Ana Sayfa Vizör

Kategori: Vizör

Yazı
PEKİ SUNUCU KİM OLACAKTI? BEN GAZZARA

PEKİ SUNUCU KİM OLACAKTI? BEN GAZZARA

Piri Reis Haritası belgesel filminin, Brezilya, ABD, Portekiz, İspanya, İngiltere, Senagal ve Türkiye deki çekimlerini tamamlamıştım. Filmin kurgusunu tamamladım. Film bitmişti. Fakat kurgu sırasında film bir sunucu tarafından sunulsa bütün bu ülkeler arasındaki bağlantı ve haritaya olan ilgi çok daha iyi olur fikrine kapıldım. Böyle bir sunucu ile film çok daha iyi olacaktı. Bu arada...

Yazı
28 YIL SONRA: ERKEKLİĞE DEĞİL OLGUNLUĞA GEÇİŞ YOLCULUĞU

28 YIL SONRA: ERKEKLİĞE DEĞİL OLGUNLUĞA GEÇİŞ YOLCULUĞU

İki hafta kadar önce vizyona giren 28 Yıl Sonra (28 Years Later), son çeyrek yüzyılın en dikkat çeken zombi filmlerinden biri olan 28 Gün Sonra’nın (28 Days Later, 2002) ikinci devam filmi ve ilk filmin yönetmeni Danny Boyle ile senaristi Alex Garland’ın yönetmen ve senarist olarak imzalarını taşıyan ilk devam filmi. 28 Gün Sonra, zombilerin...

Yazı
Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası

Kitap kapağına düşülen bellek: Kitabın Rüyası

Kitap kapağı bir kitapla buluşmak için ilk eşiktir. Arka kapağa buyur eder okuru. Çoğu zaman kapak tasarımını kimin yaptığına dikkat etmez bile okur. Eğer alana ilgisi yoksa diyelim. Raflardaki o rengarenk görsellik, grafik lekeler, fotoğraflar ve de tipografi elbette. Yayınevinin kolektif mülkü olarak algılanır onun kimliği. Kim unutabilir efsanevi Varlık kapaklarını. Ya da seksenlere damga...

Yazı
Sinema Tarihinde Köşe Taşı: Alain Resnais

Sinema Tarihinde Köşe Taşı: Alain Resnais

Alain Resnais’le New York’ta tanıştığımda, yanında filmlerinin müziklerini besteleyen ünlü besteci  Philippe Gérard vardı. Philip Gerard’la Yaşam Bir Savaştır filmini yeni bitirmişlerdi. Daha sonra çekecekleri filmin (Melo) müziklerini tasarlıyorlardı. Filmin dramatik yapısı dışında, film yapımcısı filmin ne dediğini kontrol etmemelidir. Olanları akışına bırakmalıdır. Film aynı bir bitki gibidir, bırakın kendisi büyüsün, gelişsin. Bunları söyleyen kişi...

Yazı
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE

SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE

Tereddüt ve çizgi sözcüklerinin bir araya gelişindeki şiirsellik bütün filme yansımış gibi. Biri kararsızlık, belirsizlik, müphem (tereddüt) diğeri keskinlik, kararlılık (çizgi)  içeren iki sözcük… Katı bir sistem içinde (neredeyse yaşamsız, katı kurallar; yasalardan nihai sona yani ölüme kadar) oradan oraya koşturan bir çıkış yolu arayan insanın, günümüz insanının parçalanmış hikâyesini, yaşam çabasını görüyoruz filmde. Karakteri...

Yazı
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME 

MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME 

İyi sinema ayrı şeydir, Modern sinema ayrı şey.. Bazen bu iki nitelik aynı yapıtta birlikte var olur. Bu bir dahilik oyunudur. Ama sinemanın görsel bir sanat olduğunu unutmayın olur mu? Bu görselliğin plastik sanatlardan aldığı çok şey vardır. Karel Reisz John Fowles’ı sinemaya aktarırken tehlikeli bir şey yapıyordu. Ama o tehlikenin içine korkusuzca ve duraksamadan...

Yazı
HALKÇI PAMUK PRENSES

HALKÇI PAMUK PRENSES

Pamuk Prenses’in “kraliçe hep böyle kazanıyor işte: bizi birbirimize düşürerek” diye sitem edip uyarıda bulunması da Pamuk Prenses’teki güncel çağrışımları iyice güçlendiriyor. Sinema tarihinin ilk uzun metraj çizgi filmi olarak canlandırma sineması tarihinde bir dönüm noktası (*) oluşturan Pamuk Prenses ve 7 Cüce’nin (Snow White and the Seven Dwarfs, 1937) 75. yıldönümü vesilesiyle 2012’de Yurt...

Yazı
Yalancının Mumu Yanmasa da Yanar: Fellini Sinemasında İktidarsızlık

Yalancının Mumu Yanmasa da Yanar: Fellini Sinemasında İktidarsızlık

Bazılarına göre Casanova sefahat peşinde kibirli bir aristokrattır, bazılarına göreyse birlikte olduğu her kadında nafile annesini arayan kaybolmuş bir çocuk. Fellini sinemasındaysa çift anlamlıdır Casanova. Çelişkili biçimde, bir yandan yaşama sevincini kaybetmiş kadınları iyileştiren bir şifacı, diğer yandan annesinden korkan bir firaridir. Ömrü annesini aramakla değil, aksine ondan kaçmakla geçmiştir. Dehası ise korkularını etkisiz hale...

Yazı
CÜNEYT ARKIN’IN ARDINDAN

CÜNEYT ARKIN’IN ARDINDAN

90’lı yıllar. Kimi zaman okuldan akşamüzeri gelip, annemizin arkadaşlarıyla olan gününden kalan kısırı, böreği, patates salatasını ve daha nice gün ikramını aç karnımıza neşe içinde indirirken kimi zaman da pazar günleri sabah kahvaltısından sonra, bizden önceki kuşağın TRT’de izlediği “vahşi batı” filmlerinden farklı olarak izlerdik onun eserlerini. Elbette daha pek çok zamanda ve pozisyonda izlediğimiz...