” İnsan daima anımsar”* ” İnsan üç beş damla kan ve binbir endişedir”** Sadi Şirazi’nin insan nedir sorusuna verdiği yanıtın yanına keder ve acıdır da rahatlıkla eklenebilir. İnsan doğduğu günden öldüğü ana kadar binbir türlü acıdan ve kederden geçerek adeta yaşamanın gerekliliğini ve bunun sonuçlarını yerine getirmiş olur. Aynı durumu insan olmayan canlılar içinde...
Son Yazılar:
‘üst’ün olmaya dair içsel çelişkiler
MOLACUNDA’DA “SANATLA MOLA 3”
Şahsi Bayramlar ve Bazı Sıradan Anlar (Şiir)
Doğunun Rodin’i: Ali Ghahari Kermani
METAMODERN ESTETİK
Odalık (Şiir)
YENİ SUPERMAN FİLMİ FİLİSTİN YANLISI MI?
“Chi Art Gallery Summer Selection: One”
HİKÂYE (ŞİİR)
Viraneler de Ağlar (Şiir)
Bedreddin’den Gezi’ye- Anadolu’da Halkçı Kültürün Şafağı ve Tasfiye Girişimi (1)
Robinsonad (Şiir)
Okul Şiiri
Saf Laylom (Şiir)
KORİKOS KALESİNDE KAÇ AKŞAM (ŞİİR)
Uriel’in Izdırabı (Şiir)
Yazma Oyunu
PEKİ SUNUCU KİM OLACAKTI? BEN GAZZARA
SIFIRDA YÜZMEK (ŞİİR)
Kategori: Litera
Bay Konsolos: Aynı Düşü Gören Bir Kasaba
Mahmut Şenol’un ilk çalışması Phaselis Adağı’yla 2003’de başlamış yazarlık serüveninde ikinci eseri olarak tanıdığımız Bay Konsolos başlıklı romanı, 2005 yılında ¨Altın Kitaplar yayınevi¨ tarafından basılıp yayınlanmıştı. Bay Konsolos, geçenlerde yapılmış ikinci baskısına ulaşana kadar boş durmuş değildi, tiyatro eseri de oldu, bildiğimizce İstanbul Şehir Tiyatroları ve nihayet Devlet Tiyatrolarında repertuara alındı; sahnelenmeyi bekliyordu. Dünyanın gelmiş...
Sovyet Şarkı Yazarı Solovyov-Sedoy ve Moskova Geceleri
Hani şu şartlı refleksiyle meşhur İvan Pavlov, 1930’larda Leningrad Konservatuarında bir deney yapar. Bestecilerin diğer insanlardan farklı psikolojik ve fizyolojik karakteristiklerini saptamak üzere yapılan deney Pavlov’a şunu gösterir: “Bestecilerin hiçbir özelliği yok. Sıradan, normal insanlar hepsi.” “Moskova Geceleri” şarkısını çok kimsenin bildiği, adını Rusya’yla ilgilenenler dışında kimsenin pek bilmediği Vasili Solovyov-Sedoy anlatıyor bu deneyi, 74...
Elmalar (Öykü)
Güzel kış sabahında hava sıcak, yerdeki birikmiş kar ayna gibi yansıtıyor güneş ışığını. Çatıların buzu eriyor, damla damla düşüyor karın üstüne. Annem payizden sandığa koyduğu elmalardan birkaçını çıkarmış. Evin kokusuna baskınlığıyla ekşi elma kokusu yayılmış. Elmaların kokusu, renginin yeşili kadar keskin. Tatları akşamı bekleyecek olan keskin elmaların kokusunu evde bırakıp dışarı çıkıyorum. Kış olduğundan hayvanlar...
YER İLE GÖK ARASINDAKİ UYUM: KLASİK MÜZİK
“Dünya hiç olmasaydı bile müzik var olurdu.”[1] Biraz “abartılı” bulsam da; Yehudi Menuhin’nin, “Her insanın doğasında olan, yaratılıştan gelen şeyin yalnızca müzik olduğunu düşünebilirim,” saptamasına müthiş bir değer atfederim; tabii Pierre Beaumarchais’nin, “Bugünlerde söylenmeye değmeyecek sözler şarkı yapılıyor,” uyarısını da “es” geçmeden… Soru(n)ların ortasında “Güncel müzik nedir, nasıldır” sorusuna yanıtın, “Madonna’nın ‘Kötü Müzik, Cafcaflı Şov’uyla… müziğini bu...
TAK TAK (ŞİİR)
Neyi anımsıyorsun şimdi Gökyüzüne çekiçle vurduğumda çıkan ses Ne hatırlatıyor sana? Sıkıntımı gürleyemedim ondandır Bir çekiç daha? Kekeleyen ellerimi nerden anlaman gerektiğini söylemeyeceğim Bundan böyle Hiçbir şey demeyeceğim sana. Dünya iltihaplı bir yer Bunu dudağının kenarında bırakıp Bana söyleyemediklerinin yarasından anlıyorum Yukarıdan ayartıp aşağıdan terk ettiğinden beri Aşağı yukarı iyi bir insanım ben. Yüzüne rastlamaktan...
Kapı Aralığındaki Konuşma (Şiirler)
KAPI ARALIĞINDAKİ KONUŞMA Sabahın saat beşinde çalıyorum kapısını adamın. Kapıdan sesleniyorum: Siliska Caddesi’ndeki hastanede bir asker, oğlunuz, ölüyor. Adam kapıyı yarım aralıyor kilidin zincirini çıkarmıyor. Adamın arkasında karısı titriyor. Diyorum: Oğlunuz annesini çağırıyor Adam: Annesi gelmeyecek, diyor. Adamın arkasında kadın titriyor. Diyorum: Doktor şarap vermemize izin verdi oğlunuza. Adam: Bekleyin lütfen, diyor....
Tanrı’nın Eli (Öykü)
Tanrı’nın ya da üstün bir gücün varlığını hissettiğim günlerden biriydi. Siz, adına ne dersiniz bilmiyorum. Belki de Tanrı’nın kendisi değil de bir melekti. Fakat konumuz bu değil. Size anlatmak üzere olduğum olay gerçekleştiğinde, bir şeyin ya da bir kişinin beni gözettiğini hissettim. Bir şey, beni korumak için oradaydı. Seni neyden koruyacak, diye sorabilirsiniz. Cevabı çok...
BUZ
İnsan türünün özüne sinmiş bir kara zehir, bir irin var. Tüm bu korkunç hikâye cennetten kovulmamızla mı başladı yoksa atalarımızın alet yapmayı başardığı karanlık bir mağara çukurunda mı, bilinmez. Binyıllardır bitmez bir dehşet, korku, kıyım, yıkım hikâyesi. Savaşlar, sürgünler, göçler, kurulup/yıkılan şehirler, yazılan ve yakılan kitaplar, halkalı zincirden panoptikon’a kapatılmalar, aşağılamalar ve eziyetler tarihi. İnsanlık...
BİR GÜNLÜK, BİR HAYAT
Çocukluğumdan beri hep günlük tuttum; bazı günler daha uzun, bazı günler daha kısa… Her gece ajandama o gün hayatımda, ülkede veya dünyada önemli bir şey olduysa üç beş satırla karaladım; hayatıma geri dönüp de baktığımda yaşadıklarımı hatırlayabileyim diye. İnsan yıllar boyu her gün olan bitene dair bir şeyler karalayınca, beklenmedik derecede tuhaf çıkarımlarda bulunabiliyor hayatına...