Alain Resnais’le New York’ta tanıştığımda, yanında filmlerinin müziklerini besteleyen ünlü besteci Philippe Gérard vardı. Philip Gerard’la Yaşam Bir Savaştır filmini yeni bitirmişlerdi. Daha sonra çekecekleri filmin (Melo) müziklerini tasarlıyorlardı. Filmin dramatik yapısı dışında, film yapımcısı filmin ne dediğini kontrol etmemelidir. Olanları akışına bırakmalıdır. Film aynı bir bitki gibidir, bırakın kendisi büyüsün, gelişsin. Bunları söyleyen kişi...
Son Yazılar:
Kusurlu Harede Kusursuz Sörf (Şiir)
geri sar. (şiir)
ÖZGÜL AĞIRLIK (ŞİİR)
DAVID CRONENBERG’İN YENİ FİLMİ KEFENLER
Kamboçya Tapınak Şehirleri: Angkor Wat ve Preah Vihear
DESTAN VE ŞİİRLERE TUTKUN BİR SANATÇI: M. LATİF SAĞLAM
Fırça ve boya kullanmayan ressam: Ahad Saadi
YOKLUĞUN SANCISI (ŞİİR)
ESKİ BİR KALP AĞRISI İÇİN (ŞİİR)
1218. Sokak (Şiir)
MODERNİZMİN ÇÖKÜŞÜ: POSTMODERNİZM
G-art Galeri’den Yeni Sergi: Everybody Knows-Herkes Biliyor…
Pandemide evde kal(a)mayanların güncesi: Sonbaharda Ölmek
METAMODERN SANAT
Sinema Tarihinde Köşe Taşı: Alain Resnais
İKİ KİMLİK ARASINDA: BİR ÖĞRETMEN-YAZARIN HİKÂYESİ
ESSAOUİRA DÜNYAYA TANITILIYOR
Apollon ve Dionisos Arasında: Sandrine Prévot
Mavi Bir Gece
Kategori: Vizör
SELMAN NACAR’IN TEREDDÜT ÇİZGİSİ ÜZERİNE
Tereddüt ve çizgi sözcüklerinin bir araya gelişindeki şiirsellik bütün filme yansımış gibi. Biri kararsızlık, belirsizlik, müphem (tereddüt) diğeri keskinlik, kararlılık (çizgi) içeren iki sözcük… Katı bir sistem içinde (neredeyse yaşamsız, katı kurallar; yasalardan nihai sona yani ölüme kadar) oradan oraya koşturan bir çıkış yolu arayan insanın, günümüz insanının parçalanmış hikâyesini, yaşam çabasını görüyoruz filmde. Karakteri...
MODERNİZM ÜZERİNE BİR DENEME
İyi sinema ayrı şeydir, Modern sinema ayrı şey.. Bazen bu iki nitelik aynı yapıtta birlikte var olur. Bu bir dahilik oyunudur. Ama sinemanın görsel bir sanat olduğunu unutmayın olur mu? Bu görselliğin plastik sanatlardan aldığı çok şey vardır. Karel Reisz John Fowles’ı sinemaya aktarırken tehlikeli bir şey yapıyordu. Ama o tehlikenin içine korkusuzca ve duraksamadan...
HALKÇI PAMUK PRENSES
Pamuk Prenses’in “kraliçe hep böyle kazanıyor işte: bizi birbirimize düşürerek” diye sitem edip uyarıda bulunması da Pamuk Prenses’teki güncel çağrışımları iyice güçlendiriyor. Sinema tarihinin ilk uzun metraj çizgi filmi olarak canlandırma sineması tarihinde bir dönüm noktası (*) oluşturan Pamuk Prenses ve 7 Cüce’nin (Snow White and the Seven Dwarfs, 1937) 75. yıldönümü vesilesiyle 2012’de Yurt...
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Sinemaya şiirsel gözle bakmak bence akılcı bir şey. Çünkü her şiirin bir görüntüselliği söz konusu olduğu için, genel anlamda 'şiirdeki görüntüyü yakalamada' sinema çok iyi yardımcı olacaktır bize.
Yalancının Mumu Yanmasa da Yanar: Fellini Sinemasında İktidarsızlık
Bazılarına göre Casanova sefahat peşinde kibirli bir aristokrattır, bazılarına göreyse birlikte olduğu her kadında nafile annesini arayan kaybolmuş bir çocuk. Fellini sinemasındaysa çift anlamlıdır Casanova. Çelişkili biçimde, bir yandan yaşama sevincini kaybetmiş kadınları iyileştiren bir şifacı, diğer yandan annesinden korkan bir firaridir. Ömrü annesini aramakla değil, aksine ondan kaçmakla geçmiştir. Dehası ise korkularını etkisiz hale...
CÜNEYT ARKIN’IN ARDINDAN
90’lı yıllar. Kimi zaman okuldan akşamüzeri gelip, annemizin arkadaşlarıyla olan gününden kalan kısırı, böreği, patates salatasını ve daha nice gün ikramını aç karnımıza neşe içinde indirirken kimi zaman da pazar günleri sabah kahvaltısından sonra, bizden önceki kuşağın TRT’de izlediği “vahşi batı” filmlerinden farklı olarak izlerdik onun eserlerini. Elbette daha pek çok zamanda ve pozisyonda izlediğimiz...
BİR DUAYENİN ARDINDAN: AGÂH ÖZGÜÇ’LE KIRIK DÖKÜK HATIRALAR
Üzerine ne söylense bir şeylerin eksik kalacağı gerçek bir kültür adamını kaybettik. Sinemayı hayatın içinde öğrenmiş, sayısız anıya tanıklık etmiş ve neredeyse tüm resmî / özel kurumların sessizliğe büründüğü anlarda yedinci sanatın belleği olmayı tek başına başarmış gerçek bir duayendi Agâh Özgüç. Çöpleri Karıştıran Adam! Adını her işittiğimde aklımdan çıkmayan bir anekdot gelir aklıma: Ülkenin...
Aki Kaurismäki: “Ve Bulutlar Uzağa Gittiler”
Aki Kaurismäki’nin Ve Bulutlar Uzağa Gittiler adlı filmi Cannes’daki yarışmada ve Locarno’daki Piazza Grande’de yaklaşık on sekiz bin seyircinin önünde görücüye çıktı. Kaurismäki’nin kahramanlarının «karanlık» dünyası, şüphesiz Finli olmayan izleyicileri derinden şaşırttı. Bu film, yapımcısının jest ve araç düzeneklerini, biricik ve ayrıksı sinematografik dilini ve dünyaya bakış açısını tanıma fırsatı sunuyor. Kaurismäki bu filminde, izleyiciyi,...
ŞİMDİ BİR FİLM ATIF YILMAZ’I ANLATMALI
Bir film jilet gibi olmalı. Ringi dar etmeli insana. Sersemleştirmeli. Ağlatmalı, duvarları yumruklatmalı. Bir film, kalbini söküp duvarlara fırlatıp parçalatmalı insanı. Bir film, insanı kiralık bir katile dönüştürmeli, soğukkanlı bir cerraha, sıcak bir çay yapan garsona… Bir film, uzun yürüyüşlere, yeni maceralara, soğuk bir kadeh rakıya alıştırmalı. Bir film, Gelinin Muradı olmalı. Bir film, Kibar Feyzo, Balatlı Arif,...