Televizyon yazmayı sürdüreceğim. Dizilerin genel durumuna dair naçizane tespitlerde bulunacağım bu yazıda kimi eğilim ve değişimlerin altını çizmeye çalışacağım. Öncelikle her ikisi de televizyona, televizyon anlatısına has anlatıların çekişmesini ele alalım: internet dizileri ve cam ekranın (çok kanallı platformların) daveti… Ülkemizde, malum, alışmadık iç çamaşırın giyilen vücuda uygunluğu dikkate alınmaz. İnternet platformlarının ABD’deki yaygınlığını ithal...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Haydar Ali Albayrak
Dogma 95 Neydi? Ne Değildi?
Dünya çapında sinema akımları hemen her dönem bir okul, bir dergi çevresi gibi gruplaşmaların öncülüğünde gelişmiş ve belirli kuramlar çerçevesinde üretimler yapılmıştır. Dönemlerin sosyal, siyasal ihtiyaçlarına karşılık vermek ve sinemaya yeni bir bakış sunmak için ortaya çıkan akımlar ve kuramsal çalışmalardan daha farklı olarak Dogma 95 sert bir manifestoyla adını duyurmuş ve henüz pratiğe geçmeden...
Yalnız Kadın, Feminist Söylem
Dünya Emeğine Katılan, Yeryüzünü Var Eden Tüm Kadınlara; Sevgi ve Saygıyla Seksenler sinemamız, kadın filmleriyle anılan bir kesiti meydana getirirken birçok yönetmenin bu bağlamda eser verdiğini görüyoruz. Atıf Yılmaz başı çekerken Başar Sabuncu kendi özgünlüğünü yansıtmaya çalışmıştır. Bu iki yönetmen haricinde Ömer Kavur, Yavuz Turgul, İrfan Tözüm ve Şerif Gören’in filmleri de mevcuttur. Bu yazıya...
Jet Sosyete: Business Class Dünya, Ekonomik Sınıf Anlatı
Jet Sosyete dizisi pazar akşamları yayınlanmaya başladı. Gülse Birsel’in yazıp Hakan Algül’ün yönettiği dizide komedi alanında ünlenmiş televizyona aşina birçok isim rol alıyor. Karakterlere, anlatılmak istenen meseleye, oyunculara ayrıca eğileceğim fakat ilkin bir noktaya açıklık getirmem gerektiğini düşünüyorum. Bir TV dizisi neden eleştirilir? Okurlara ne ölçüde doğru gelir kuşkusuz kestiremiyorum ancak bu konuya dair bakışımı...
Mahalle-Sınıf-Sevgi Üçgeninde ‘‘Yoksul Kadının İstanbul’u’’
Kadir İnanır’a geçmiş olsun dileğiyle Türk sinemasının maddi ve manevi giderek içe kapandığı, fabrikasyon arabesk filmlerin ötesinde; geniş kesimlere seslenen güldürülerin, aile melodramlarının, avantürlerin gerileyip orta sınıf katmanında alıcısını arayan yeni bir dilin geliştiği 80’ler ikinci yarısında üç tip yerli filmin daha evvel olmadığı kadar çok arz edildiğini görürüz. Aydın/sanatçı sorunlarını işleyen ve umutsuzu, bocalayanı...
Daha Ne Kadar Sürecek Bu Korkunç Acı?
Oyunculuk geçmişiyle bilinen ve oyunculuğu sürdüren Onur Saylak’ın ilk yönetmenlik deneyimi Daha bir ilk film için ciddi riskler üstleniyor. Film Suriyeli göçmenlerin umuda kaçışlarını ele alıyor ve Hakan Günday’ın aynı adı taşıyan, 2013’te yayınlanan romanından uyarlanıyor. Romanı okumadım. Dolayısıyla filme dair yazdıklarım bir açıdan hep eksik kalacak. O yüzden filmi bir sinema eseri düzlemiyle yorumlamaya...
Ölümlü Dünya Ölümsüz ‘‘Saçma’’
Taksim’de yahut Kadıköy’de sık sık uğradığınız bir esnaf lokantası düşünün. Self servis değil de sipariş usulü hizmet veren köklü bir lokanta… Kasada kel, hafif göbekli bir adam; kasanın hemen yanındaki masada müessesenin sahibi olduğu her halinden belli, gözlüğünü burnuna düşürmüş bir adam oturuyor. Mutfakta sevimli bir kadın aşçı, oraya buraya koşturan çevik garson gençler… Şimdi...
Aaahh Belinda: Seksenlerin sonunda, Doksanların Başında Çocuk Olmak
Burçak Çerezcioğlu’na 1986’da Atıf Yılmaz tarafından çekilen filmi 90’ların ilk yarısında televizyondan izlemiştim. O dönem Camdan Kalp (1990) ve Türkan Şoray’ın başrol oynadığı Şahmaran (1993) filmleriyle ile birlikte izleyip etkilendiğim fantastik içerikli filmlerin başında geliyordu Aaaahh Belinda. Onu, adı geçen diğer filmlerden ayıran tarafı fantazyanın olay örgüsünde kullanımıydı. Şahmaran, hikâyesiyle açık bir masalsı destansı havayı...
When in Rome: Saat kaç?
Yazının başlığına aldanmayın. Öznur Yalgan’ın yazıp Mesut Arslan’ın tasarlayıp yönettiği When in Rome hakkında orta sertlikte bir yazı yazmayı düşünüyorum. İlk olarak şunu söyleyebilirim: bir saate yakın süren oyun kimi yanılgıların ardına sığınıyor. Öncelikle usta işi bir gözbağı biçiminde tasarlanmış afiş gözlerimizi bağlıyor: Antik kıyafetlere bürünmüş, saksılarla görünen iki erkek ve iki kadın. Erkekler sakallı,...
Bir Dönüm Olarak İffet: Bir Kadın Dört Erkek
İffet filminde biz mahalleden çıkışı görürken Turgul’un mahalleden uzaklaşan ve uzaklaştığı oranda olgunlaştığı iddia edilen üslubuna da tanıklık ederiz. İffet filminin bir diğer önemi 80’ler film piyasasını ayakta tutan arabesk filmler değin olmasa da furya haline dönüşmüş ve Atıf Yılmaz’ın başını çektiği popülist kadın filmlerinin evvelinde gelmesidir. Senaryosu Yavuz Turgul’a ait olan ve Kartal Tibet’in...