21.08.2025 tarihinde ölü bulunan yıldızın katline ilişkin cinayet soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüpheli şahsın ifadesi… Ne? Uzun mu oldu? Düzelt bakalım. Tamam, böyle dursun. Tekrar yaz: Şüpheliye adı soruldu. Adın ne lan?” “2005 yılının üstünden 20 yıl geçmiş olamaz. ’98 yazını, yani O’nun doğduğu yazı dünden daha iyi anımsıyorum hâlâ. Brezilya-Fransa finali vardı. İzlediğim...
CASABLANCA: RICK’S CAFE
İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, tutsak Avrupa’daki birçok göz umutla, çaresizlikle özgür Amerika’ya yöneldi. Lizbon önemli bir kalkış noktası oldu. Ama herkes doğrudan Lizbon’a gidemediği için uzun ve dolambaçlı bir mülteci rotası çıktı. Paris’ten Marsilya’ya, oradan Akdeniz’i aşıp (Cezayir) Oran’a, oradan da Afrika kıyısı boyunca tren veya otomobille ya da yürüyerek Fransa’nın yönetimindeki Fas’ın Casablanca şehrine...
kıs(s)alar… (şiir)
saat 21.00 atardın kolunu sıra dağların omzuna ağaçları bırakırdı kuşlar gövdene gelirdi yuva yapmaya bir papatya güzellemesi başlardı dünyanın saç teline kadar saat 22.00 ne mezar ne toprak alırdı beni gömülebileceğim tek yer vardı kucağın saat 23.00 kaç parça kopardıysan benden birleştire birleştire bir başka sen yaptım saat 24.00 kendini yiye yiye bitirebilirdi insan bitti...
CÜMLESİZ BİR ŞARKI (ŞİİR)
Eksilen zamanın rüzgârlarıydık Her nereye yetişeceksek, Esip durduk, esip durduk Ayaklarımız kocamandı, dünya ufacık Bütün yolları sanki biz yorduk Kendimizi her yere ulaşır sandık Heybemizde hayallerle büyüttüklerimiz Güz dalında ayva, kış dalında nar Başka bahçenin malıydı onlar Kokusundan anlardık Bambaşka tatları vardı İbrişimden parlak renkleri Uzanıp koklamaya utandık Onlar bizim sadece uzaktan gördüklerimiz Cıvıltılarıyla oyalanırdık...









