Klasik dönem ana akım sinemadaki kadın temsillerinin esas itibariyle “melek ya da şeytan” veya “rahibe ya da orospu” ikiliği içinde, yani ya kötücül ya da “saf, masum” karakterler üzerinden olduğu kabul edilir. Benzer minvalde, korku sinemasının sessiz sinema döneminden 1970’lere dek sürdüğü söylenebilecek klasik döneminde kadın temsilleri şayet canavarlar üzerinden perdeye yansımıyorsa kadın karakterler daha...
Son Yazılar:
Kuyu (Şiir)
GECENİN AKVARYUMU (ŞİİR)
Fırat Altındal: Femme-cactus Resimleri
Bildiğimiz Akademinin Sonu mu?
RESİMDE YEDİ FİGÜRATİF YEDİ GAM
FANUS (ŞİİR)
Altın Yağmur Kuşu (Şiir)
Masumlar Safı (Şiir)
Çocukluğum (Şiir)
Kıyısız Fotoğraf (Şiir)
UÇURUM (ŞİİR)
İnbu Bel Arhi (Şiir)
dörtleme (şiir)
New York’ta Bir Ugandalı: Zohran Mamdani
Offspace’in İlk Sergisi: Metamorfoz Pop-Up Üzerine
İNSANİ DEĞERLERİN MASALSI BİR YORUMU: KİSE-YE BERENÇ
Kurdun Ayak İzleri: Romanya
TİTANE ve ALPHA: ŞEFKATİN SAĞALTICILIĞINDAN ŞEFKATİN SINIRINA MI?
Arka Plan Estetiği ve Müziğin Kaybolan Merkeziliği
Kategori: Kritik
Kişisel Gelişim Dayatmasına Romanla Meydan Okumak
Kişisel gelişim kitapları, modern insanın hayatındaki boşlukları doldurmayı vaat eden ama çoğu zaman yeni bir baskı biçimi yaratan metinlerdir. Çok satanlar rafında “kendini geliştir”, “fark yarat”, “rezilyans kazan”, “çevik ol”, “inovatif düşün” gibi sloganlarla seslenen bu kitaplar, bireyi bitmek bilmeyen bir performans yarışına sokar. “Been there, done that” (“Ben de bunları yaşadım” ya da “Bunlar...
Sosyal Medya Kendi Kast Sistemini mi Yarattı?
Sosyal medya çağında toplumsal farklılık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda algoritmik bir olgudur. Sosyal medyanın başlangıçta vaat ettiği şey, görünürde demokratik bir kamusal alanın oluşmasıydı. Herkesin aynı ölçüde söz hakkına sahip olduğu, herkesin sesini duyurabileceği bir alan…Ancak zamanla bu eşitlik ideali, tıpkı kapitalizmin kendi içinde yeniden ürettiği sınıf farklılıkları gibi, dijital ortamda da benzer bir...
AĞAÇLAR VE BAHÇELERİMİZ NEDEN BU KADAR ÖKSÜZ?
Bir Kitabın Hayatıma Girişiyle, Hayatımdan Çıkan Bir Evin Gidişi Üzerine… Bir hafta boyunca, kişisel eşyalarımı, iki bavulun içine tıktım. Elbiselerimi battal boy poşetlerin içine doldurdum. On üç yıl, altı ay yaşadığım evimde bulunan hatıralarımı, bu evden sonra taşınacağım eve götürüyorum. Evimin yanındaki parktayım. Bir saat sonra, nakliye aracı gelecek. [Evi, eşyalı tutmuştum.] Sonrasında evime dönüp...
EN KAHRAMAN RIDVAN
Türkiye’de yerli çizgi romanlarda ağır basan ve öne çıkan tür, 1940’larda Çocuk Haftası dergisindeki tekil örneklerle başlayıp 1950’lerde günlük gazetelerde önce Ratip Tahir Burak, ardından Suat Yalaz ve diğerlerinin çalışmalarıyla ivmelenerek gelişen ‘at binen, kılıç kuşanan’ tarihsel kahraman serüveni çizgi romanlarıdır. Ancak, ‘at binen, kılıç kuşanan’ tarihsel kahraman serüveni çizgi romanlarının yanı sıra, ilk kayda...
BİAT KÜLTÜRÜNÜN “ENTELEKTÜEL” AKTÖRLERİ
“Yapmamayı tercih ederim!” diyemeyen, biat kültürünün “entelektüel” aktörlerine… Attilâ İlhan’ın yetmişli yıllarda, kendi mahallesinde pek sevilmediğini okumuştum bir yerlerde. Sol’un bütün sürümlerinin öğrenilmesini önerdiği ve kendi mahallesini içeriden eleştirdiği için. Bugünlerde ise, ortada ne yazık ki ne içeriden ne dışarıdan eleştirilecek kayda değer bir sol program bile yok! Bunu söylerken, iyi niyetli ve özverili çabalar...
Gece Yarısı Kütüphanesi: Kaos ve Olasılıkların İntihar İhtimalinin Popüler Felsefesi
“Yaşam nedir ve başka türlü yaşanabilir miydi?” Matt Haig’in Gece Yarısı Kütüphanesi (i) adlı romanı, çağdaş edebiyatın sık sık dönüp baktığı bu kadim soruların etrafında dönen bir kitap. Varoluş ve ihtimaller üzerine kurulu olan roman, intiharın eşiğindeki Nora Seed’in yaşamla ölüm arasındaki belirsiz bir mekânda, sonsuz alternatif hayatları deneyimleme fırsatına kavuşması üzerinden ilerliyor. Ancak bu...
SUNDANCE KID: ROBERT REDFORD
Telefon etti. Sesi çok üzgündü.” Bir türlü bağlayamıyorum, ne yapsak olmuyor bir sahnenin kurgusu. Rica etsem bir bakabilir misin acaba? Takıldık kaldık kurgu öylece durdu. Filimi bitiremiyorum. George yardımına ihtiyacım var.” dedi. Çaresizliği sesine yansımıştı. “Tamam yarın stüdyoya geliyorum. Öğleden sonra 3 de oradayım” dedim. Aramızda 1400 milden fazla vardı. Ama gitmeliydim, ilk filmini yapanların...
THEODOR WİESENGRUND ADORNO: AYDINLANMA VE KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ
Estetik Modernizm, sanatın romantik devrimle başlayan özetleşme sürecinin bir sonucu olarak kabul edilmektedir. Sanatın özerkleşme sürecindeki en kesin araştırmaları yapan düşünür, Baudelaire dir. Baudelaire, burjuvazinin kurduğu rejime özgü tüm kavramlara, kamuya, topluma, ulusal uygarlığa, bilime ve kurumsallaşmış sanata karşıdır. Adorno, Baudelaire‘nin tezlerini inceleyerek, sanatın ancak özerklik sayesinde siyasal ve toplumsal bir öz kazandığını ifade etmiştir....
TRAJEDİNİN SUSKUNLUĞU: ANLATININ -GÜCÜNÜ KAYBEDEN- İFADESİZLİĞİ
Özgür ol[a]mayan düşünce kendisini kendi kavramlardan soyutlayarak, kurtarabilme süreci XVII. yüzyıldaki ‘aydın’ tanımlanmasından bu yana, kendi kurallarını kendi içine hapsederek ‘deney yaratmak’ ve ‘simgeci görüntü’yü kullanabilmeyle koşul[lu] bir öneri haline ‘özgürlüğe ulaşma tekniği’ konusunda Rus düşünürleri temelden sarsacak yeni önermeler sunuyordu. İçe/içeriye dönük olan ve kapanan simge‘nin, biçim düzeyinde alınıp, anlatının her türlü işlevinde [resim/sinema/heykel/mimari/edebiyat/tiyatro]...









