Sonsuz sakinliğin hareket denizinde bazı formlar Esen Soltay’ın önce zihninde sonra da imgeleminde biçimlenirken form ötesi sıra dışı formlara tanıklık yapılır. Dış doğanın somut temsillerinden, yerleşik düzgüden, organik doğanın oranlarından bambaşka bir oran düzenine geçen heykeltraş Esen Soltay’ın üçboyutlu çalışmaları varoluş yasalarına yeni varoluş boyutları kattığını saptarız. Sanatçının ellerinde Bakır, Demir gibi sert madenlerin form alarak estetik imgeye dönüşmesi sanatçının sihirli bir eylemidir. Doğayı kavrayışındaki Linersizlik; heykellerin amorf formu alarak, yaradılışın altı temel boyutuna yeni boyutlar ekler. Eserlerde doğal oranlar doğal olmayan oranlarla ifade edildikçe ortaya Up-Astilize duyumlar çıkar. Bu aşamada Sanatçı hem doğaya öykünmekte hem de doğadan alabildiğine uzaklaşmaktadır.
Yeraltı madenleri Bakır ve Demir bünyelerinde dünyasal gerçekliği taşırlar ancak bu madenler sanatçının önce zihninde sonra da ellerinde özlerini koruyarak artık başka bir evrenin varlıklarına dönüşmüşlerdir. Heykellerdeki garip uzantılar boyutlar ötesini işaretler. Eserlerin ortak özelliği her üçboyutlunun sonsuzluğa uzanma hareketidir. Deniz diplerinde yaşayan varlıklar aleminden; balık, yengeç, solungaçlılar, midye; toprak altının cevheriyle buluşarak sanatçının imgeleminden yeniden doğmaktadır. Kainatın bir parçasını ele alıp dönüştürmek ancak Esen Soltay gibi yaratıcı bir sanatçı tarafından gerçekleştirilebilir. Su elementinin karakterinde, maddeyi amorf yapılara sürükleme, yeniden biçim verme yaradılışın biçimleriyle oynama gibi özellikler bulunur. Okyanusların derinlerinde ışık oyunlarının, su elementinin yarattığı dalgalardan doğan bazı varlıklar sanatçının esin kaynağıdır. Pemundar’ın gücü vardır bu heykellerde.
Son buzul çağı bittiğinde okyanusların en dibi bir çok amorf varlıkla şenlenmeye başlar. Günümüzde ise deniz dibini yeryüzüne çağırmak, deniz dibi formlarını düşsel dünyanın elemanları haline getirmek sanatçının başlangıç kariyeridir. Fizikselliğin değişik boyutunu bir anlamda dip suların formlarını çekip çıkararak onlara güneşi ve gölgeyi giydirmek; sanatçının ilgi alanıdır. Esen Soltay’ın yaratıcı tini heykellerin malzemesine biçim verirken suyun doğasını, varlıklarını, imgesini üçboyutlu estetiğe taşımak biraz kendini keşfetmekle yakından ilgilidir.
Dünyasal su elementi insan ruhunda bilinçaltını temsil eder. Su bilinçaltı gibi hareketli ve stabilitesi olmayan bir elementtir. Sanatçının eserlerindeki form anlayışında ortaya çıkan altıncı boyut ötesi; biz hem suyun doğasını hem de sanatçının bilinçaltı Akış – Süzgecini yakalarız. Bu akışla yükselen heykel sessizliğin akışı gibi dingin ve şaşırtıcıdır. Yanı sıra parçalar arası uyumun estetik imgeyi yapılandırdığı eserlerde çok az da olsa stilize bir tavır göze çarpar. Suyun hareketindeki titreşimsel dönme translasyonel hareketliliği sanatçının heykellerinde çok belirgin bir ritim oluşturur. Yeryüzünde temsili olmayan biçimler yaratan sanatçı, deniz dibi varlıklarının suptil bedenlerini estetik dile taşırken yepyeni bir form aralığından bize seslenir.
Sanatçıyı etkileyen dev okyanuslardaki dip varlıklar, suyun Flexible doğasıyla ve bilinç/ bilinçaltı tepkilerle bir arada geldiğinde sanatçının estetik diliyle tanışırız. Bu estetik dil öte bir dildir. Bu dilde; okyanuslarda Demersal ve Pelajik habitatların varlıkları : Uzun solungaçlılar; Lipsoz, Trilobite, Broukiyo-podlar ve Krinoid’ler bakır ve demirden üretilmiş üçboyutlular halinde karşımızda belirir. Sanki suyun çok derinlerindeyizdir ve karşımızda bu kez estetik imge haline dönüşmüş varlıklar vardır. Sanatçının hareketlendirdiği durağan olmayan bedenleriyle yaprak, kurdele, ip gibi devinen deniz dibi varlıklarının, sanatçı eliyle yeniden doğarak ölümsüzleşmesi estetik imgenin yeni elçisiyle tanışmamızı sağlar. Deniz dibinde sürekli türbülans yaşayan bu varlıklar sanatçının yaratı aşamasındaki yeni bedenleriyle artık ilahi hayatlarına kavuşmuşlardır. Doğanın bu gizemli bölgelerinde zihinsel bir gezintiye çıkmış olan Esen Soltay doğaya yeniden biçim vererek, engin yeşil mavi sular sayesinde estetikte özgürlüğünü ilan eden bir sanatçıdır. Bütün canlı varlığın özünü kendinde barındıran su; aynı zamanda yeni bilgi taşıyan yeni çağ dönemeçlerini besleyen yaratıcı süreçlerin coşkun ırmağıdır.
Bir Cevap Bırakın