tatlı şurup kaldım kavun kokulu saf su ile çalkalandım. zehri sağılmış yılan kadar tehlikesiz. siniri alınmış diş kadar sancısızım öfkemi kaybedeli ahşap bir çan kaldım pencere önünde tok sesli öfkemle biz parmaklarını birbirine takmış iki tırmıktık. iki bezelye kabuğunda iki muhafızdık sınırda şimdi gelseler ki geldiler sınırları aşsalar ki hoyratça vursalar kırsalar yalan...
Son Yazılar:
“REWIND / SLOVENYA” SERGİSİ 6 KASIM’DA CERMODERN’DE
ARTWEEKS: SANAT FARKLI BİR VAROLUŞ TARZIDIR
Bir Anlam İnşa Etme Kılavuzu
Gotik Kalkışmanın İzinde
Offspace: Sanatı Sıradışı Mekanlara Taşıyan Yeni Nesil Pop-Up Galeri
ÖZGÜR BALLI İLE YAPAY ZEKA VE DİJİTAL SANAT ÜZERİNE
DEVRİMDEN KARŞI DEVRİME, KARŞI DEVRİMDEN YENİDEN KURULUŞA
Nihat Özdal’ın Umami’si Üzerine
Eksanat Sanat Seçkisi 2 Çıktı
Zeki Demirkubuz’un Objektifinden: 1 Kasım’da CerModern’de Açılıyor
“Elit” ve Türevi Sözcüklerin Çeviride Yarattığı Zorluklar
Hafızanın Kartografyası: Nilhan Sesalan’ın Maddenin Poetikası Üzerine
7 ve anne (Şiir)
Jandarma (Şiir)
İçeriden Dışarıya: Bayburtlu Kadınlardan Hikâyeler
Yeni Kitap // Spinoza Marx’la Buluştuğunda // Tracie Matysik
GÜNEŞE UÇAN KANATLAR
İçteki Putların Çağı: Asaf Hâlet Çelebi’nin “İbrâhim” Şiiri Üzerine Bir Okuma
Ankara Film Festivali’nde ‘Taptaze’ filmler
Yazar: Gülümser Çankaya
MOİRALAR (ŞİİR)
uzun parmaklarıyla eğirsin ömür ipliğimi kaderin kızları başımın çevresinde defne yaprakları ben yürürken dikilsin beyaz elbisem ben yürürken sökülsün ardım biri gelsin otursun balkonda bıraktım sandalyeyi biri gelsin kapağını kaldırsın tezgahta bıraktım yaptığım yemeği zehrini aldım şarabımı saldım çapaladım suladım omcaları biri gelsin biri gelsin ben geçtim penceremde fesleğen...
Naif (Şiir)
incirin içinde kurt var ısırdım ekmeğin kâbus gibi bozulan et kurt kaynıyor bir umudu çalmak ne kadar kolay avakado kumruları ne kadar naif çevreye bakındım hiçbir zaman net yanıtlar bulamadım öngörülmez şeylerdi kaygan taşlar toplanan dağılan açılan kapanan bezgin ya da kaygılı düşmanca bir ihtiyatla dikiliyordu çatılar ve yollar kayboluyordu son bir kavisle ...


