Melike Uzun tıpkı Kürar’da yaptığı gibi Soğuk ve Temiz’de de hikâyeyi bölümleme yaparak anlatmayı tercih etmiş. Bütün bunlar romanın içindeki yan hikâyelerin tematik bağlamda ayrıntısı olarak karışımıza çıkıyor. Kimsenin kendi hayatını yaşayamayışının, Defne dışında herkesin birilerinin hayatını meşgul etmeyi sevişinin romanı bu. Nar ağacını izleyerek umut bulmanın, yeni bir hayatın kahkahasının, parçalanmış bir aynada parçalanmış...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Litera
İmgeci Sosyalist Şiir ve Artistik Realite
İmgeci sosyalist şiire göre, şiir, poetik imgelerin, bir ya da daha çok izlek etrafında, metinsel bütünlük oluşturacak şekilde örgütlenmesidir. Bu tanımdan da çıkarsanabileceği gibi, imgeci sosyalist şiire göre, Şiir’in temel birimi poetik imge’dir. Çünkü Şiir, doğal dil (gidimli dil) içinde şair özne tarafından geliştirilen özerk bir üst dildir (metalanguage). Bu da poetik imgeler aracılığıyla, doğal...
GÜNÜMÜZ ÖYKÜSÜNDE YAZINSAL YOLCULUĞUN ROTASI
Öykü yazarı tam da “buldum” dediği anda yitirdiği kahraman için bambaşka bir öyküde ağıtlar yakabilir, ancak kayboluşun; anlatılanla paralel olarak ortaya çıkan o “yok oluşun” hazzını yalnızca kendisiyle paylaşacaktır. Öncelikle bir okur gözüyle belirtmem gerekenlerden yola çıkmalıyım. Öykücü, bir olay aktaran, kısa da olsa bir serüvene çağıran kimliğin ötesine geçmiştir bugün. Bir kimliği, bir iç...
Beklenilemeyen ve Tarif Edilemeyenin Korkusu
Oldukça garip su altı canlıları olan siphonophorelar görünüş olarak denizanalarını anımsatır. Tek bir canlı organizma değil, kendilerini klonlayarak çoğaltan, birçok farklı klondan oluşan ve tek başına hareket eden bir bütündür. Çocukluk zamanlarımda, geceleri yatağıma yattığımda kurguladığım bir fantezim, aklıma geldikçe beni hala ürpertir. Fantezi diyorum çünkü kurguladığım korku, çevresel etkenlerden ya da popüler korku kültüründen...
NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜNÜ KRALDAN KABUL EDİN!
Nobel Tolstoy’u ödüle aday gösterince yerleşik fikirler ve kurumlarla başı hoş olmayan Tolstoy paranın hayırdan ziyade kötülük getireceği inancıyla duruma müdahale eder ve sonuçta ödül (ölümünden bir yıl önce) İtalyan şair Giosue Carducci’ye verilir. 2016 yapımı “El Ciudadano Ilustre” (Saygın Vatandas) adlı filmin açılış sahnesinde kurgusal Arjantinli yazar Daniel Mantovani Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasını yapmak...
Poetik İmge Nedir?
Şiir’de “İmge” Nedir, Nasıl Kurulur? Felsefi anlamda imgenin tanımı, “Nesnel gerçekliğin insan zihnindeki yansımaları” şeklindedir (Felsefe Sözlüğü/ Orhan Hançerlioğlu). Yani “gece imgesi” denilebilir felsefi anlamda, ama Şiir’de “gece” sözcüğü tek başına imge olmaz, çünkü Şiir’de bahsedilen imge, bir başka deyişle “poetik imge” farklı bir anlam içermektedir. Çünkü “gece” dediğimiz zaman herkeste benzer çağrışımlar oluşur, ama...
VICTOR HUGO: Vicdan Epiği
Victor Hugo, Sefiller’de metropolün kuytularının, ara sokaklarının ruhunu yakalamaya çalışmıştır; gözden uzak kalan, refah içinde yaşayanların görmezden geldiği, görüp de umursamadığı ezilenlerin, ezilirken bile en altta kalanların, en altta kalmamak için yasa dışına çıkanların yaşamlarını izler ve gözler önüne serer. Sefiller’i neden okumalıyız? Bu önemli bir soru. Bu sorunun peşine düşerek, edebi bir sorunun nasıl...
Hazzın günahı mı yoksa çalışmanın mı?
Tıpkı “Yengeç Dönencesi” kitabındaki gibi, “Clichy’de Sessiz Günler”de Henry Miller’ın Paris yıllarının izlerini taşır. Serseri bir hayatın hikayesi anlatılır bu kitaplarda. Nereye savrulacağı belli olmayan ama savrulacağı yerin nasıl olacağının bilindiği bir hayat… Max Horkheimer ve Theodor Adorno’nun 1956 yılında yeni bir Komünist Manifesto yazma niyetiyle gerçekleştirdikleri, üç hafta süren tartışmaları bir kitapta toplanmış ve...
Nâzım Hikmet Putları Yıkıyor!
Ahmet Haşim’in Nâzım Hikmet’e kini çok öncelere dayanıyordu. Bu kinin ilk ayağı Nâzım Hikmet’in Mehmet Emin’in milli şair olamayacağına dair yazdığı makaledir. Gerçekten de Nâzım Hikmet edebiyatta putları yıkıyordu. Bu kadar düşman kazanması da olağandı. Nâzım Hikmet deyince akla ilk gelen özelliklerden biri de onun gerek edebi gerek de siyasal alanda bulunduğu noktaya dövüşerek, bedel...
‘Sırça Köşk’te Sabahattin Ali Öykücülüğü
‘Sırça Köşk’ (1947), Sabahattin Ali’nin (1907-1948) 5. ve son öykü kitabı. Kitabın son bölümünde masallara da yer verilmiş. Üçüncü tekilden anlatılan ‘Portakal’ (1944) adlı öykü, bir denizcilik öyküsü. Bu izleği, Sabahattin Ali’nin ilk öykü kitabı olan ‘Değirmen’deki ‘Bir Gemici Hikayesi’nde de görüyoruz. Portakal sandıklarını gemiye yüklemek isteyenler, kaptanı ve diğerlerini ikna etmekte zorlanır. Gemi tıka...