alacağım bir şey kalmadı dünyadan yalnız bütün acıları bütün acıları ağaçların yaprakların senin onun diğerinin merdivenlerde çiçek satan kızın yağmurda dağılan krizantem buketinin yağmurun sokakların merdivenlerin bütün acıları bir kasım akşamıdır kestane dallarından yağmur yağar benim ceplerimde yaz yağmurları çakıl taşları bir avuç tuz ellerim ıslanır ceplerimde bir güzden bir kışa geçerim kırmızı yaprakların üzerinden...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Yazar: Mahir Ergun
KENTSİZLİK HAKKI
Bir yeryüzü kesitinin kent olarak tanımlanabilmesi büyüklüğüne, üzerinde binalar, binaların arasında sokaklar bulunmasına, etrafında surlar olmasına ya da bir kanun metnince kent olarak tanımlanmasına değil, ama üzerinde yaşayanlar arasındaki işbölümünün niteliğine ve düzeyine bağlıdır. Bir araziye, üzerinde çok sayıda insanın yaşamasına olanak verecek şekilde yapılar bina edilmiş olması, bu arazinin yüzölçümü ve üzerinde yaşayan kalabalığın...
ÜRETİM KOŞULLARININ YENİDEN ÜRETİMİNDE “GÜZEL SANATLAR”IN ROLÜ ÜZERİNE
Üretim sürecinde işçi, yalnızca emek zamanını ve emek gücünü değil, özgürlüğünü ve buna bağlı olarak, onurunu, kişiliğini, erdemlerini, kültürel değerlerini, yani vertusünü de emek nesnesinde maddeleştirir. Ve tıpkı çalışma sırasında yıpranan kasların, sinirlerin, beyin gücünün tekrar yerine konması gerektiği gibi, yıpranan vertu de yenilenmelidir. “Güzel yalanlar”a destek olan “güzel sanatlar” da burada devreye girerek yıpranan...
GÜZEL İNSAN
Akıttığım kanımdır yazdığım her bir dize…1 Böyle puslu kasım akşamları, kaldırım taşlarında tekerlenen kuru çınar yapraklarını çiğneyerek yürürken, çıtırtılarında bazen Aragon’u düşünürüm. … Diyeceğim, her şeye rağmen şu hayat güzeldi… …Geçin delişmen anılarım ah senelerim benim Ve sen geldin, aylardan kasımdı…2 Sonra Attila İlhan, …Aylardan kasımdı üşüyorduk Ağacın biri bulvarda ölüyordu..3. Bu arada bazen ağaçlı...
SANTRAL GARI (ŞİİR)
kayıp sokaklar günışığından gizliydi santral garında bekliyordum belki üçüncü geceydi adımları sayıyordum görünmez köşelerde karanlık dehlizlerde sesler boğuluyordu duyamıyordum artık nabzını meydanların kırık taşlar inliyordu olanaksız izlerde ben burada değildim kimse geçmiyordu yanımdan dokunan ben değildim hâlâ sıcak bir tene köhne kuleler delip geçerken sessizliği bekliyordum santral garında belki beşinci geceydi yürünmemiş yollar mıydı göğsüme...
PAUL NIZAN’LA RANDEVU
Geçenlerde Haydar Ali Albayrak’tan bir haber geldi, Paul Nizan üzerine, daha doğrusu Paul Nizan’ın romanı Fesat – La Conspiration üzerine bir yazı yazmış. “Okuyabilirsen tartışalım,” diyor. “… yurdumuzda şu ana değin yalnızca üç baskısı yapılan Fesat’ın bu kadar az ilgi görmesi dikkatimi çekti,” diye yazmış Albayrak. Üç baskı mı yapmış? İyiymiş. Sonra diyor ki, “Fesat denince akla Dostoyevski’nin...
B. SADIK ALBAYRAK’IN “BESTSELLER OKUMA KILAVUZU”
O halde? O halde evet, bunlar gerçekçi romanlardır. Ve pekâlâ sağlam sınıfsal temelleri vardır. Peki nasıl bir gerçekçilik bu? Belki de bu gecikmiş bir yazıdır. B. Sadık Albayrak’ın Bestseller Okuma Kılavuzu 2016 Kasım’ında çıktığına göre üzerinden epeyce zaman geçmiş oluyor, gündemden düşmüş olabilir. Sonuçta her şey çok hızlı değişiyor artık. Dün söylenen sözün bugün hükmü...





