Nihat Özdal’ın “Ütü Müzesi” kitabı, fiziksel anlamda da müzeye dönüştü.

Alanya Kızıl Kule’nin asma katında, 2. Türkiye Tekstil Bienali’ne paralel “Ütü Müzesi” açıldı. Müze, ütü ve kırışıklık giderme
pratiğinin tarihsel ve kültürel anlamlarını sorgulayan bir alan olarak sanatseverlerle buluşuyor. Nihat Özdal’ın “Ütü
Müzesi” adlı kitabına referansla oluşturulan müze, insanın doğada ve kendinde kırışıklıkları giderme çabası üzerine
felsefi bir bakış sunuyor.

Ütü, yalnızca giysileri düzleştiren bir araç değil, aynı zamanda düzen, kontrol ve disiplinin simgesi olarak da okunabilir.
Nihat Özdal’ın kitabında, ütü ve kırışıklık giderme mücadelesi, bir metafor olarak ele alınarak insanın doğa ile
mücadelesine ışık tutuyor. Bu metafor, müze mekânında tarihsel nesneler aracılığıyla somut bir gerçekliğe dönüşüyor. Antika Ütüler: Düzleştirme Çabasının Suç Ortakları: Müze koleksiyonunda, farklı dönemlere ait antika ütüler sergileniyor. Ziyaretçiler, bu araçların yalnızca gündelik kullanım nesneleri olmadığını, aynı zamanda insanın yüzeyleri kontrol altına alma arzusunun tarihsel izlerini taşıyan nesneler olduğunu keşfedecekler. Buharlı ütülerden, demir döküm modellerine kadar geniş bir koleksiyon, ütünün insanlık tarihindeki yerini görünür kılıyor.

Edebiyat ve Müzecilik:
Disiplinlerarası Bir İşbirliği “Ütü Müzesi”, bir edebiyat eseri ile müzecilik alanının kesiştiği benzeri az bir proje. Bu sergi,
ütünün salt bir ev eşyası olmanın ötesinde, insanın düzen ve kusursuzluk arayışının tarih boyunca nasıl şekillendiğini ortaya
koyuyor. “Ütü Müzesi”, bienal boyunca Alanya Kızıl Kule’de ziyaret edilebilir.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.