Liza merhaba, söyleşiye geçmeden evvel seni tanımayan okuyucular için kendinden bahsetmek ister misin? Aslında kendimden bahsetmeyi pek sevmiyorum. Sanırım resimlerim, kendim hakkımda dile getireceklerimden beni daha iyi tanımlar (Bu yüzden annem yaptıklarımdan nefret ediyor). Çocukluğumdan beri doğaya ve mitolojiye, yaratmaya ve yıkmaya, yemeye ve yenmeye karşı büyük ilgim var. “Neden küçük tavşan derisini yüzdüğümüz zaman...
Son Yazılar:
Orhan Gürel Sulu Boya Resim Sergisi PonArt Akademi’de
Bağımsız Sinemada Bir Yol: Driveways
Predator: Vahşi Topraklar
Aklın ve Tutkunun Kıvılcımı: Nikola Tesla
PAOLO-VİTTORİO TAVİANİ KARDEŞLERDEN BİR “KAOS” ANLATISI
Franco: İspanya’da Hafıza Savaşının Elli Yılı
Bedia Ekiz: Yüzey ve Leke’nin Diyaloğu
Ayşen Savcı’dan “Mısralar” Atölye Sergisi
Tozan Alkan Seçiciliğinde #eklitera Kasım Şiirleri
HB Art Gallery’den Yeni Sergi: Süleyman Saim Tekcan-Zamanı Dizginlemek
Düzyazı Şiire Şeytan
Hasan Sarıtaş Galeri’den Yeni Sergi: “Çok Uzak, Fazla Yakın”
KADIN OLMAYI KUTLAYAN TEK FESTİVAL “FEMİNİSTANBUL” 8 YAŞINDA
Köylüler (Şiir)
sefih bir yaşam (şiir)
Dönüş (Öykü)
ÇELDİREN AĞAÇ (ŞİİR)
YOLCU (ŞİİR)
“İBİD. ŞİİR” DERGİSİNİN 10. SAYISI VEVEYA.NET’TE
Kategori: Röportaj
Nurduran Duman ile Söyleşi
Şiirde tetiğe basmanızı tetikleyen üç şair söyler misiniz okurunuza? “Sordum sarı çiçeğe Annen baban var mıdır Çiçek eydür derviş baba Annem babam topraktır” Yunus Emre’nin bu dizelerini ezgisiyle birlikte siz de büyük olasılıkla biliyorsunuzdur. Beş altı yaşlarımda bu dizeleri ve şiirin tamamını ezgisiyle söylediğimi anımsıyorum… İşte o derviş baba günden güne gün ile biçimlenip benimle...
Dilara Özden ile Cyberpunk üzerine
Dilara merhaba, seni tanımayan okuyucular için kısaca kendinden bahseder misin? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım bölümü mezunuyum. Üniversite döneminde, yaklaşık beş sene boyunca farklı tasarım ajanslarında çalıştım fakat istediğim hep daha özgün şeyler üretebilmekti. Çocukluğumdan beri çiziyorum ve hiç bırakmadım, fakat bunun ofislerde harcadığım vakitle birlikte yitip gitmesinden korkuyordum. Sanırım bu yüzden okulu...
Alain Badiou: Marksist Düşüncenin Yeni Bir Başlangıcındayız
Ünlü felsefeci Alain Badiou’yla Petrograd, Shanghaï (La Fabrique, 2018) adlı son kitabının yayımlanmasını merkeze alan bu söyleşide Badiou, yirminci yüzyılın devrimci mirası ve Marksist kuramın geleceğini ele aldı. Alain Badiou, ‘Petrograd, Shangaï’ (La Fabrique, 2018) isimli yeni kitabında Çin Kültür Devrimi ve 1917 Ekim Rus Devriminin başarısızlıkları üzerine derinlemesine düşünüyor. Maocu mirasın tartışmalı savunucusu olan bu...
Gülnur Savran ile Emek-Cinsiyet ve Sınıf Üzerine
Gülnur Savran ile beden, emek, sınıf, cinsiyet ve feminizmi konuştuk. Beden Emek Tarih ama bir de alt başlık olarak Diyalektik bir Feminizm İçin. Feminizm neden diyalektik olmak zorunda? Zorunda demezdim ben, neden diyalektik bir feminizm anlayışı öne çıkıyor diye sorardım. Kitaptaki diyalektik bir yaklaşımı öne çıkarma kaygısını üç farklı düzlemde ele almak mümkün. Bunlardan biri,...
Yaşar Çabuklu ile söyleşi
Yaşar Çabuklu 1955’te İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi’nden siyaset bilimi yüksek lisans derecesi aldı (1983). Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi’nde metin yazarlığı yaptı. Yazıları Akıntıya Karşı, Beyaz, İskenderiye Yazıları, Virgül, Defter, Varlık, Birikim, Kara Mecmua, Siyahi, Sempatik Dans, Kaos GL dergilerinde yayımlandı. ‘Kovulanın İzi’nden bu yana düşüncelerinizin değiştiğini söylüyorsunuz. bu değişikliği okuyucular için kısaca özetleyebilir misiniz?...
ÖLÜ KUŞLARIN DÜŞÜNCELERİNİ SORGULAYAN ADAM: HAKAN UNUTMAZ
Şiirleriyle, şiir kitaplarıyla tanıdık onu daha önce. Bu kez de karşımıza bir öykü kitabıyla çıkageldi. Hakan Unutmaz’ın Kaos Çocuk Parkı Yayınları etiketiyle yayımlanan eseri üzerine kendisiyle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. BELEMİR GÖKER: Kuşların ölüyken bile ne düşündüğünü sorgulayan adamla başlayalım: kimdir Hakan Unutmaz? HAKAN UNUTMAZ: Kendi düşünde nefes alan biyolojik bir varlık işte, anlatmaya pek...
FERİT BURAK AYDAR: 1917-DEVRİMİN RAPSODİSİ
Tarih yazımlarından başlamak istiyorum, Ekim Devrim’i tarih yazımlarına nasıl yansıdı? Ezcümle Ekim Devrimi tarihi nasıl yazıldı? 1917 Rusya Devrimi’nin tarihi de, tıpkı 1936-37 İspanya Devrimi’nin tarihi gibi, siyasi çekişmelerden ve ideolojik kamplaşmalardan bağımsız yazılmadı. Aslında devrimin iniş çıkışlarıbağlantılı olarak nesnel tarihçilik yanıyla ideolojik propaganda yanı kapıştı. Nihayetinde bu durum İngiliz-Amerikan tarihçilerin üstünlüğü ele geçirmelerini sağladı...
NİHAT ATEŞ: “YENİ BİR DÜNYA KURMAK İÇİN” YAZIYORUM”
-Sevgili dostum, uzunca bir aradan sonra merhaba… İnsancıl ve ardından Mum dergisinde birlikte emek veriyorduk… Bu süreçte Günışığı Şiirleri ve Dinlenen Cadı şiir kitaplarının kapak çalışmalarını yapmıştım, romanımın önsözünü yazmıştın… Sonra ben memlekete döndüm, ayrı düştük… ama hep aynı mücadelenin emekçisi olarak üretmeyi sürdürdük… Neler yapıyorsun şimdi? Kendinden, eserlerinden, yapıp ettiklerinden söz edebilir misin? –...
Haydar Ali Albayrak: “Sinemamızda sadece bireyci dertler var.”
Yazılarından tanıdım ilkin onu; tam da artık hiç kalmadı dediğim, sağlam tespitler içeren, vurucu, protest sinema yazıları yazıyordu. Sonradan öğrendim ki, sinema yüksek lisansı yapıyormuş aynı zamanda… Haydar Ali Albayrak’tan söz ediyorum; Yeni Gelen dergisinde de öne çıkan üretimleriyle gözümüze çarpan Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde bir de sinema üzerine yazılarını derlediği “Türk Sinemasında Yol Ayrımı” adlı...









