Ana Sayfa Litera

Kategori: Litera

Yazı
Sarılmanın Ahşabı ve Dehanın Zahmeti

Sarılmanın Ahşabı ve Dehanın Zahmeti

“Bu kâtip hatırayı sizlere takdim ederim!” “Liman Fotoğrafı” HEP merak etmişimdir. Bozkırkurdu’nu yazan bir beyin, Siddhartha’yı neden yazdı? Ya da tersi. Elbette benim tercihim gececi kurttan yana ve her iki kitabı da gençliğinde okumuş biri olarak, Hermann Hesse’nin başyapıtının Siddhartha değil Bozkırkurdu olduğunu çekinmeden söyleyebilirim. Gerçi Siddhartha daha önce yayımlanmış. Ama kitapların yazılış ya da...

Yazı
“ORPHEUS İLE EURYDICE”Yİ YENİDEN OKUMAK-I

“ORPHEUS İLE EURYDICE”Yİ YENİDEN OKUMAK-I

MİTLERE, ARKETİPLERE VE ÖLÜME KARŞI DİRENCİN ONTOLOJİSİ Yaygın olarak bilinen bir öyküyle ilgili yorum(sama) yapmak, pek kolay sayılmaz. Hele bu öykü bir mit ise iş daha da zorlaşır. Çünkü özellikle Yunan Mitolojisi’nin barındırdığı mitler, yüzyıllar boyunca sadece edebiyatçıların ya da diğer sanatçıların değil, felsefecilerin de ilgisini çekmiştir.i Bunun da ötesinde, mitolojik dağarcığın içerdiği bu devasa...

Yazı
METİN TURAN’DAN ÖYKÜLER: SİYAH GÖKKUŞAĞI

METİN TURAN’DAN ÖYKÜLER: SİYAH GÖKKUŞAĞI

Metin Turan’ı Grup Ekin ve Grup Yorum’un solisti olarak tanıyan pek çok kişi vardır. Kendisini tanımamış olsak bile, pırıl pırıl akan sesinden bilenlerimiz çoktur. Şimdi Bafra Cezaevi’nde. Artık çok az gören gözleriyle ama dünyaya hakim bakışıyla öykü ve roman çalışmaları var. İlk öykü kitabı “Siyah Gökkuşağı” 2018 yılında Favori Yayınları’ndan çıktı. Ardından ilk romanı “Her...

Yazı
Metal Kolektif: Ürettikçe Arınmak

Metal Kolektif: Ürettikçe Arınmak

Doğru bakmak, birbirimizin gözlerini yıkamak için bir araya gelen, sesiyle-oluşu- ve duruşuyla birbirine güç veren bir kadın kolektifi. Sanat aslında bitti! Sanat yoktur! Her şeye rağmen sanat! deneysel-dijital-artırılmış gerçekçilik-fütürist, performatif, disiplinler arası tartışmaları içinde sanatı tanrılaştırmayı reddederken; yaptığı işlerden çok oluşturduğu ilişkiler ağıyla konuşulanlardan olmak niyetinde değil. Yeni bir iş sektörü haline dönüşen sanat- kültür-...

Yazı
Bütün Okyanusların Balinaları, Birleşin!

Bütün Okyanusların Balinaları, Birleşin!

Moby-Dick, balina malina ama, kendi başına var olma savaşını sürdüren Titanik bir kahramandır. Sürüsünden ayrılmış, yalnız bir savaşçı… 1954 Hollywood yapımı The Lone Gun~Kimsesiz Silah filmini Türk sinemasında afişe çıkarırken, Yalnız Kovboy diye Türkçeye çevirenin mevzuya cuk diye oturmuş lisan marifeti alkışa layıktır. Hakikaten, Yalnız Kovboy deyişi sonradan çok tutmuştur. İşte, Moby-Dick kovboy değil lakin...

Yazı
AÇIK ŞİİR: HİÇKİMSE!’NİN ŞAİRİ OLMAK

AÇIK ŞİİR: HİÇKİMSE!’NİN ŞAİRİ OLMAK

Bireysel şiir yazım anlayışını yeniden sorguluyor Açık Şiir. Şiiri ve şairi kendi merkezinden, çevresinden, kişisel tarihinden, egosundan kurtarmak için şiire bir karşı hamle yapmak için bir şans veriyor. Aynı zamanda malzemenin hakimiyetini, otoritesini de azaltmak için olanaklarla dolu.

Yazı
Hasan Aksakal ve Dünyayı Yeniden Büyülemek: Romantizm

Hasan Aksakal ve Dünyayı Yeniden Büyülemek: Romantizm

Fıkra anlatmak biraz da tiyatroculuk gerektirir. Yüzünüze bir mimik koyacak, belki pandomim yapar gibi vücut hareketlerine bile başvuracaksınız. Bunlar bende eksik şeyler. Fıkra anlatamasam da hiç yazamaz değilim. Yazımızın kapı eşiğinde misafir şekerini peşin peşin takdim eder gibi, durunuz, size ağız tadıyla bir fıkra anlatayım; sonra ciddi mevzuya geçeriz. Kırk sene denizlerde gezmiş, tekneler gezdirmiş...

Yazı
“Bu Nasıl Bir Gezegen Böyle, Canım?”:  “Wakarimasu, Anjin San!”

“Bu Nasıl Bir Gezegen Böyle, Canım?”: “Wakarimasu, Anjin San!”

BENİM her şeyi bilen bir oğlum var. Bu giriş cümlesini, çocuklarının zekâsını abarta abarta bitiremeyen embesil ebeveynler arasında yerimi almak için söylediğim sanılmasın. Açıklayayım. Her şeyi bilen oğlumla karşılıklı oturmuş öğlen yemeği yiyorduk. Birden aklım çok eskilere gitti ve aralarından birini seçip her şeyi bilen oğluma dedim ki. “Ama bilmediğin şeyler de var. Örneğin, Anjin...

Yazı
Çevirmenin Notu:  “Bundan güzel bağ mı var?”

Çevirmenin Notu: “Bundan güzel bağ mı var?”

KİTABI çevirmem teklif edildiğinde önce okumam istendi. Alışılmadık dili, sözcük seçimi ve üslubuyla, çok zor bir kitaptı. Çevirmeye okuduktan sonra karar vermeliydim. Ben de okudum, ama sadece birkaç satırlık ilk parçasını. Bu fragmanın son cümlesini okur okumaz çevirmeye karar vermiştim bile: “Ve tüm isimlerimi, kızlık soyadımı, ön adımı, göbek adımı elimden alarak beni Bayan Unguentine...

Yazı
YÜRÜMEK ve DÜŞÜNMEK

YÜRÜMEK ve DÜŞÜNMEK

Üniversitedeyken sık sık parasızlıktan ama bazen de çok sevdiğim için, yanıma kattığım birkaç arkadaşla fakülteden Kızılay’a yürür, Sakarya Caddesi’ne varmadan aldığımız o zamanların nefis Ankara simidini, her zaman oturduğumuz İstiklal Çay Ocağı’nda dişlerken bir taraftan çaylarımızı içer, bir taraftan da hiç bitmeyen öğrenci gevezelikleri eşliğinde yorgunluğumuzu giderirdik. Bu yürüyüşler yıllarca benim ana ulaşım aracım olduysa...