Kendi deyişiyle “hayatın mutlu olma şansı vermediği”, bu toprakların yetiştirdiği en önemli sanatçılardan Yılmaz Güney, yokluğunun ardından geçen onca yıla karşın yaşamayı sürdürüyor. Öncelikle belirtilmeli ki; onu bugünlere ve yarına taşıyan unsurları ele alacak sağlıklı bir kültürel / siyasal değerlendirme (örneğin bir belgesel), 60’ların sinema sektörüne ve Yeşilçam’a genel bir bakışı, dönemin siyasal birikimini ve...
Son Yazılar:
“Elit” ve Türevi Sözcüklerin Çeviride Yarattığı Zorluklar
Hafızanın Kartografyası: Nilhan Sesalan’ın Maddenin Poetikası Üzerine
7 ve anne (Şiir)
Jandarma (Şiir)
İçeriden Dışarıya: Bayburtlu Kadınlardan Hikâyeler
Yeni Kitap // Spinoza Marx’la Buluştuğunda // Tracie Matysik
GÜNEŞE UÇAN KANATLAR
İçteki Putların Çağı: Asaf Hâlet Çelebi’nin “İbrâhim” Şiiri Üzerine Bir Okuma
Ankara Film Festivali’nde ‘Taptaze’ filmler
YENİ KİTAP: OPERA VE BALEDE MİMARLIK
ÇÜRÜMELİSİN INGRID ÇÜNKÜ DÖNEM ÇÜRÜMÜŞ!
Yirmi Sekizinci Rüya: Bu, Çocukluktan Kalma (Şiir)
Pompei (Şiir)
Şairin Odası Nasıl Çalındı?
YAŞADIKLARIM ÜZERİNE BİR YAPBOZ DENEMESİ
Yahya Kemal Beyatlı ve Rindlerin Akşamı
Cinler Sınırımızdaydı Yapıştırılmış Kaşlarıyla (Şiir)
YANGI (ŞİİR)
Ankara Garı (Şiir)
Kategori: Kritik
LABİRENT: HİKÂYELER ve GÖLGELER
İnsan geçmişinden zor da olsa kurtulabilir, ama geleceğinden kurtulamaz. Peki, intihar nedir? Geçmişten ve gelecekten kurtulmanın kesin çözümü mü? Ya da Freud’un söylediği gibi benliğin üst benlikten intikam alması mı? Hiç kimseye ya da hiçbir şeye kızmadan, intikam almadan ölmeyi seçebilir mi insan? Neden ölmek istiyorsun? Hiçbir nedeni yok, ne bu hayattan sıkıldım ne de...
Lenin’in Dili Üzerine ya da Siyasalın Geri Dönüşüne Bakmak
Zizek, global kapitalizmin kriziyle birlikte, bir kez daha Lenin’e geri dönmeyi önerir –ancak kendisine has bir tarzla.1 Lenin figürünün radikal sol teori tarafından yeniden içerilmesinin momentumu olarak bu Kehre, basit bir şekilde Stalinist iradecilikle ya da aşikar bir saldırı taktiğine “dönüş”le özdeşleştirilemez; öncelikle karşımıza çıkan şey, meşhur 11. tezin tersine çevrilmesi olacaktır. Zizek’in ima ettiği...
Jack: Lars von Trier’in Saplantılı Evreni
Hepimizin malumu, “Trier yine ne yaptı acaba?” diye sorup “Trier yine yaptı yapacağını!” diye alkış tutan hatırı sayılır bir seyirci kitlesi mevcuttu. Olanlar oldu! Halk canavarı besledi, talep arzı doğurdu ve “Yine ne yapmış yahu!” dedirtmek isteyen, gündeme gelmek için film çeken, hedonist çizgisini hiç gizlemeyen bir yönetmenle karşı karşıya kaldık! Bizi, o yönetmenden, öncesinde...
Bir Lanthimos Aristokrasisi: Sarayın Gözdesi
Kynodontas (Köpek Dişi, 2009) ile sert sinemasının ayak seslerini duyuran, The Lobster (2015) ve Kutsal Geyiğin Ölümü (2017) filmlerinde ününü artıran Yunan yönetmen Lanthimos bu kez bir dönem filmi çekerek rüştünü ispatlamış. The Favourite (Sarayın Gözdesi) pervasız ve tanımlanması güç bir film olarak anılabilir. 18. Yüzyıl İngiltere’sinde geçen filmde, üç kadın ve çevresindeki erkeklerin iktidar...
SANATIN TABUTUNA BİR ÇİVİ
Sanatsal üretimin ve üretim sürecinin, biçimlerinin yaşadığımız dünyanın egemen kodlarına karşı oynadığı rol hususunda şekillenen kadim tartışmalar, ‘sanat’ın kavram olarak zikredildiği zamanlardan günümüze halen aynı hararetle sürmekte. Büyük ’S’ ile yazılan sanatın misyonu, değiştirme gücü, var olan gerçekliğe müdahale etme olasılıkları çeşitli bakış açılarından defalarca gündemleştirildi, ve bu bakış açılarının çokluğu oranında sanatın eylemi, farklı...
Kimsesizlerden Karakuzulara: Çukur
Geçtiğimiz sezon ilgiyle takip edilen dizilerden Çukur yeni sezona da iddialı ve sarsıcı bir giriş yaptı. Öyle ki bu ilk bölümün atmosferine dair ülke televizyon dizileri tarihinde yerini aldı diyebiliriz. Bölümün etkisi tepetaklak bir hali olanca güçlü betimlemesiyle açıklanabilir. İzleyicinin kazanmasına alıştırıldığı ve iyiler olarak bellediği tarafın, kısaca özdeşleşilen tarafın kesin bir yenilgisi bölümün her...
Mühim Olan Ebadı mı Hissettirdikleri mi?
Hepimizin bildiği üzere bu seneki Contemporary İstanbul fuarı girişinde Ahmet Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası enstalasyonu halka açık olarak izleyicisi ile buluştu. Bu buluşma öncesinde ise medya oldukça başarılı bir şekilde kullanıldı ve fuarın en ses getiren kişisi Ahmet Güneştekin olmayı başardı. O halde neydi bu ölümsüzlük odası gidip, görmeliydi. Fuarın girişinde merdivenli, yüksekçe bir platform üzerine...
Güneştekin: Bir “Vanitas” Vakası
Bir Contemporary fuarı daha sona erdi sayılır. Ahmet Güneştekin’in “Ölümsüzlük Odası” adlı yerleştirmesi tartışmaların merkezine yerleşiverdi. Güneştekin’in fuarın ön alanına yaptığı kurukafa ve boynuzlardan oluşan işi basında bolca yer buldu ve de fotoğraflandı izleyiciler tarafından. Geçen fuarda sergilediği “Yoktunuz” işi Diyarbakır’ın yıkıma uğrayan Sur ilçesindeki kalıntılardan oluşturulmuş ve tepki çekmişti. Yoksulluğun, yıkımın artıklarını lüks bir...
Gıda soylulaşırken ya da Nusretleşirken…
Bugün biraz somut siyasetten uzaklaşıp yemek yazmak istiyorum. Biliyorsunuz yemek yazarlığı ya da gurmelik apayrı bir alan. Elbette bir Vedat Milör şıklığı yok bende ama Antepli bir etobur olarak yine de deneyeyim. Lezzetli, organik gıdalardan bahsedeceğim aslında. Bir zamanlar hemen her haneye ulaşan lezzetli fasulyeden, sadece biriyle ekmeği yuttuğunuz domateslerden, yeşilliklerden ve ilaç kokmayan etlerden....









