Ana Sayfa Ertekin Akpınar

Yazar: Ertekin Akpınar

Yazı
Baro Cengiz ile Sonsuz Tefrika

Baro Cengiz ile Sonsuz Tefrika

Smyrna’nın, Tenekeli Mahallesi’nde sokak aralarında, kavga ederek büyümüş. Okuduğu liselerden atılmış. Avrupa, Uzak Doğu, Afrika, Latin Amerika ülkelerinin ve Amerika’nın sokaklarında gitar çalarak yaşamış. Flamenko öğrenebilmek için, İspanyol Çingenelerinin arasında dalmış. İngiliz, Romen, Bulgar, Hollandalı Çingenelerle harikulade müziklere imza atmış. Amsterdam’da, taksi şoförlüğü yaparken bolca Dostoyevski okumuş. Hollanda ve İzmir’de gitar konserleri vermiş. Hollanda’da komedi...

Yazı
YAVUZ ÖZKAN: DERİN BİR ANAFOR

YAVUZ ÖZKAN: DERİN BİR ANAFOR

gülüşünüz bir mağaranın karalık tarihini aşıyor artık-Turgut Uyar Unutamadığım ve unutamayacağım bir yürüyüşü hatırlıyorum. Özlemlerimizin, tutkularımızın ve hayat üzerine arayışlarımızı konuştuğumuz, o yürüyüşü hatırlıyorum. Unutulmaz sözcükler konuşmuştuk o yürüyüşte. O sözcüklerin hepsini sakladım. Atilla İlhan’ın, söylediği gibi, ‘mıh’ gibi sakladım. Hayatı iliklerime kadar hissettiğim o yürüyüşü hiç unutmadım. Unutamam da. O yürüyüşten, çok şey öğrendim....

Yazı
İYİLİK: BİR ÖLÜM ARKEOLOJİSİ

İYİLİK: BİR ÖLÜM ARKEOLOJİSİ

[Kanser olduğum bana bildirildikten sonra şunu düşündüm; bunu hak edecek ne yaptım?] Susan Sontag, Rolling Stone söyleşisinden [Hırpalandığım için oldu zaten bunlar. Bunca zaman hep hırpalandığım için.]-İyilik, s. 189 “Buraya kadar olduğu bildiğim hayatın kalanını yaşamak.” s. 53. Bu, bir roman için çok fazla bir kilit cümle. Aynı zamanda sahici ve içten bir dil. Aylardır,...

Yazı
Yalnız Bir Simurg: Oğuz Adanır

Yalnız Bir Simurg: Oğuz Adanır

1989 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü’nde, öğrenciliğime başladım. [Alsancak Stadı’nın yanındaki barakalarda.] Hayatımın, en özel ve en güzel dört yılını [1989-1993] o ders sıralarında, bahçesinde, kütüphanesinde ve kantininde geçirdim. Lisans eğitimim, birinci ve ikinci sınıfımda, Oğuz Adanır’dan ders almadım. Ders dışından kalan zamanım çoğunu, ikinci kattaki kütüphanede çalışarak geçirdiğim için, kendisiyle...

Yazı
HER ŞEY ÇOK DAĞINIK: YAVUZ ÖZKAN’SIZLIK

HER ŞEY ÇOK DAĞINIK: YAVUZ ÖZKAN’SIZLIK

Dünya’dan gittiğiniz günden beri, kalbim ağrıyor. Hayattan bu kaçıncı sekişim, bilmiyorum. Hala nasıl yaşıyorum, onu da bilmiyorum. Nasıl bir güç varsa bu köhne kalbimde… Bu halde beni görseydiniz, çok kızardınız. “Boşuna izlemişsin filmlerimi, seninle konuşarak nefesimi gereksiz tüketmişim” derdiniz. Bundan eminim. O çünkü, Yavuz Özkan’dı.  Güçlüydü, çok güçlüydü. Güçlü olmanın ne demek olduğunu, bana öğretendi....

Yazı
BEKÇİ:14 HAZİRAN’DA SİNEMALARDA…

BEKÇİ:14 HAZİRAN’DA SİNEMALARDA…

B Yönetmenliğini ve senaristliğini Durmuş Akbulut’un yaptığı, İde Yapım’ın yapımcılığını üstlendiği Bekçi, 14 Haziran 2019 tarihinde gösterime giriyor… İlk gösterimi 37. İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirilen Bekçi, 29. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin de Ulusal Yarışma bölümünde festival seyircisiyle buluşmuştu. Kadrosunda, geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz usta oyuncu Turan Özdemir’in yanı sıra Koray Ergun, Pelin Ermiş, Serhan Süsler ve...

Yazı
DÜNYA[LARIMIZ]DAN BİR AKTÖR GEÇTİ: TURAN ÖZDEMİR

DÜNYA[LARIMIZ]DAN BİR AKTÖR GEÇTİ: TURAN ÖZDEMİR

2014 yılıydı. Yönetmen dostum Durmuş Akbulut ilk uzun metraj filmi, Bekçi’yi çekecekti. Senaryo, yer/mekan, oyuncular üzerine uzun uzun konuşuyorduk. Aklında filmin sadece bir tek sahnesinde olmayan, diğer bütün sahnelerinde oynayacak bir oyuncuyu arıyordu. Durmuş’un aklından geçen oyuncular vardı. Ama aklına bir türlü, ‘Bekçi’ karakterine uygun bir oyuncuyu tam olarak oturmuyordu. Bir gün Durmuş telefon edip,...

Yazı
DURMUŞ AKBULUT: “BEKÇİ FİLMİMDE, RESME OLAN İLGİMİ SONUNA DEK GÖSTERDİM.”

DURMUŞ AKBULUT: “BEKÇİ FİLMİMDE, RESME OLAN İLGİMİ SONUNA DEK GÖSTERDİM.”

Senarist-Yönetmen dostum Durmuş Akbulut’u, “bir ayrıntı işçisi olarak” tanımlamak yanlış olmaz. Resim, edebiyat, senaryo alanları üzerine kendisiyle yapılan bir söyleşi sırasında şunları söylüyor: “Sinema edebiyatın en zeki çocuğu, resmin asil kardeşi, mimarinin yakın akrabası, sosyolojinin sıkı dostu, psikolojininse tedaviye en iyi cevap veren hastasıdır.” Akbulut’un bu tespitine katılmamak elde değil. Ressamlar üzerine yaptığı belgesellerin yanı...

Yazı
Ömer Kavur: Bir Duygunun Kısa Anıları/Anları…

Ömer Kavur: Bir Duygunun Kısa Anıları/Anları…

1988 yılıydı. Lise 2. sınıftaydım. Gece Yolculuğu vizyona girmişti. Hiç unutmuyorum o filmi izlemek için ailemden habersiz, Adapazarı’ndan bir trene binip Haydarpaşa’da inip, Karaköy’den Beyoğlu’na çıkmıştım. Beyoğlu Fitaş Sineması’nda o filmi izlediğimde adını koyamadığım -gerçi hala Ömer Kavur filmlerine karşı aynı duyguyu hissediyorum- bir ruh hali içindeydim. Tuhaftı ama gerçek dışı değildi. Peki ne kadar...

Yazı
HEPSİYDİ: KONT, ŞÖVALYE VE KEŞİŞ

HEPSİYDİ: KONT, ŞÖVALYE VE KEŞİŞ

Bir Fotoğraftan Kısa Anılar… – 2 1991 yılının, Nisan ayıydı. İzmir’den, İstanbul’a İstanbul Film Festivali’ne gitmiştim. Giovanni Scognamillo’yla, Beyoğlu’nda tanıştım. Lakabı, ‘Beyoğlu Kontu’ydu ama benim gözümde, bir ‘Şövalye’ydi ve beni sarsan bir sinema belleği vardı. Hatırlıyorum; Bir Levantenin Beyoğlu Anıları kitabını su içer gibi okumuştum. Türk Sinema Tarihi kitabı zaten ders kitabımdı. Dostluğumuz, 2016 yılında...