Pürtelaş Tiyatro’nun yorumunda Martı’nın siyasi açılardan da altı çiziliyor. Aydın tabakasının ve toprak sahiplerinin güncel umarsızlıkları ile gelecek kaygıları birbirine geçip aşklarda somutlanıyor. Serdar Orçin bir zamanların popüler dizisi‘‘Behzat Ç.’ye girerken ünlü Rus öykücü Anton Çehov hakkında ilginç şeyler söylemiş, dahası Tolstoy’u tanık göstermişti. Doğrusu ince düşünülmüş, hoş bir sahneydi. Biri doktor diğeri hastabakıcı aynı...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Kritik
MUHAFAZAKÂR, YERLİ VE MİLLİ SANAT
Geçmişten Gelen Tartışma Son on beş yılda kültür alanında yeterli dönüşümün sağlanamadığına dair tespitler, bana yıllar önce yaşanan “Muhteşem Yüzyıl” tartışmalarını anımsatıyor. Dizinin ilk günlerinde, henüz fragmanının yayınlanmasıyla kimi çevreleri ayağa kaldıran ve “maksatlı bir çabanın ürünü” olarak nitelendirilen yapıma ilişkin ilk tepkileri hatırlayalım: Bir sendika başkanı, dizinin “Türkiye’nin son yıllarda izlediği başarılı dış politikanın...
David Hume: “Müntehirin Cenaze Namazı¨ meselesi
Öyleyse hayatından bir sebeple bıkmış, acı ve sefaletini sürdürmek gücü kalmamış, o kadar ki ¨ölüm korkusunu cesaretle yenmiş, bu acımasız dekordan firar eden o adamı¨ suçlamak haksızlıktır. O evrenin ulu düzenini bozmuyor, belki de buna yardımcı dahi oluyordur. İntiharın insana ait en karmaşık ruh hâli olduğu apaçıktır. Kim bilir müntehirin gönlünde ne fırtınalar kopmuştur, hangi...
Poe’nun Kuzgunu: İki Şiir, Bir Roman, Bir Ustura
Yazar Taylan Kara’nın Sol Haber’de yayınlanan köşe yazılarının sanıyorum hemen hepsini okumuş olmalıyım ki, yazdığı kitapları merak ederek Poe’nun Kuzgunu ile yazarın kurgu dünyasına doğru devam ettim. Eleştirdiği yazar ve kitapları, neredeyse hiçbir açık bırakmayacak şekilde inceleyerek vasat edebiyat, kalitesizliğe övgünün çıkarlar doğrultusunda günden güne artması, kitapları okuma zahmetine dahi girilmeden verilen edebiyat ödülleri...
The Square: Bu “Kare” daha çok film alır.
O zaman sanat ne? Belki de bunu tekrar tartışmanın evresindeyiz. Sanatı yıkmaktan, ya da “sanatı yıkmanın sanatından” biraz kurtulup soruyu tekrar kurmak gerekiyor.
Bir Değerlendirme: Bienal Biter, Şehir Sürer
Bu yazıda yer alan olumlu-olumsuz eleştiriler kurum ve şahıslar üzerine yazılmamıştır. Adı geçen kurum ve sanatçıların kişilikleriyle ilgili değildir, olamaz. Onları, etkinlik ve eserlerle buluşmak konusunda takdir eder ve yalnızca sanatsal bir deneyimin benzersiz vesileleri kabul eder, bunun başlı başına öneminin farkında olarak saygı duyar. Bu metin, sade bir bienal ve şehir izleyicisinin izlenimlerinden oluşan...
Şener Şen: Köprüden Önce Son Çıkış
Yol Ayrımı baştan sona ‘‘kör göze parmak’’ ilerliyor. Karakterlere derinlemesine inilmiyor. Tüm karakterlerin mazileri Mazhar’ın mazisinde eritilmiş ve o dönüşüp dövüşerek duyguları çözecek, tozu silkeleyecek, burjuva ailenin suçlu geçmişini aydınlatacak. Yavuz Turgul’un son filmi Yol Ayrımı vizyona girdi. Film, özünde Turgul’un, Lumière Kardeşler’in treninden inerek kendi vargeline kürek mahkûmu oluşunu haber veriyor bizlere. Yani Turgul’un...
Dil ve Eleştiri
Dilimiz derken ne anlıyoruz? Dalgınlıkla içilen kahvenin yaktığı dilimiz mi, sözlerin zaman zaman ucunda kıvrandığı dilimiz mi, lisan mı? Sözün, yazının, fikrin ya da eleştirinin temeli mi yoksa? Dil, edebiyat ve sanat eleştirisinin yapı taşıdır; müzikte ses ve nota gibi. Türk Dili’nin tarihsel süreçlerini, eleştiri ve eleştirmenler üzerinden izlemek mümkündür. Türk Dil Kurumu’nun 2017 yılını...
Mahallenin “kıllı” rövanşı: İvedik
Peki kimdir İvedik? O sanayiide sigortasız çalışan, ürününüzün barkodunu okutan kasiyer pizzayı evimize getiren motokurye, tostumuzu basan lise terk çocuktur, çakma marka giysilerine bakarak çoğu zaman Apaçi deyip küçümsediğimiz. Kısacası İvedik “mahalleye dönüş” mizahının tehlikeli de olabilecek ilk arızalarından biridir. 90’larda Türkiye mizahında oluşan kırılmayı, “bakan” küçük insanın “bakılan” olmaya ve yeni orta sınıfların gözünden...
Biz ve Contemporary: 3. Dalga Gelir mi?
Art İnternational ve Contemporary İstanbul fuarlarını dolaşırken geçen yıldan itibaren bir kavram telaffuz ediyorum. Bazen samimi arkadaşlarla açılışlarda paylaştığım da oluyor. Ama bugüne kadar yazmaya pek fırsatım olmadı. Kavram “3. Dalga”… Son 10-15 yıla yayılabilecek bir 3. Dalga derken neyi kast ediyorum açayım: Türkiye sanatında, galericiliğinde ve de koleksiyoner profilindeki 1. Dalga 1980 sonrasıydı. Özalcı...