DEMİRCİLER ÇARŞISI CİNAYETİ ROMANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Uzun yıllar boyunca Yaşar Kemal denildiğinde, edebiyatla ilgili olsun olmasın hemen herkesin aklına yazarın İnce Memed romanı gelirdi. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte yazar bu romanından çok romanlarından birindeki bir giriş cümlesiyle hatırlanır oldu: “O iyi insanlar o güzel atlara bindiler çekip gittiler.” Cümle, Akçasazın Ağaları üçlemesinin ilk...
Son Yazılar:
KEREM QOSARÎ: “DİLERİM ÇOK DİLLİ SAHAFÇILIK HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ.”
Hologram Etler
BİR KAR GECESİ (ÖYKÜ)
Sinemanın Sırları: Louis Malle
AŞK’IN KANAYAN HİKÂYESİ
Hasan Kıran’ın “Abuzambak” sergisi Brieflyart Galeri’de
Beyoğlu Film Günleri başladı
Yeni Dalga’nın Büyükannesi: Agnes Varda
KAÇ DUA BAĞIŞLATIR (ŞİİR)
“Arkası”–Nihat Özdal ve Ebru Ceylan’dan Fotoğraf ve Metin Arasında Bir Diyalog
RESSAM – TASARIMCI ROZA TULGA İLE SÖYLEŞİ
LABİRENT SANAT’TAN YENİ SERGİ “SUPERNATURA”
Hüzün Boşluğunda Bir Dünya: Kazan mı Yoksa Kaynayan mı?
Elif Karaosman: FIRTINAYI HİSSETMEK
SIR: WERNER HERZOG – SİNEMADA GERÇEKÇİLİK
İdeolojik Bir Tekrarın Kurgusu: Tienanmen’de İsyan
BENTO’NUN TUHAF HUYLARI
“SOLO BOTTER: BURHAN UYGUR” SERGİSİ, CASA BOTTER’DE ZİYARETE AÇILDI!
Adorno’yu Yanlış mı Anladık? Eleştirel Teorinin Günümüze Etkisi
Kategori: Litera
Yeşil Gözlü Canavar: Haset
Haset (Arapça kökeni hased), Türkçe deyişle çekememezlik, çoğumuz -belki de farklı derecelerde hepimiz- tarafından toplumumuzda tecrübe edilirken, dilimizde pek de iyi ifade edilmeyen, daha ziyade kıskançlıkla karıştırılan ve dini vurgusu dolayısıyla İslami çevrelerce sık kullanılan bir kelime. Kıskançlığın çok daha zehirli, tehlikeli bir hemcinsi olan haset, tüm dinler, ahlâki öğretiler ve çoğu düşünür tarafından...
Düşmanlık Onurunu Korumak
Düşmanı ne kadar alçaksa, kişi kendini o kadar yüce hissedebilir mi? Veya kendi değerinden bağımsız bir durum olarak görebilir mi insan, düşmanının niteliğini? Arkadaşlıkların genelde bir seçim konusu olduğu düşünülüyor ama nedense düşmanlıklardan sanki bir tür “maruz kama” biçiminde söz ediliyor. Oysa dostlukların ve düşmanlıkların tercihle veya seçimle açıklanması dahi yetersiz kalabilir. İş arkadaşlığında, komşulukta,...
Nerelisin?
Hasan Kıyafet’in Ermeni Ninem öyküsü, 2018 Şubat’ında memlekette yaşanan soy ağacı inceleme çılgınlığının açıklaması gibi de okunabilir. Yıllar önce yapılmış bir açıklama. * Zafir, hep örnek aldığı on beş yaşındaki ablasının ardından düşe kalka koşuyor. Ama yetişmekte zorlanıyor. Ablası, elinden tuttuğu en küçük kardeşini peşinden sürüklediği halde, çok hızlı ilerliyor. Böyle kaçmak konusunda deneyimli gibiydiler....
ANSIZIN VE HEPSİ BİRDEN: TRAVMA, ÖFKE ve UMUT[SUZLUK]
“Şimdi ağlamak istemiyorum. Arkadaşlarım aklıma gelince ağlıyorum çünkü.“- sy. 18 Tarkovski, ilk filmini yapmaya nasıl karar verdi? Charles Baudelaire, Paris Sıkıntısı kitabını hangi ruh haliyle yazdı? Arthur Rembaud, Kıbrıs’a neden gitti? Edward Hooper ilk tablosunu yapmaya başladığında ne düşünüyordu ve ilk hangi rengi kullandı? Eugene Atget, Paris’in bomboş sokaklarını fotoğraf makinesiyle çekmeye karar verdiğinde, deklanşörüne...
Bir Kuşun Kanatlarıyla Arasındaki İpucu: Son Görüş
Yakın bir zaman önce Düş Ülke yayınlarından çıkan “Son Görüş” Levent Karataş’ın yedinci şiir kitabı okurlarıyla buluştu. Doksanlı yıllarda yazmaya başlayan Karataş; kendine özgü biçem anlayışının izlerini ilk şiir kitabı Düşüyorum Galileo (1992) ile bırakmıştı. Şairin daha sonra Masal (2006), Bir Doğu Uykusu (2006), Güzel Cumartesi(2010), Piyano Fabrikaları(2014), Bir Dünyalı-nın Mesafesi (2014) adlı şiir kitapları yayınlanmıştı. Şair son çıkan şiir kitabı Son Görüş ile 2014’te yazdığı şiirleri evrensel bir duruşun izleğiyle bir araya getirmesi de bize, içinde...
Ayça Erkol: Hiç Aklımda Yokken
Ankara Üniversitesi’nin edebiyata yeni isimler kazandırmak için 2014’ten beri düzenlediği “Roman ve Öykü Ödülleri” geçtiğimiz günlerde sahiplerini buldu. 2017 yılının öykü kategorisinde de ödülün sahibi Alakarga Sanat Yayınları tarafından yayımlanan “Hiç Aklımda Yokken” adlı kitabın yazarı Ayça Erkol oldu. Seçici kurulun tespitleriyle söyleyecek olursak; “gözlem gücü son derece yüksek, isabetli gözlemleriyle toplumdaki “tipleri” son derece...
Giyotin Bir Ceket: KARMANYOLA
Günümüzde neredeyse unutulmuş bir kelime karmanyola; artık galiba bir tek bulmacalarda karşımıza çıkıyor. Sözlük anlamı TDK’ya göre “şehir içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk”. Yine aynı sözlükte (Güncel Türkçe Sözlük) kelimenin kökeninin İtalyanca “carmagnola” (okunuşu “karmanyola”) olduğu yazılı. Aslında Carmagnola, İtalya’da mutfağı ve şaraplarıyla ünlü Piyemonte bölgesinde, Torino’ya bağlı bir ilçenin adı. İşte Fransızca...
KAYGISIZLIK ÇAĞINDA JOHN COFFEY OLAMAMAK
Kaygısızlık çağında John Coffey olamamak. İçten içe her şeyi en güzel hale çevirebilmek arzusuyla yanıp tutuşmak ama yetememek. Elinizi nereye uzatsanız boşa çıktığını gördüğünüz, kımıltısız bir yanılsamayla yaşamak. Çoğumuz Stephan King’in Yeşil Yol kitabını okumuş yahut filmini izlemişizdir. Tecavüze uğramış iki çocuğun cansız bedenlerini kurtarmaya çalışırken bulunan John Coffey’nin suçlu bulunup, idam cezasına çarptırılarak, idam...
ANAYURT OTELİ’NDE MEKÂN-TOPLUM KISKACINDA ZEBERCET
Yusuf Atılgan’ın Romancılığına Kısa Bir Bakış Yusuf Atılgan (1921-1989) Türk edebiyatında modernist romanın ilk örneklerini veren yazarlardan biri olmanın yanı sıra, 1950’lerden itibaren öykü, roman ve şiirin ana konusu hâline gelen bireyi ve onun iç dünyasını odağa alan yetkin eserleriyle dikkat çeker. Kentli modern bireyin duygu dünyasını oluşturan yabancılaşma, yalnızlaşma, bunalma, toplumdan soyutlanma gibi temaları...