uzun parmaklarıyla eğirsin ömür ipliğimi kaderin kızları başımın çevresinde defne yaprakları ben yürürken dikilsin beyaz elbisem ben yürürken sökülsün ardım biri gelsin otursun balkonda bıraktım sandalyeyi biri gelsin kapağını kaldırsın tezgahta bıraktım yaptığım yemeği zehrini aldım şarabımı saldım çapaladım suladım omcaları biri gelsin biri gelsin ben geçtim penceremde fesleğen...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Ana Sayfa
Gülümser Çankaya
Yazar: Gülümser Çankaya
Naif (Şiir)
incirin içinde kurt var ısırdım ekmeğin kâbus gibi bozulan et kurt kaynıyor bir umudu çalmak ne kadar kolay avakado kumruları ne kadar naif çevreye bakındım hiçbir zaman net yanıtlar bulamadım öngörülmez şeylerdi kaygan taşlar toplanan dağılan açılan kapanan bezgin ya da kaygılı düşmanca bir ihtiyatla dikiliyordu çatılar ve yollar kayboluyordu son bir kavisle ...