şu pırıltı
zarif ve umutla yükselen göğe
karanlığım için
bir reçine gibi süzülüyor aşağı, kelimelerim
ve kalbimdeki o büyük sızı.
onun ışıktan köze dönüşü, küle, onun yere düşüşüne bakıyorum.
kehribar yüklü bir sabah gibi buradan böyle gitmemeliydi
ama buradayım ben gürgen ağaçlarının arasında
dört nala geçiyor yanımdan hayat
neden bu kadar hızlı
bu akıl, bu yaş, bu çağ,
alakarganın her saniye başka bir dalı evi sanması kadar
tekrar ediyor yanılsama
ve sonsuz gebelik, meyvesini vermeyen hayat için çok olağan
değişecek ama
“şimdi ömrümüz siyah ve gürültülü”*
*c.s.tarancı.
( kardeşi nihal’e mektuplar )
Resim: Temur Köran
Bir Cevap Bırakın