Dijital pentüre nefes aldırmak: Birol Bayram

Neredeyse bütün dillerde renk bitki veya taş ya da toprak kökenli bir etimolojiye sahiptir. Elbette bazen gökyüzü ve deniz de bunu zenginleştiriveriyor. Latince Colore, ağaç yapraklarından elde edilen bir işlem olarak İngilizce yaygın Color’un kelime atasıdır. Bir dönem aristokrasinin en büyük alametlerinden olan mor bir deniz canlısından çok zor şartlarda  elde edilen nadir bir renkti. Antik Fenike kentleri olan günümüz Lübnan‘ında yer alan Sayda ve Sur kentleri sakinlerinin kumaşları boyamak için bir tür kabuklu deniz canlısı olan Murex kullanarak mor rengi elde ettikleri bilinmektedir. Fenikelilerin mor renk kumaşları, Antik Yunanları o kadar etkilemiştir ki Homerosİlyada‘da ve VirgilAeneis‘te bu kumaşlardan bahsetmiştir ve mor kumaş giyinmek asaletin göstergesi olarak tanımlanmıştır. Kırmızı ile en çok sevilen ve sembolizme sahip mavi doğada çok görülmesine rağmen çok ama çok zor elde edilen bir renkti.  Bugün bile özgürlüğü, ferahlığı imlemesi dolayısıyla da en çok sevilen renk denilebilir. “Psikologlara göre, bu rengin popülerliği evrimsel gelişimimize kadar kök salmış. Avcı ve toplayıcı olduğumuz dönemlerde, temiz su, açık gökyüzü gibi pozitif çizimler yapanların, hayatta kalma oranları daha fazlaydı.” [1]

Oysa renkleri elde etmek günümüzde çok ince petro-kimyasal işlemlerin sonucu. 19. Yüzyılda taşınabilir tüplere giren boyalar İzlenimcilikle sanatı ve sanatçıyı değiştirmişti. Ressam renklerin değişimini, zamansallık ve an’ı boyanın kurumasına fırsat vermeden tuvaline nakşedebiliyordu artık. Dinozorların ruhunun işlediği petrol sanata bambaşka pencereler açabilmişti. Şimdi artık yeni bir aşamadayız. Özellikle 1990’lardan sonra inanılmaz bir hızla gelişen bilgisayarlar, görüntü işleme programları, vektörel çizim platformları ve de yapay zeka sanatçıların önüne yeni imkanlar koyuyor.  Artık silikon, bakır işlemcilerin üzerinde gezinen dijital kodlar oluşturuyor renkleri, algoritmalar saliseler içinde milyonlarca renk simülasyonu yapabiliyor. En genel adıyla Dijital Art-Sanat ansiklopedilerde kendine yeni bir madde açmayı başardı.

Screenshot

Bütün bunları Birol Bayram’ın çalışmalarına bakarken tekrar düşündüm. Gırgır’dan bu yana karikatürlerini, çizgi bantlarını ve de kitap kapaklarını çok sevdiğim bir sanatçıydı zaten. Bayram dijitalleşmenin kışkırttığı bir efekt kirliliğine düşmemeyi başarmış, grafik bilgisiyle renkleri arıtıp azaltmış. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Başta grafik tasarım ve dijital yapıtlarda sık karşılaştığımız göz yoran bir renk ve figür yoğunlaşmasından söz ediyorum. Sadece bu alan değil elbette; sadece renklerle iş gören soyut sanat yapıtlarında da aynı dert var. Birol Bayram karikatür ve ilüstreden gelen uçucu ince çizgileri, transparanlığa gözü açan renkleri, bazen eriyiverecek hissi veren figürleri ile dijitale başka bir lezzet veriyor. Sanatçı çoğu zaman dijitali bile unutturan lezzetli bir pentür-fırça izi atmosferi yaratmayı da başarıyor. Renk azaltmanın getirdiği güç tablete başka bir uzay açıyor, kontürlere nefes aldırıyor. Birol Bayram’ın yapıtları hemen yakınlardan bir yerden kaliteli art-print alma hissi doğuruyor Tabii telifini ödeyerek😊 Çünkü dijital sanatın-NFT uygulamalarının en büyük riski bu. Gelinen aşama kopyalamayı, algoritma haline gelmeyi hızlandırıyor çünkü! Milyarlarca imaj barındıran, her salisiye yeni bir imaj eklenen bir web dünyası düşünüldüğünde bazen sanatçıyı da tedirgin eden bir dünya bu…

Sanatçının son dönem işleri arasında beni en çok etkileyenler siber-punk’a göz kıran, beyaz ağırlıklı çalışmaları oldu. Beyazın tekinsizliği ile tenin pembesi arasında salınan huzursuz sakinlikler oluşturmuş sanatçı. Bazen limon sarısı boruların, insan-sonrası androidleri düşündürdüğü siber bir dünya bu…

Birol Bayram, çizgiromana selam çakan incecik çizi ve lekelerden, hiper gerçekçiliğin fotoğrafik dünyasına sıçramayı da biliyor. Ayrıca şunu da eklemeden edemeyeceğim: Dijital olarak oluşturduğu enstalasyonlar, eğer uygulanabilirse, birçok tek tip işin ve hazır nesnenin boğuntuya verdiği çağdaş sanat dünyasına da taze bir nefes getirebilir. Hatta kent meydanlarını selamlayan anıtlara da dönüşebilir.

 

[1] https://www.artkolik.net/yazilar/mavinin-6000-yillik-hikayesi

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.