“Dokuz on yaşlarındaydım. Evde babamın özel davetlileri yemeğe gelmişti. Babam ünlü bir sanayiciydi, arkadaşları da öyle…. büyük iş adamlarıydı. Masa kurulmuş hepimiz yerlerimizi almıştık, masada en az 14-15 kişi vardı. Babamın bir arkadaşı-oda ünlü bir sanayiciydi- hani konuşsun diye çocuğa soru sorarlar ya…bana döndü “Louis büyüyünce ne olacaksın?” diye sordu. Biraz düşündüm “ben film yapımcısı...
Son Yazılar:
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
MARILYN MONROE’NUN ETEĞİ NASIL ÇEKİLDİ?
Kategori: Kritik
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
Agnes Varda ile yıllar önce Behind The Camera TV dizisini yaparken New York’ta tanışmıştık. Yıllar boyu dostluğumuz devam etti. “Her gün evde mutfakta yemek yaparken tencerede o yemek pişerken ya da arada kat kat yufkayı dizer aralarına peynir koyar ve fırına yerleştirir börek olmasını beklerken bir gün kendimi Paris sokaklarında film yaparken buldum. Ve yıllardır...
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
İçimizdeki cevheri toplum ve düzen nasıl yok ediyor? Film bittiğinde içimde tarif edemediğim ince bir huzursuzluk vardı. İlk bakışta her şey olağanca haliyle “doğru”ydu, filmin ortaya kuvvetlice koyduğu eleştiri tam da çağımızı yansıtıyordu. Ama bir şeyler yanlış hissettiriyordu. Temelde bir şeyler… Biraz üzerine düşününce bunların neler olduğu konusunda zihnim daha da berraklaştı… ”Anaokulu Öğretmeni” (The...
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
Herzog, Peru’daki vahşi ormanlarda aylarca süren Aguerra filmi sırasında çekim koşullarına dayanamayan ve setten kaçan başrol oyuncusu Klaus Kinski’ye tabanca çekmiş, tabancayı ortalarına koymuş “çekime dönmezsen ben seni vururum ya da sen beni vur ve çeker gidersin” demiştir. “Sinema inanırlığını kaybediyor. İnsanlar sinemada gördükleri filmlerde kendi gözlerine gördüklerine inanmak istiyorlar. Special efektlerle, sinema hileleriyle yapılan...
HASSAS BİR CESEDİN ÜSTÜNDE TEPİNMEK: FERDİ TAYFUR’UN ÖLÜMÜ ÜZERİNE
1960’larda yahut 70’lerde doğanlar, eğer kırklı-ellili yaşlarını görebildiyseler, acayip ötesi bir Türkiye’de ve dünyada yaşadıklarını teslim edeceklerdir. 1974 muhtırası, Kıbrıs Çıkarması, 80 Darbesi, her türlüsünden terör, 28 Şubat Postmodern darbesi, ikiz kulelere uçak saldırısı, Türkiye-Rusya restleşmesi ve ardından barışılıp iş birliği yapılması, Türkiye-Mısır restleşmesi ve ardından gelen ikili barış süreci, 15 Temmuz Darbe girişimi, salgınlar,...
HOLLYWOOD FİLMLERİNİ KİM YAPIYOR? NÖROSİNEMA
Bugün artık Nöro Pazarlama teknikleri kullanılarak; ambalajından, grafik tasarımına, yapılan reklam filmlerine ürün tüketicinin beynine “al beni” diyebiliyor. Aralık 1895 tarihinde, Paris’in ünlü oteli Hotel Scribe nin zemin katındaki Grand Cafe’de özel davetlilere sunulan dünyadaki ilk sinema gösteriminden 130 yıl sonra bugünlerde sinema dünyasında büyük bir reform yaşamaktadır. Yapılan filmlerde ilk defa olarak seyirci ile...
Yoksulluğun Biçtiği Gök Ekin: Garbis Cancikyan
“Şiir vasatlığa yaşam hakkı tanımaz.” [Garbis Cancikyan] İstanbul Ermeni toplumuna mensup Garbis Cancikyan 1920 doğumludur, 1946’nın Şubat’ında verem hastalığına yenik düşerek yaşama veda eder. Ölümünün ardından 1950’de Ore Or (Günden Güne) başlığı altında şiirleri bir araya getirilip kitap olarak yayımlanır, kitap satışından elde edilen gelirle ona mezar yaptırılmak istenir. İlk şiiri 1939’da takma adla...
Ahmet Güneştekin: Rengarenk Hafıza ya da Şablonlaşmış Yordamlar
Örneğin hazır nesnelerle işler üreten ve Nazi Alman tarihiyle hesaplaşan Anselm Kiefer’in “grimsi” işlerine bakınca, Güneştekin’in yığıntılarının güçsüzlüğü ve renkle coşmuş görüntü kirliliği daha bir ortaya çıkıyor. Trajik nasıl anlatılır? Hiç istisnasız Ahmet Güneştekin dünyada ilginç ve eşsiz bir yerde duruyor. Elbette bu eşsizlik onun yapıtlarıyla alakalı değil. Bana göre tuvalleri ortalama bir el işinden...
SIR: NICOLE KIDMAN-TOM CRUSE
Kubrick gerçek yaşamlarında da evli olan bu ünlü çifti, gerçeğe çok yakın duyguları yansıtmaları amacıyla filmdeki evli çifti oynamaları için seçmiştir. Kamera Önü Oyunculuğun temeli olan ve bugün dünyanın en yaygın oyunculuk yöntemi kabul edilen Metod oyunculuğunu kuran Lee Strasberg; Nicole Kidman’ın Tom Cruse’la olan 11 yıllık evliğinin bitmesindeki en önemli etkendir. Metod oyunculuğun “Oynadığın...
SIR: HELLY-JUNG
Carl Jung için yepyeni bir dünyaya atılım böyle başladı. Tıp öğrencisi olan Carl bu konuyla çok ilgilendi, Helly’nin ruh çağırma seanslarına katılmaya başladı. Yirmi beş yaşındaydım. Yaşamımda ilk defa bir tiyatro salonuna girmiştim, biletimde yazılı olan koltuğumu bulup oturdum. Çok heyecanlıydım. Sahnede ki büyük perde yavaşça açıldı ve Bizet’in Carmen operası başladı…. Bu kişi dünyada...