1998 yılında Amerikalı editör Dale Walker, usta kurgucu Philip Jose Farmer’ın desteğiyle Jack London’ın daha önce basılmış bilim kurgu öykülerini “Fantastik Tales” başlığıyla yeniden yayınlamıştı. Bu kitapta yer alan birçok öykü, Borges editörlüğünde yayınlanan bir öykü derlemesinde yer almıştı. Bu kitap bize Dost Yayınlarına ait, Babil Kitaplığı seçkisinden “Midas’ın Müritleri” adıyla yayınlanmıştı. Buna ilaveten Yalçın...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Yazar: Rafet Arslan
Okulu Asmak ya da Modernin Kırılma Anlarında Türkiye Şiirinin Ezoterik Tarihi (mi?)
Dosyalara yazı yazmak zor zanaattır; hele yazılacak şey “resmi tarih” değil onun dışında; yazanın yaşayan olduğu, kırıldığı, büküldüğü, dövüldüğü, sürüldüğü, süründüğü bir karşıt kültür ve onun tarihini satırlara vurmaksa.. Kişi metin eri bile olsa belli tarihsel dönemlerde yaşanan kaçış çizgilerini, “anti kanun/kanon” varoluşları, kendi yağıyla kavrulmayı, dünyayı takmamayı, suyun başını tutan edebiyat/kültür elitlerine eyvallah çekmemeyi,...
Gerçeküstü Miras
Bölüm 3- ara sekme- Bu topraklardaki gerçeküstü mirasa dair düzensiz, sıralamasız ve göçebe devam edeceğiz bu ara geçitte. Şimdi kemerlerinizi bağlayın lütfen, başlıyoruz.. Neyzen Teyfik Anadolu tasavvuf düşüncesi; iktidarlarla ile bütünleşmiş dinsel elitlerin tüm dezenformasyon çabalarına rağmen, sürekli çağıldayan heteredoks bir pınar olmuştur. İdrak’a giden pek çok kapı, yol, geçit vardır. Açtıkları kapılar, Taptuk...
Gerçeküstücülüğün Serüveni ve Akademik Dogmatizm
Akademi özgür düşüncenin mezarlığıdır- demişti Ömer Uluç. Doğru ama eksik bir tespit, çünkü bilimsel, disipliner, uzmanlaşmış, depolanmış bilginin iktidarı olarak akademi aynı zamanda katil ve kurbanının mezar kazıcısı olmakta ister; her ne kadar bu suçları hiçbir zaman üstlenmeye gönüllü olmasa da… O uygar dünyanın ve onun grift iktidar ağının ona verdiği oyunu büyük söylemler,...
Neden Türk Sürrealizmimiz Yok- Tarihsel Bir Suikast Hikayesi
Eğer 1940’lı yıllarda Mısır’dan Kanarya Adalarına küresel olarak kök salmış Gerçeküstücülüğün ülkemizdeki tarihini araştırmak istiyorsak; bu soruşturmanın başlayacağı yer kuşkusuz neden bu topraklarda Gerçeküstücülüğün (ya da küresel ve özgün-yerel hiçbir avandgard’ın) gerçekleşemediğidir. Öncelikle, uzun yıllar boyu düşünce dünyamızın köşe başlarını (Ece Ayhan’ın deyimiyle ‘değnekçilik’ yapmış) tutmuş edebiyatçıların, eleştirmenlerin başta Gerçeküstücülük olmak üzere avandgard karşısında...
Geleceğin Anahtarı Varoşlarda Kitli
İnsan aklının hakikati kavrama süreci, bilgi ve gelişimden öte bir idrak süreci; kuşaktan kuşağa genetik hafıza ile aktarılan ama uygarlık ve ilerlemenin tozu dumanı arasında perdelenen kadim hakikati yeniden hatırlama süreci. Bugün dünyanın haline dair algıladığımız neredeyse tüm kaygılar çağlar önce eski Yunan uygarlığında da dile getirilmişti: iktidar, mülkiyet, devlet aygıtı, bencillik, ikiyüzlülük, gaddarlık, savaş,...
Hippie Sadizmine Karşı Ağır Metalin İntikamı!
Panos Cosmatos’un Mandy filmi basit gözüken bir senaryo çatısı içerisinde zekice örülmüş kodlar ve göndermeler vasıtasıyla asıl gizil ajandasını izleyicisine hücre hücre duyumsatan bir korku sineması şaheseridir. Toplumsal realiteden kendilerini soyutlayıp doğanın yabanında, basit ve spritüel olana açık bir yaşam seçmiş bir çiftin (Mandy ve Red) huzurlu dünyasının, hippie artığı hastalıklı bir tarikat tarafından cehenneme...
Tutkuların Filozofisine Giriş
Charles Fourier; sıralamayı, bölümlemeyi, haritalamayı çok sever. Çünkü o tüm evreni bütünsel bir senfoni olarak tasarlamıştır. Bu senfoniyi bedeninin ve ruhunun tüm algıları ile hissetmiş; işitmiştir. Bütün tutkuların en başına; hepsini kapsayan ve çağıran Birlikçiliği koyması tesadüf değildir. Aksine çabası, uygarlığın dağıttığı birliği, yani insan yaşamının da dâhil olduğu evrensel birliği yeniden tanzim etmeye çalışmaktır....
Fetişizmin Parçalı Atlası
“bütün yanlıştır.” T. Adorno Ataerkil ve sınıflı toplum düzenleri makro çıkarımlar üstüne kuruludur. Bedenin ve ruhun bütünlüğü, varlığın dünya ve tanrı ile bütünlüğü. İnsanın evrenin merkezinde oluşu, doğanın ve diğer canlıların efendisi oluşu ve bu gücü tek merkezde toplaması… Sistem; toplaya toplaya tek bütüne ulaşma idealiyle ilerler, bunun karşısında anarşi ile bütünü parçalara ayırma, minörlükleri...
Yüksel Arslan’ı Sanat Tarihinden Kurtarmak
Kuşkusuz, Anadolu’nun yarattığı en delişmen zekâlardan biriydi Yüksel Arslan. Batılı onun yaban dilini dünya sanatının nadide bir parçası olarak seçip, tarihini çoktan süsledi. Doğduğu topraklar ise hep ona kendinden yaban ola geldi. Arslan’ın 50 yıllık yaşam uğraşının, ustalığının ve çıraklığının Batı tarafından kriptosunun çözümlenememesi bir noktada normal; kendi ülkesinde idrak edilememesi ise hazindir. Okuyacağınız bu...









