hangi tanrının esiriyiz -ki, güneş burada nasıl soldu- burada! bu esrarlı bir tarihe uzanan kapılarda leylaklar uzardı: modigliani boynu kadınlar ay yüzüyle tül perdeler aralığından çiçek sulayan parmaklar ayrılık kokardı her yer kapalı bir hüzün kokardı -ıpıssız- karanlık bir yaraydı geçmiş zamanlardan o eski aşklar veda kokardı eksik tanrıların yalnız bıraktığı gönüller her...
Son Yazılar:
20. YÜZYIL MODERNİZMİNİN İFADE BİÇİMİ: SOYUT SANAT
Yapay Zekanın Sanatı ve Sanatçının Geleceği
Kadından Piskopos Atayan Uşak’taki Şehir: Pepuza
Tozan Alkan’dan yeni bir albüm: ALHEAVY
Beşiktaş’ta Street Art: Genco Gülan’ın İki Boyutlu Yerleştirmesi “Sol Klik”
KAHKANIN TARİHİ
Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası
Manzaramıza Bakmak
007 JAMES BOND YAKALANDI!
Ankara Film Festivali’nde ulusal yarışmalara başvurular başladı
Geleneğin Trajedisi, Kapitalizmin Kısa Öyküsü: Karanfilsiz
Biz eskiden, İzmirFuar’da DagaDa da Raks ettik sevgili Nisyan!
ÖDÜL TÖRENLERİNE KATILMAYAN EN İYİ KADIN ve ERKEK OYUNCULAR FİLMİ
Çok mu karışık, Metamodernizm nasıl anlatılır?
AŞK HERŞEYİ EŞİTLER
boş vestiyer (şiir)
İRONİK YAPI ÜZERİNE
John Ruskin’in Eseri: Modern Düşünce ve Yaşama Etkisi – I
BİR YOLCULUĞUN GÖLGESİNDE: UZAKTA BÜYÜYEN ÇOCUK (ÖYKÜ)
Yazar: Ahmet Özbek
AŞK ÜZERİNE ÇİZGİ DIŞI BİR TEZ
yaşamımızın şiiri: kirletilmiş aşk duygusu / SELİM İLERİ Beni mi sordunuz? Dünyanın en yalnız erkeğiyim . Ama fiziki ve ruhsal açıdan değil. Düşlerim/düşüncelerim/fikirlerim yalnız. Bunları acı. Yani demiryolu rayları üzerinde yürürken her an bir tünel/bir tren… Kiminle konuşsam…. “vazgeçilemeyen bir aşk”tan söz ediyor. Ünlü yazarlar da öyle. İyi de herkes için bunu düşünmek doğru değil....
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
İyi sinema ayrı şeydir, Modern sinema ayrı şey.. Bazen bu iki nitelik aynı yapıtta birlikte var olur. Bu bir dahilik oyunudur. Ama sinemanın görsel bir sanat olduğunu unutmayın olur mu? Bu görselliğin plastik sanatlardan aldığı çok şey vardır. Karel Reisz John Fowles’ı sinemaya aktarırken tehlikeli bir şey yapıyordu. Ama o tehlikenin içine korkusuzca ve duraksamadan...
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
sevmek üzerine bir not Selim İleri bıkmadan, yorulmadan toplumdaki sevgisizliği yansıttı kitaplarında. Aslında benim de katilim oldu: Ben de diğer insanlar gibi gündelik ilintileri aşk ya da sevgi sanacaktım, ve bu bakışla sıradan/mutlu biri olacaktım. Oysa dünyanın en iyi, en güzel insanı tarafından sevildim. Çok rastlanır bir şey değildi bu. Yani Fromm’dan Selim İleti’ye...
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
Sanatçı ruh fırtınadır. Onu dindirip rahatlar o, yapıt yaratırken; bazen de o fırtınayı yaşar/yansıtır. Çağın yeni deneyselcilerini seviyorum. Çünkü çağ insanı yıpratacak her şeyi deniyor; salgınları, teknolojik atakları, büyük savaşları. Buna olan tepkiyi, estetik derslerimizde aldığımız “teknoloji/sanat paralelliği” ilkesine göre yansıtmayı anlamlı buluyorum. Sanatın diliyle konuşma ülküsü tanıklık ise; bu olayı dengelemek de içinde yaşanan...
KIRIK BİR AŞK HİKÂYESİ GİBİ
-Selim İleri anısına- **** Sana hep yalan söyledim. Yani hep sevdim seni, dostluğunla ışık buldum, varlığınla, teninle sevdim seni. Bedensellik olmayan bir bedensellik vardı; bu çelişki değil, ruhu sevgide özgür bırakmaktı. Selim İleri’nin sevgiye o acılı bakışıyla bu sevgisiz toplumda şunu söylemek istedim: Her şeye rağmen bütün kötücül ilişkiler dünyasına direnip: “biz sevmiştik, sevebilmiştik. ”...
NATALIA (ÖYKÜ)
1. Mr. Ozbek bir konser için Bodrum –Türkiye’deyim. Sizi yakından tanımak, yüz yüze görüşmek için bunun iyi bir şans olduğunu düşünüyorum. Aramanızı bekleyeceğim. Sizin. Natalia Natalia…. Onunla Petersburg’da karşılaşmıştık. Ülkelerin müziksel geçmişi üzerine bir araştırma yapmak için oradaydım. Doğrusu sahnede harikalar yaratan bu narin genç kızı hayranlıkla izlemiştim. Bir buket çiçekle kutladığım bu...
SİNEMANIN FELSEFİ YÜZÜ
Sinemanın bir anlamda görsel bir sanat olduğunu unutmayan yönetmenler, ‘alana müdahalenin’ ne olduğunu iyi bilirler. Şöyle ki, ressamın tuvalinde sergilediği kompozisyonu renksel ve biçimsel olarak düzenleme şansı vardır. Bunun anlamı ise şudur: Biçimsel değerler uğruna fotografik gerçeklik feda edilebilir. Elbette buradaki amaç denge sağlamaktır. Plastik sanatlarda gerçekleşebilen bu dengenin, kameranın vizöründe de var olmasını bekleyen...
Yirmi yıl önceki bir aşkın tarafları için son dakikalar
Düşünce ve sanat, biçimsellik ve toplumsallıkla kaynaşınca ortaya doğrusu büyülü yapıtlar çıkıyor. Felsefe geliştikçe, çağdaş teknolojik ve yapısal değişiklikler oldukça, sanattaki anlatım biçimleri de –çağa tanıklık etme anlamında– klasik ve direkt bir dilden ayrılıp felsefi bir anlatım biçimine yöneldi. Tiyatroda Eugene O’neill, Henrik Ibsen tarzı anlatım dili, edebiyatta Virginia Woolf, James Joyce tarzına doğru kayış...
PERLA (ÖYKÜ)
Yer: Doktor H’nin ofisi.. –Sonra ne oldu Perla? Bu soru kafamda birkaç kez yankılanıyor… kapısız penceresiz boş bir odada hapistim. Ve beni oraya geçmişteki sevgilim zorla sokmuştu. Son kez minik bir pencere gördüm kaneviçeli perdesi rüzgârla savrulan: umut! –Peki sonra ne oldu Perla.. Kim konuşuyor peki. Oysa yapayalnızım burada. Hatta üst tarafım yarı çıplak…...