“Kölelerin çoğunun akıllı, cesur ve hatta filozof olduklarına ilişkin yeterli kanıt vardır” Macrobius Ezilenler, toplumsaldır/apaçıktır. Bir insan ezilen olabilirken bir diğer insan ezen olabilir. Ezilen sadece insan mıdır? Nerede bir trajik unsur varsa orada ezilme olduğu anlamına mı geliyor? Gizemli veya antik bir bilge, mesela Diyojen’in lambası karanlıkta kalmış köleleri gösterirken, köpek de “kinik”leri ifade eder....
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Kritik
Şiir Erkini Yıkmanın Anatomisi
Bir şiir ile bir başka şiiri niteliksel olarak kıyaslamak, temelde bir atı diğeri ile hız üzerinden kıyaslamak ile aynı düzlemde, kapitalist ekonominin rekabetçi algısına koşuttur. Ödüllendirmek, üst konumundaki biri ya da birilerinin, ast konumundaki biri ya da birilerine övgü lütuf etmesidir. Yani her şeyden önce iki birey arasında hiyerarşi kurar ki hiyerarşi insani değildir, dolayısıyla...
Sanat, Eylemsizlik ve Siyaset (2. kısım)
Sanat, gerektiği takdirde ve bazı durumlarda, aynı zamanda siyasi bir önem kazanabilen, estetik bir tür insan faaliyeti değildir. Sanat kendi başına politiktir; çünkü işlevsiz insanın duyularını ve olağan eylemlerini tasarlayan ve uygulayan bir faaliyettir ve böylece onları yeni olası kullanımlara açar. Yücelik aygıtı, boş tahtın ihtişamında mükemmel monogramını bulur. Amacı, hükümet mekanizmasında kutsallığın nihai gizemini...
Fener-Balat’a Rağbet: Bitpazarına Neon Işıklandırma
Taksim artık laik orta sınıfın, cuma ve cumartesi geceleri eğlenmeye çıkan ofis-plaza çalışanlarının deşarj olabileceği bir cazibe merkezi olmaktan çıktı. O popülist tabirle ifade edersek “Araplaştı”, Arap turistlerin alışveriş ve konaklama ihtiyaçları doğrultusunda akına uğradı. Hepimizin malumu Türkiye’de hayli uzun süredir sosyokültürel bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün kent ayağı da iktidarca “Beyaz Türkler” söylemine bir...
Dönüşlü Düşünce
Kararlı bir hale gelen, oluşan ve mevcudiyet kazanan herhangi bir madde için artık yokluk imkânsız gibidir; o düzensizlik içerisinde dahi bir düzenin/bütünün parçası olarak devam eder. Şeyler aynı zamanda kendi dışındakilerle de bir bütündür. O’nun farklı yapılarda farklı görünümler elde etmesi, başka mekânlarda başka bir manada neşet ve tezahür etmesi var olmadığı anlamına gelmez,...
Cengiz Gündoğdu’dan Eleştiri Şimşekleri
Ele-avuca sığmaz eleştirmen Cengiz Gündoğdu’nun Eleştiri adlı yapıtının birinci baskısını yıllar önce okumuştum. İncecik bir kitaptı. Boyutlarıyla ters orantılı biçimde etkileyiciydi ama. Nesnel-toplumsalcı eleştirinin hangi yollarla/yordamlarla mümkün olabileceğini, çok başka, benzerine kolay rastlanamaz bir biçemle gösteriyordu. Bir sanat-edebiyat yapıtına, hangi yöntembilimsel tutumla, hangi duyarlık açılarından nasıl sokulacağımızı, o “ışıldak-kitap”, bir bir, tâne tâne anlatıyordu. Sanat-edebiyat...
En İyi Arkadaşım Performans Sanatçısı
G-20 zirvesindeki zombili performans insanları çok etkiledi. Sırf bundan dolayı performans diye bir sanatsal eylemin farkına varan insanlar oldu; şahidim. Aslında şirketlerin dünya üzerindeki sömürücü egemenliğine karşı politik bir protestoydu. Fakat estetikti; özellikle de 11 Eylül sonrası pıtrak gibi çoğalan zombi filmlerine bilinçli bir gönderme taşıyordu. Walking Dead… Mesaj çok açıktı: kapitalizm öldürür ve bizi...
T bizde kalsın Emrah Serbes(t)
Bizim kızgınlığımız hataya değil riyayadır. Ülkeye bakıyorum da birçok değerli yazarı ya hapislerde ya sürgünlerde ya da işkencehanelerde çürütmüşüz. Birçoğunun hikâyesini bizzat kendilerinden dinlediğinizde önce yayıncıların, burnu büyük editörlerin onları değersizleştirdiğini, toplumun kavrayışının çok üstünde yazdığı için yazdıkları satmayacak diye kitaplarını yayınlatmadıklarını duyarsınız. Gerçi bu yayıncıların büyük çoğunluğu oldukça akıllıdırlar. İyi insanı ve nitelikli edebiyatı...
YENİ DERGİ FURYASI: ONURLANDIRILMIŞ GÜÇSÜZLÜK
Türkiye’de edebiyat ve mizahı, “yüksek” kültür ile popüler kültürü harmanlayan böyle bir tarzın ilk örneklerini 1991 sonrası Leman dergisi çevresinde pişen Hayvan ve Öküz dergilerinde görüyoruz. Ot, Kafa, Fil, Bavul, Kafka… Listeyi uzatabiliriz. Mutlaka unuttuklarım vardır. Neşet Ertaş ile Mayakovski’nin, Ahmet Kaya ile Edit Piaf’ın, Tanpınar ile Proust’un, Acıların Kadını Bergen ile Oğuz Atay’ın, Turgut...
KATHI WEEKS: Feminizm ve İşin Reddi
Çoğumuzun iş ile ilgili sorunları var. Bulunduğumuz yere bağlı olarak, aşırı-çalışmadan, işsizlik ve eksik istihdama kadar -ekonominin en çok ve en az imtiyazlı kesimlerinde çok farklı bir şekilde yaşansa da- hepimizi kapsıyor. Marksist düşünce çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Evet, diğer entelektüel ve politik bağlarımın yanı sıra, kendimi bir Marksist olarak görüyorum. Kapitalist ekonomilerin ve toplumsal oluşumların...