Nehrin varlığıdır nehir Akışında tarih Çağlayışında şimdiki zaman Uçurumun hafızasında yazılıdır Masal ve kavram Hüznün varlığıdır hüzün Yolcularken duruşu nesnelerin Askıda ölmüş babanın yıllarca giydiğin ceketi Masada tarih düşülmemiş sayfası defterin Özlerken durur saat Töz ve zaman Zehrin varlığıdır zehir İntiharın acelecidir Nabzın saygılı Susmuyor ki kuşlar Kuşlar susmuyor ki Çekiliyor ellerinden...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Yazar: Nihat Ateş
Mezarcılar (Şiir)
Öfkeyle kazıyor kazmacı çabuk çabuk. Korkuyor Ay’dan, çukura vuran gölgesinden. Öldük kurtulamadık şu hayattan… Gizlice gömülecekmiş büyük büyük bir adam. Fısıltıyla söylüyor ilahisini: Korkma günden geceden Rüzgâr geçer can kafesinden Aşkından tanır seni toprak Sorma kim sağ iken ölen. Yetişemiyor cılız kürekçi. Çukurda dağ oldu toprak. Titriyor kolları, dizleri çözük. Çıkmamıştı yaşarken de yerin altından....
Evcil (Şiir)
Bırakıp beni gidişini hatırlamıyorum. Uzak uzak uzak bu dağ yamacına kadar susmanı, Yıldızların uğultusunu, öğrenememiştim henüz. Ormanın arzusundan kendine kıyan bulutların, kirli bir derede yüzen kuşların, gökyüzünü unuttuğunu bilmiyordum. Şubat günlerinden kopup gelen çığın canımı bağışlamasını, Titreye titreye sığındığım ve durmadan seni anlattığım mağaranın, yalnızlığımı alışını yaşamamıştım. “Umut etmek için unutmak gerek” dedi her şeyi...
Sağcılığın ‘Kitsch’ Sanatı
Şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başında bulunduğu AKP iktidarının ikinci dönemine denk gelen süreçte, “Sınıfsal arka planımızı sağlamlaştırıyoruz” diyordu. Bu sınıfsal arka plan hemen akla geldiği gibi MÜSİAD ve Anadolu Kaplanları’ndan çok, Türk Sağ İktidarları ve Sağcı Kültür adlı yazımızda belirttiğimiz gibi “lümpenden kendilerine göre burjuvalığa terfi eden az eğitilmiş toplum katlarının politikleşen grupları”ydı. AKP...
Türk Sağ İktidarları ve “Sağcı” Kültür
Bir adamın standart, prototip Türk olduğunu şuradan anlarım, yani şuna bakarım: Bir adam aklını çok beğeniyorsa; aklını, fikrini çok beğeniyorsa, o Türktür kesin, onun başka bir şey olma ihtimali pek yok. Bir de her şeyi bildiği kanaati varsa, o Türktür; Türkün de sağcısıdır. Hiç şüphe yok sağcıdır, her şeyi biliyordur. (1) Yeni Zelanda’da yaşanan alçakça...
Eleştirinin İşçisi: Asım Bezirci
Eleştiri tanıştırır 2 Temmuz 1993 tarihinde bu ülkenin yurttaşları; yurdum dedikleri Anadolu’da bulunan tarihi bir kentte, Sivas’ta, büyük bir kıyıma tanıklık etti. İsyankâr halk ozanı Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri kapsamında kentte bulanan aydın ve sanatçılar, bu ülkenin kuruluşundan beri eksik olmayan dinci gericiliğin nefretiyle öldürüldü. Tam 33 insan, büyük bir dinci kitle tarafından kıstırıldıkları...
Dersu Uzala: Adnan Özyalçıner
Hepimiz biliriz Akira Kurosava’nın unutulmaz filmi Dersu Uzala‘yı… Yalnız avcının yaşlandıkça doğa ile kurduğu dostluğun, ona duyduğu büyük tutkunun altında aslında nasıl bir var olma mücadelesinin yattığını gösteriyordu bize Kurosawa. Tek taraflı bir dostluk ve adanıştır bu. Doğanın avcıdan böyle bir talebi yoktur; Dersu ona gelmiştir. Yalnızlığın ve doğaya adanışın gerektirdiği koşulları bedeninde taşıdıkça bir...
Karşılaştırmalı Edebiyatın Olanakları ve Sınırları(*)
Zoran Zivkoviç’in “Armağan Zamanlar”ında Ziyaretçi olarak adlandırılan doğaüstü bir karakter, çeşitli mesleklerden insanları ziyaret ederek onları geleceğe, gerektiğinde de geçmişe doğru yolculuklara çıkarır. Ziyaret ettiği kişilerden biri de antik dilbilim uzmanı bir akademisyen bilim insanıdır. Üniversitenin eskiden ardiye olarak kullanılan bir bodrum katına atılmıştır. Artık antik dilbilim ile kimsenin bir işi kalmamıştır. Ziyaretçi bu bilim...
Yaşamın Sanatlaştırılması
Özellikle 80’li yıllarda başlayıp bugüne kadar romanımızda süren etkilerden birinin de 60’lı ve 70’li yıllarda devrimci mücadelenin içinde bulunmuş insanların yazar, özellikle de romancı olarak bu dönemde yaşadıklarını romanlarında, öykülerinde aktarma çabalarıyla ilgili olduğunu gördük. Çoğu da bildiğimiz gibi bu yaşadıklarını; solu, solcuyu, sol mücadeleyi aşağılamak, karalamak için kullandı. (Bunda, ne kadar karalar, aşağılarlarsa, edebiyat...