En yakınları olarak gördüğü anne ve kız kardeşi tarafından bile okunmamış bir kitabı yazmış olmak; dahası kitabının hiç satılmamış olmasını da eklersek Sinan’da yarattığı duygu anlaşılır bir hal alır. Kuyu mu? Çukur mu? Yoksa Umut mu? Ülke çukur halini almışken “kuyu” nasıl oldu da birilerinin “umut”u oldu? Ezcümle, en sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; Nuri Bilge...
Son Yazılar:
SANAT VE TOPLUMSAL İLETİŞİM
Aysun Öner’in Yeni Kitabı: Kültürel Zeynalar ve Ninalar
HATIRLAMAK: HAFIZANIN KANAYAN YARASIDIR
YENİ ŞİRİNLER FİLMİ VE ŞİRİNLER’İN “KOMÜNİSTLİĞİ”
Zamanın Sessiz Tanığı: İzzet Keribar’ın Analogdan Dijitale Yolculuğu
ONLAR ARTIK BURADA OTURMUYOR
halka sanat projesi’nin Yeni Sergisi “Küçük Çanlar Çınladığında” Datça’da
YANLIŞ BİR HAYAT DOĞRU YAŞANIR MI YA DA PARAZİT
SANATÇI EVİ MÜZELERİ: Müze Sahibi Olmanın Dayanılmaz Cazibesi
Harold Pinter: Kitle-İktidar İlişkisi Bağlamında Git Gel Dolap
SANAT EVRENİNDE EDEBİYAT
Kira Kontratı (Öykü)
“Gündüz Rüyaları”ndan “Geyikli Gece”ye
AHMET GÜNEŞTEKİN’E URLA’DA MÜZE KIYAĞI MI VAR?
#eklitera Temmuz Şiir Seçkisi
John Ruskin: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi -II
HOLLYWOOD KAÇAĞI; JOHN BERRY ve KAYSERİLİ MUHBİR ELIA KAZAN
Fikret Mualla’nın 58. Ölüm Yıldönümünde Anlamlı Buluşma
YAPRAK SÖKÜĞÜ (ŞİİR)
Kategori: Kritik
Ahlat Ağacı: Harç Bitti Yapı Paydos!
Bana göre Yeni Türkiye Sineması Zeki Demirkubuz’un Masumiyet (1997) filmindeki “kapı gıcırtısı”ndan çıkmıştır bir tarafıyla. Yusuf hapisten çıkacaktır; son bürokratik işlemleri beklemektedir ürkekçe… Yıllar geçmiştir. İşte tam o yoğunlaşmış bekleme süresine eşlik eder kapı gıcırtısı… Endişe, örtük bir umut ama en önemlisi Devlet Kapısı’nın ahvalı ve yoksulluğudur en çok.. Kederli bir iç çekişitir… Devlet dairelerinin...
Kare’yi Gördük mü?
Ruben Östlund’un 2017 Altın Palmiye ödülünü kazanan filmi Kare, ülkemizde Mahsun Kırmızıgül tarafından çekilseydi ve adı da ‘‘Kareyi Gördüm’’ olsaydı eleştirmenler topa tutar, kırk yamalı bohça der, bir koltukta birkaç karpuz taşınmasını görgüsüzlükle yargılarlardı. Östlund ‘‘beceremiyor, o yüzden film yerine kürek çeksin’’ önerisine maruz bırakılır, böylesi bir peşin cezaya çarptırılırdı. Yazdıklarımdan ‘‘Kırmızıgül sinemacılığı pekiyi beceriyor’’...
Materyalizm ve Diyalektik: İçimizdeki İdealizmle Psikolojiyi Silmeden Hesaplaşmak
Sermaye düzeni altında yaşamak zorunda olduğumuz bir gün daha bugün… Peki sizce asıl sorun adaletin olmamasında mı? Adaletsizliğe yapılan bu vurgu, ‘Materyalizm ve Diyalektik Metod’ kitabının yazarına göre sosyalistler arasında yaygın olan bir idealizm örneği. Biz de ekleyelim: Aslında sosyalistleri sosyal demokratlaşmaya yönelten bir vurgudur bu aynı zamanda. Şöyle diyor yazar: “Ayrıca, idealist bir yaklaşım...
DENETİM VE İTAAT: NEOLİBERALİZMİN MİMARLIĞI
Alt başlığı Çağdaş Mimarlığın Denetim ve İtaat Aracına Dönüşme Süreci olan Neoliberalizmin Mimarlığı1 adlı kitabında Douglas Spencer, çağdaş mimarlığın düşüncesi ve işleriyle sanatsal etkinlikten ziyade, mevcut birikim sürecine nasıl alet olduğunu ortaya koyuyor. Mimarlık, diğer sanatlarla karşılaştırıldığında daha fazla günlük hayatla çok daha doğrudan buluşabilmektedir. Spencer, Neoliberalizmin Mimarlığı’nda sanatın toplumsal alanla kesişimini çok boyutlu olarak...
Motivasyon, Sınıf ve Haziran Direnişi
Büyük şirketlerin yöneticileri için sıkça eğitimler düzenlenir. Adı değişse de içeriği pek değişmeyen bu eğitimlerde ele alınan öncelikli konulardan biri motivasyondur. Çalışanların gelir düzeyi ile motivasyon düzeyi arasında doğrudan bir ilişki olmadığına dikkat çekilir. Gelirin miktarından çok, değişimidir etkili olan. İşçilerin memnuniyetsizliklerinin, itirazlarının, isyanlarının öncelikli açıklaması üretimden az pay almaları değildir. Gelirin azalmakta oluşu daha...
Mircea Eliade: DİNLER TARİHÇİSİNİN ÖTEKİ İLE SORUNLU KARŞILAŞMASI
Mircea Eliade insanın dindar bir varlık (homo religious) olduğunu, dindarlığın insanın ayırt edici nitelikleri arasında bulunduğunu vurgular. Bu çok yetkin dinler tarihçisi daha da ileri gider ve “insan olmak dindar” olmaktır” der.(1) İnsan “dinsel bir varlık“ olarak tanımlandığında dinler tarihçisinin çalışma alanı da belirlenmiş olur. O insanın özel varoluşsal durumunu inceler. Varoluş durumlarını sistemleştirir, birtakım...
Hemen Anlayabiliyorsanız, Kesinlikle Çağdaş Sanat Değildir!
Anlaşılabilir ve kısa bir yazı olacak. Çekinmeye gerek yok. Referans var, dip not yok. Başlığı da hemen kavrayabiliyorsanız problem değil, zira bu yazı da bir sanat yapıtı değil. Kesinlikle. Şiir veya edebiyat hiç değil. Bu yazı sadece bir yazı… Başka bir şey değil. Ben de dolambaçlı yollardan gitmeyeceğim, Türkçe yazacağım ve açıklayıcı olmaya çalışacağım, Çağdaş...
KRİZTİK: Ankara ve Art…
Geçen ay gerek 19. ODTÜ Sanat Günleri-Kaya Özsezgin anması gerek ARTANKARA Fuarı dolayısıyla Ankara’da bir üç gün geçirme fırsatı yakaladık. Öncelikle ODTÜ’deki sergiyi beğendiğimi söylemeliyim, tek küratörlü çalışmanın handikapları aşılmış ve çok seslilik gelmiş. Bence artık büyük toplamlı sergiler çok küratörlü yapılmalı. Bu sanat dünyasındaki tek sesliliği ve hep aynı sanatçıları görme sıkıcılığını aşmanın tek...
“FARK”TAN “MELEZ”LİĞE: DARYUSH SHAYEGAN’IN ARDINDAN…
Türkiye’de daha çok Yaralı Bilinç adlı kitabıyla tanınan Daryush Shayegan [Şayegan], 22 Martta Tahran’da yaşamını yitirdi. Shayegan 83 yaşındaydı. 1979’da Devrim’den sonra İran’dan ayrılıp Paris’e gittiyse de 1991’de kendi isteğiyle ülkesine dönmüştü. Dünyayı kültürel olarak iki ayrı konum üzerinden inceleyen Shayegan, tanınırlığını, Fransa’da yayımladığı Din Devrimi Nedir? (1982) kitabıyla sağlasa da ilk önemli çalışması Batı...