SANAT FUARI MI YOKSA DEKORATİF SANATLAR FUARI MI? PANAYIR MI!

Beyler sanat organizasyonunda ilk hedef güçlü yapıtları topluma sunmaktır, para kazanmak değil. Yani  ilk planda sanat örnekleri sergilenmeli, vurucu sergiler yapılmalıdır. Para ise ikinci planda olmalıdır.

Üç büyük imparatorluğun başkenti ve geleceğin “Sanat Başkenti” İstanbul’un tarihi bölgesi Haliç’te  gerçekleşen Sanat fuarı Ci; Batılıların bize layık gördüğü “Doğu için geçerlidir” mantığının uygulandığı bir alan olarak sanat izleyicisini karşıladı. Gösterişin arkasına sığınmış uluslararası olmaya çalışan bu fuarda “Eser” yokluğu en belirgin olguydu. Sadece bir İspanyol standındaki Volkan Diyaroğlu iki tuvali seyretmeye değer eserler olarak ön plandaydı. Ancak panayır görünümündeki kargaşa içinde dikkat bile çekmiyorlardı.

İstanbul;  zengin kendine has kültürü, tarihi ve coğrafi konumu açısından eşsizdir. Sanat alanında eğer ülkemizde bir etkinlik yapılacaksa, bu organizasyon kent halkına layık olmalıdır. Bir İstanbullu olarak aksini düşünürsek uydurma sanat fuarları istemiyoruz. Biraz saygı lütfen! Böyle tarihi bir şehre yakışan sanat etkinlikleri düzenlemek, ona layık sanat organizasyonları yapmak sanatla uğraşanların hedefi olmalı. Sunumunda ESER olmayan bir sanat fuarı düzenlemek gerçekte toplumla alay etmektir. Hele de fuarda sergilenen fotoğraf sanatı örnekleri sanat izleyicisiyle alay eder gibiydi.

Batı uygarlıklarında  Sanat Fuarları ile Dekoratif Sanat Fuarları birbirinden çok farklı alanlarda düzenlenir. Hiç biri diğerinin alanına girmez.  17 yüzyıllık  sanat geleneği yaşayan Batılılar; deneyerek yaşayarak, bu kristalleşmiş aşamaya ulaştılar. Burada  “Yüksek Bilinç Düzeyi”nden söz ediyorum.

Evet plastik sanatlar geleneğimiz kısa olabilir ancak günümüzde sanat adına yapılan organizasyonlar bilgisizlikten, fırsatçılıktan, para kazanma kaygısından kaynaklandığı için; her sanat çalışmasını yapıt ya da eser yerine sayarak, yüksek estetiğin de ayarını bozuyorlar. Kültür Emperyalistlerinin ve işbirlikçilerinin ; ülkemde kültür ortamında cirit atması, her şeyi denetlemesi ve sanat organizasyonlarını gizliden gizliye yönlendirmelerini protesto ediyorum. Sanat ortamı sizlerin cirit atacağı bir alan değil beyler.

Cİ adını taşıyan sanat fuarı bir zamanlar çok doğru bir yoldaydı ve  Türk resim sanatının ustalarını, yeni yetişen gençlerin eser örneklerini kuşatıyordu. Hareketlilik yaşanıyordu, paneller, tartışmalar yapılıyordu. Yurt dışından katılan sanat galerilerinin de belli bir kalitesi vardı. Ancak zamanla gelişeceğine ,daha iyiye evrileceğine, sahici sanat eserleri sunacağına, estetik imgeyle  toplumu aydınlatacağına; para kaygısıyla tam ters yönde yol almaya başladı.

Beyler sanat organizasyonunda ilk hedef güçlü yapıtları topluma sunmaktır, para kazanmak değil. Yani  ilk planda sanat örnekleri sergilenmeli, vurucu sergiler yapılmalıdır. Para ise ikinci planda olmalıdır. Sonuç olarak gecen hafta İstanbul sanat ortamına karmakarışık eser olmayan eserler sunan Cİ; aynı zamanda İstanbullular için  hafta sonu gezisi ve tarihi Haliç manzarası ve lokantalarda yiyip içip sanattan pek anlamayanlarla bu yılki görevini tamamladı. Unutmadan, bir de sanat eserleri önünde sadece fotoğraf çektirmeye gelen zengin burjuvaları anmadan geçemeyeceğim. İyi ki varsınız!

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.